Hayızlı ve Lohusa olan kadına haram olan şeyler
Delilleri ile açıklayacağımız Hayız ve lohusalık sebebiyle haram olan şeyler şöylecedir:
Bütün namazlar, Tilavet secdesi,
Oruç tutmak,
Mushafa dokunmak, Kur’an okumak
Tavaf,
Mescide girmek, İtikaf,
Cinsel ilişki
Talak
Bir takım kişiler, hayızlı kadına haram olan bazı şeylerin Hazreti Aişe’nin kendi görüşü olduğunu, müctehidlerin de bunu delil olarak aldığını söylüyorlar. Bu kişiler hazreti Aişe’ye de böylelikle iftira ediyorlar. Çünkü o kendi uydurduğu bir dini değil, Resulüllah’ın emrettiği dini yaşıyordu. Kaldı ki Resulüllah Efendimiz de fıkıh konusunda onu yetkilendirmiş ve dinin ondan öğrenilmesini istemişti.
Ebû Mûsa el-Eş’arî Hazretleri bu gerçeği şu ifadelerle anlatıyor:“Resûlullah’ın ashâbı olarak bize hangi konu zor gelse, onu alır Âişe’ye arz ederdik ve görürdük ki o konuyla ilgili onun yanında, bu problemi de çözecek bir bilgi mutlaka var!” (Tirmizî, Menâkıb 63)
Bunu beyan ettikten sonra gelelim bu hükümlere ve delillerine.
1-NAMAZ KILAMAZ
Fatıma binti Ebu Hubeyş rivayet ettiği hadis bu konuda delildir: “Ay başı geldiğinde namazı bırak.” (Buhari, Müslim, ebu Davud, Tirmizi, Nesei, Aimam-ı Ahmed)
Namazın farzıyeti sakıt olur (düşer) ve kaza edilmez. Bu konuda ulema görüş birliği içerisindedir. Çünkü hazreti Aişe (Radıyallahu anha) şöyle rivayet etmiştir: “Resulüllah (Aleyhisselam) döneminde ay başı olurduk da orucu kaza etmemiz emredildiği halde, namazı kaza etmemiz emredilmedi.” (Kütüb-i Sitte sahipleri ve İmam-ı Ahmed rivayet etmiştir)
2- ORUÇ TUTAMAZ
Ay başı ve loğusa olan kadının oruç tutması haramdır. Sıhhatine de mani olur. Bunun delili yine yukarıdaki Hazreti Aişe Radıyallahu anha’nın rivayetidir. Bu, onların aybaşı iken oruç açtıklarının delilidir. Şu kadar var ki, orucun kazası ay başı olandan da, loğusa olandan da düşmez. Her ikisi de namazı değil orucu kaza ederler; çünkü aynı hadis bunun böyle olmasını gerektirmektedir. Çünkü oruç senede bir defadır. Onun kazasında herhangi bir zorluk olmayacağından kazası düşmez.
Buhari’nin başka bir rivayetinde: Peygamber Aleyhisselam kadınlara şöyle dedi: “…. ay başı olduğunuz zaman namaz kılmaz ve oruç tutmaz değil mi?” kadınlar: “Evet, deyince hazreti peygamber şöyle buyurdu: “İşte sizin bu durumunuz da kadının dinindeki noksanlıktandır.” (Buhari)
3- TAVAF YAPAMAZ
Hazreti Peygamber Aleyhisselam, Hazreti Aişe’ye şöyle demiştir: “Aybaşı olduğun zaman haccedenlerin yaptıklarını yap! Şu kadar var ki, temizleninceye kadar Beytullah’ı tavaf etme” (Buhari, Müslim) Bunun bir diğer sebebi de Beytullah’ı tavaf etmenin tahareti gerektirmesidir. Ay başı olan kadının tahareti sahih değildir.
4- KUR’AN OKUYAMAZ, MUSHAFA DOKUNAMAZ VE TAŞIYAMAZ
Cünüplük halinde olduğu gibi aybaşı ve lohusalık halinde de bu fiiller yasaktır. Çünkü şanı yüce Allah: “Ona ancak temizlenmiş olanlar dokunur.” (Vakıa 79) diye buyurmuştur. Diğer taraftan Peygamber (Aleyhisselam) da şöyle buyurmuştur: Ay başı olan da cünüp olan da Kur’an’dan her hangi bir şey okumaz.” (Tirmizi, ibni Mace, Beyheki İbni Ömer’den, Darakutni hazreti Cabir’den rivayet etmiştir)
Hanefiler, Kur’an-ı Kerim’e ondan ayrı ve bitişik olmayan bir kapak ile dokunma halini istisna etmişlerdir. Elbisesinin yeni ile dokunmak tahrimen mekruhtur. Çünkü elbisenin yeni, elbiseyi giyene tabidir. Şeriat kitapları ile meşgul olanların hadis, tefsir, fıkıh gibi kitaplara elbisesinin yeni ile tutmasına ruhsat verilmiştir. Ancak onlara temas etmek mekruhtur. Çünkü genellikle bunlarda Kur’andan ayetler bulunur.Müstehap olan Kur’an sayfalarının ancak abdestli olarak çevrilmesidir. Cünüp, aybaşı ve loğusa olanların Kur’an-ı Kerime bakması caizdir. Çünkü cünüplük göze hülul etmez.
