FATİH SULTAN MEHMED’TEN CİHAD DERSİ

   Fatih Sultan Mehmed’in, sıkıntı ve meşakkatten yılmayarak Allah yolundaki gayreti ve Müslümanlara hizmeti numene-i imtisaldir:

   Trabzon Rum İmparatorluğu üzerine sefere çıkmıştı. Şehre arkadan ulaşmak için dağlık ve ormanlık bir araziden geçiliyordu. Bazen baltacılar, önden yol açıyorlardı. Yolun müsait olmadığı bir yerde Fatih’in atı kaydı. Fatih, bir kayaya tutunmak için uğraşırken elleri kanadı. Bu hali müşahede eden beraberindeki Uzun Hasan’ın anası Sara Hatun, tam fırsatı olduğunu düşünerek:
“Oğul! Han oğlu hansın! Bir yüce hükümdarsın! Trabzon gibi küçük bir kale için bunca meşakkate katlanmak reva mıdır?” dedi.

   Çünkü uzun Hasan, Trabzon Rum İmparatorluğu ile akrabalık kurmuş, bu yüzden anasını, bu seferden vazgeçirmesi için Fatih’e ricacı göndermişti. Fatih, elleri sıyrıklarla dolu olduğu halde doğruldu ve şöyle dedi:

   “Ey ihtiyar ana! Bilmez misin ki, elimizde tuttuğumuz din-i İslam’ın kılıcıdır. Sen zanneyleme ki çektiğimiz bunca zahmetler, kuru bir toprak parçası içindir. Bilesin ki, bütün gayretlerimiz Allah’ın dinine hizmettir. İnsanları hidayete kavuşturmaktır. Yarın Allah’ın huzuruna vardıkda, yüzümüz kara olmasın diyedir. Elimizde İslam’ı tebliğ ve ta’ziz imkânları varken, birtakım zahmetlere katlanmayıp ten rahatlığını tercih edersek, bize gazi denilmesi reva olur mu? Ehl-i Küfre İslam’ı götürmezsek, onların azgınlıklarına mani olmazsak, huzur-i ilahiye hangi yüzle çıkarız?.!”

www.ihvanlar.net

PAYLAŞ