Cahillik – Cahillikten Allah'a sığınmak ve Cahillerden yüz çevirmek

Yüce Allah buyuruyor:
(Hz. Mûsa): “Câhillerden olmaktan Allah’a sığınırım” dedi. (Bakara – 67) Maddi ve mânevî olmak üzere iki çeşit câhillik vardır.

Maddi câhillik nedir?
   Bilim, kültür ve teknoloji açısından yaşadığı çağın gerisinde kalanlara genelde câhil denir. Ancak bu tanımlama gerçeği tam yansıtmaz. Çünkü belirli bir bilim dalında uzman olanlar, uzmanlık alanlarının dışında kalan bilim dallarında câhil olabilirler. Örneğin, küresel üne sahip olan bir ekonomi uzmanı, tıp dalında câhil olabildiği için aniden hastalanan eşini gece yarısı hastaneye taşıma zorunluluğunda kalır.

   Hz. Mûsa gibi bir peygamber bile Hz. Hızır’ın ledünni ilmi karşında câhil
kaldığına göre, her insanın doğasında câhillik vardır. Bunun için atalarımız “her şeyi bilen, hiç bir şey bilmez” demişler. Maddi câhillik dünya hayâtı ile sınırlı olup ölümle sona ereceğinden, âhirette mânevî dereceler dışında fizik uzmanı ile tarım işçisi ve tıp uzmanı ile berber çırağı arasında bir farklılık olmaz.

Mânevî câhillik nedir?
Yüce Allah buyuruyor:
   (Yûsuf) Rabbim! Bana zindan, onların (Mısırlı kadınların) beni dâvet ettikleri şey (gayr-i meşrû cinsel isteklerin) den daha sevimlidir. Eğer onların (cinsellik) hilelerini benden çevirmezsen, onlara meyledebilir ve câhillerden olurum. (Yûsuf – 33)

   Hz. Yûsuf, Züleyhâ’nın kocası olan Mısır maliye bakanı Kıtfır’in kölesi idi. Züleyhâ ve Mısır’lı kadınlar onu gayr-i meşrû cinsel isteklerine dâvet edince (baskı yapınca), Hz. Yûsuf’un sadece iki seçeneği vardı; ya kölesi olduğu Züleyhâ’nın cinsel yaklaşımına boyun eğip Mısır’ın en lüks sarayında konfor içinde yaşamak ya da karanlık zindana atılıp zalim gardiyanların baskısı altında yaşamak. Hz. Yûsuf zindanı saraya tercih etti ve
“Rabbim! Bana zindan onların beni dâvet ettikleri şeyden daha sevimlidir” dedi.

   Diğer yandan her nefis kötülüğü emrettiği için nefsine güvenemeyen
Hz. Yûsuf: “Eğer onların (cinsellik) hilelerini benden çevirmezsen
(beni zindana attırmazsan), onlara meyledebilir (nefsime uyabilir) ve
câhillerden olurum” dedi.

   İşte Hz. Mûsa’nın, Hz. Yûsuf’un, diğer peygamberlerin ve bilinçli mü’minlerin Allah’a sığındığı mânevî câhillik, mânevî gaflet ve mânevî aşağılık budur.

   Allah’ı unutup ölümü yok saymak ve nefsin istekleri doğrultusunda gayr-i meşrû cinsel ilişkilerde bulunup günah bataklıklarına dalmak, gerçekten ne korkunç bir gaflet ve mânevî cehalet!

Câhillerle ilişkiler!
Yüce Allah buyuruyor:
(Ey Habibim!) Bağışlama yolunu tut, iyiliği emret ve câhillerden yüz çevir. (A’raf – 199)

   Allah’ı unutup ölümü hatırlamayan ve nefislerinin istekleri doğrultusunda çılgınca yaşayan câhilleri kendi hallerine bırakıp onlarla ilgilenmemek, denize düşüp boğulma tehlikesi geçirenlerle ilgilenmeyip
kendi hallerine bırakmaktan daha tehlikelidir.

   Ancak bazıları denize düşeni kurtarayım derken kendileri de boğuldukları gibi bizler de câhilleri kurtarayım derken kendimiz de cehalet bataklıklarında boğulmamamız için Yüce Allah’ın Peygamberimize emrettiği şu üç kuralı uygulayalım;

   Bağışlama yolunu tut: Câhillerden gelebilecek her çeşit kötü davranışları ve hakaret içeren sözlü sataşmaları hoşgörü ile karşılayabilmek için kendimizi hazırlayalım ve bağışlama yolunu tutalım.
   İyiliği emret: Onları gafletten uyarmak ve cehalet bataklıklarından kurtarmak için kurtuluşun sadece İslâm’da olduğunu anlatırken ve İlâhi emirleri tebliğ ederken, bıkkınlık vermemek için az, öz konuşalım ve öncelikli konuları unutmayalım.
   Câhillerden yüz çevir: İlâhi emirleri tebliğ ettikten ve İslâmî yaşantının güzelliklerini örnekler vererek anlattıktan sonra, tartışmaya girişmemek, çirkin sözlerine muhatap olmamak ve onların seviyesine düşmemek için hoşgörü ile yanlarından ayrılalım.

Câhillere öğüt fayda verir mi?
Evet verir ama iki çeşit câhillik vardır, Bilmediğini bilir, câhilliği kabullenir, anlatılanları dinler, öğrenmek ve cehalet bataklığından kurtulmak ister. İşte bunlara öğüt fayda verir.
   Bilmediğini bilmez, câhilliği kabullenmez, anlatılanları dinlemez. İşte bunlara öğüt fayda vermez.
Ahmet Tomor Hocaefendi – www.ihvanlar.net

PAYLAŞ