5 – MESCİDE GİREMEZ
Mescide girmek, durmak, itikafa girmek, abdestli olsa dahi bu yasaktır. Çünkü Peygamber Aleyhisselam: “Ben hayızlı ve cünüp olan kimseye mescidi helal kılmıyorum.” (Ebu Davud) buyurmuştur.
Bu haldeki bir kadının hem namaz kılması, hem camiye girmesi yasaklanmışken bir takım insanların hayızlı kadınların bile bayram namazı kılabileceğini söylemesi cehaletten kaynaklansa gerek.
6- CİNSEL İLİŞKİYE GİREMEZ
Henbelilerin dışındaki cumhura göre göbek ile diz kapağı arasından faydalanmak haramadır. Allah’u Teala: “Ay başı iken kadınlardan uzak durun ve temizleninceye kadar onlara yaklaşmayın.” (Bakara 222) buyurmuştur. Burada uzak durmaktan kasıt, cinsel ilişkide bulunulmamasıdır. Bu hükmün diğer bir delili ise: Peygamber Efendimizin: “Aybaşı iken hanımımdan bana helal olan nedir?” diye soran Abdullah b. Sa’d’e: “İzarın üstü sana helaldir.” Demesidir. (Ebu Davud, Hizam b. Hakim’den, o da amcası Abdullah b. Sa’d’den rivayet etmiştir. Ebu Davut, ikrime’den, Buhari ve Müslim de hazreti Aişe’den rivayet etmiştir)
Hanefilere göre:
Adet kanı on günden önce kesilecek olursa gusül veya teyemmüm etmedikçe kadınla cinsel ilişki kurmak veya göbek ile diz kapağı arasındaki bölgeden faydalanmak helal olmaz; gusletmesi veya şartları gerçekleşmişse teyemmüm etmesi gerekir. Gusledip teyemmüm ettikten sonra esah olan görüşe göre onunla (gusül ve teyemmüm ile) namaz kılmasa dahi helaldir. Çünkü kan bazen çok gelir bazen de kesilir. Kesildiği kanaatinin üstün gelmesi için gusletmek kaçınılmazdır.
Şayet gusletmeyip üzerinden tam bir namaz vakti geçecek olursa ve bu süre içerisinde gusletmek, elbiselerini giymek ve namaz için iftitah tekbiri alabilecek bir vakit kadarlık bir süre bulur ve vakit çıktığı halde henüz namaz kılmamış ise yine de onunla ilişki kurmak helal olur. Çünkü böyle bir durumda namaz onun üzerine borç olarak sabit olur ve hükmen o temiz olmuş olur.
Üç günden fazla, fakat adetinden daha kısa bir süre içersinde ay başı kanı kesilecek olursa adeti bitinceye kadar, gusletmiş olsa dahi kadına yaklaşılmaz. Çünkü Hanefilere göre adet içerisinde kan görmeme hali de aybaşı hali hükmündedir. Diğer taraftan adet içerisinde kanın tekrar gelmesi çoğunlukla görülen bir olaydır. O halde bundan uzak durmakta ihtiyat vardır.
Aybaşı olan kadının kanı on günde kesilecek olursa -ki bu Hanefilere göre aybaşının azami süresidir- gusletmesinden önce cinsi ilişki caiz olur. Çünkü on günden fazla aybaşı söz konusu değildir. Bir kıraate göre: “Onlar iyice temizlenmedikçe onlara yaklaşmayınız.” Mealindeki ayette geçen “yattahharne” kelimesi şedde ile okunmuştur. Buradaki şedde ise, taharetten mübalağaya delalet etmektedir. Bu da fiilen gusletmekle mümkün olur, kanın kesilmesiyle değil.
Kısacası Hanefiler, ay başı ve ona benzeyen lohusalık halinde gusletmeden önce cinsi ilişkiye iki durumda cevaz vermişlerdir Çünkü şanı yüce olan Allah (Celle Celaluhu): “Onlar temizleninceye kadar onlara yaklaşmayınız.” diye buyurmuştur. Burada “ta” harfi şeddesiz olarak okunursa temizlik hali cinsi ilişkinin haram oluşunun sınırını ifade eder. Diğer taraftan bu harfin şeddeli olarak okunması da söz konusu olduğu için, gusledinceye kadar ilişkide bulunmamanın müstehap olduğuna delalet eder.
Sözü geçen iki halden birincisi: On günden daha kısa bir süre içerisinde kanı kesilen kadın üzerinden tam bir namaz vakti geçecek ve bu namaz vakti geçtiği halde namaz kılmamış olacak; ikinci hal ise on günde kanı kesilecek, yani ay başının azami süresi geçtikten sonra kanı kesilmiş olacak.
Kadınlarda çoğunlukla görülen durum ise altı veya yedi gün sonra kanın kesilmesidir. Gusledinceye, namaz onun zimmetinde borç oluncaya kadar onunla cinsi ilişki caiz değildir. Bu ise az önce geçen durumun ifadesidir. Kanı, âdetinin azami süresinden sonra kesilen kadın ise, kanın kesilmesiyle birlikte helal olur. Eğer kanı, âdetinin asgari süresinde kesilecek olursa onun üzerinden tam bir namaz vakti geçmedikçe helal olmaz.
7- TALAK (BOŞAMA)
Aybaşı halinde iken talak haramdır. Ancak bu takdirde talak, bid’at talağı olup geçerlidir. Çünkü böyle bir durumda kadının aleyhine iddetin uzatılması söz konusudur ve Allah’u Teala’nın şu buyruğuna muhaliftir: “Kadınları boşadığınız zaman iddetleri vaktinde boşayın.” (Talak 1) İddete başlayacakları vakitte boşayın, demektir. Çünkü aybaşından geri kalan süre iddetten sayılmaz. O takdirde kadın, bekleme süresinin uzamasından dolayı zarar görür. Diğer taraftan Hazreti Ömer’den bize şu rivayet gelmiştir: “Kendisi hanımı aybaşı iken boşamış, Hazreti Ömer bunu Peygamber Aleyhisselam’a zikredince şöyle buyurmuştur: “Ona hanımına dönmesini emret. Ondan sonra hanımı ya temiz ya hamile iken boşasın.” (Müslim, ebu Davud, Tirmizi, Nesei, ibni Mace, Aihmed b. Hanbel)
Kanın kesilmesinden ve ve gusülden önce talak ise helaldir. Böylelikle şunu anlıyoruz: Kan kesilecek olursa gusülden önce sadece oruç, talak ve temizlenme helal olduğu gibi eğer kadın suyu veya teyemmüm edecek toprak bulamayacak olursa, farz namazı kılması da helal olur.
Orucun helal olmasının sebebi, bunun aybaşı sebebiyle haram olmasıdır. Hades dolayısı ile haram değildir. Bunun delili ise cünüp olan kimsenin orucunun sahih olmasıdır. Kadının aybaşı hali ise son bulmuştur.
Boşamanın helal olmasının sebebi ise bunu haram kılan mana ve hususun (iddetin uzatılmasının) zail olmasıdır.
Taharetin helal olmasının sebebi, onun zaten bu durumda taharet almakla emredilmiş olmasıdır. Farz olan namazla da aynı şekilde emredilmiştir.
Koca hanımını aybaşı iken boşayacak olursa iddet başlamaz. Çünkü Allah’u Teala: “Boşanan kadınlar kendi kendilerine üç kur’ beklerler.” (Bakara 228) Kur’un bir kısmı ise kur’ değildir.
AYBAŞI VE CÜNÜPLÜK ARASINDAKİ FARK
Aybaşı ve onun durumunda olana haram olan şeylerin, cünüp iken haram olanlardan daha fazla olduğunu öğrenmiş bulunuyoruz. Başka bir takım farklar da söz konusudur.
Cünüp olan kimsenin cünüplüğü ile oruç tutması caiz olduğu halde aybaşı ve loğusa olana caiz değildir.
Cünüp kimse üzerinden geçen namazı ve orucu kaza eder, aybaşı ile onun durumunda olan ise namazı kaza etmez.
Aybaşı ve lohusa halinde iken kadına yaklaşmak haramdır. Ancak cünüp olan bir kadına yaklaşmak haram değildir. Çünkü Yüce Rabbimiz: “Aybaşı iken kadınlardan uzak durun.” Diye buyurmuştur. Halbuki cünüplük halinde böyle bir hüküm varit olmamıştır.
www.ihvanlar.net