Nafile Namaz Ne demek?
İsra / 79. Gecenin bir kısmında uyanarak, sana mahsus bir nafile olmak üzere namaz kıl. (Böylece) Rabbinin, seni, övgüye değer bir makama göndereceğini umabilirsin.
Secde / l6. Korkuyla ve umutla Rablerine yalvarmak üzere (ibadet ettikleri için), vücutları yataklardan uzak kalır ve kendilerine verdiğimiz rızıktan Allah yolunda harcarlar.
Müzemmil / 2-3. Birazı hariç, geceleri kalk namaz kıl. (Gecenin) yarısını (kıl). Yahut bunu biraz azalt.
Zâriyat / 17-18. Geceleri pek az uyurlardı. Seher vakitlerinde de istiğfar ederlerdi.
Cum’a / 9-10. Ey iman edenler! Cuma günü namaza çağırıldığı (ezan okunduğu) zaman, hemen Allah’ı anmaya koşun ve alış verişi bırakın. Eğer bilmiş olsanız, elbette bu, sizin için daha hayırlıdır. Namaz kılınınca artık yeryüzüne dağılın ve Allah’ın lütfundan isteyin. Allah’ı çok zikredin; umulur ki kurtuluşa erersiniz.
Bakara / 239. Eğer (herhangi bir şeyden) korkarsanız (namazlarınızı) yürüyerek yahut binmiş olarak (kılın). Güvene kavuştuğunuz zaman, siz bilmezken Allah’ın size öğrettiği şekilde O’nu anın (namaz kılın).
Nisa / 101-102. Yeryüzünde sefere çıktığınız zaman kâfirlerin size kötülük etmelerinden endişe ederseniz, namazı kısaltmanızda size bir günah yoktur. Şüphesiz kâfirler, sizin apaçık düşmanınızdır. Sen de içlerinde bulunup onlara namaz kıldırdığın zaman, onlardan bir kısmı seninle beraber namaza dursunlar, silahlarını (yanlarına) alsınlar, böylece (namazı kılıp) secde ettiklerinde (diğerleri) arkanızda olsunlar. Sonra henüz namazını kılmamış olan (bu) diğer gurup gelip seninle beraber namazlarını kılsınlar ve onlar da ihtiyat tedbirlerini ve silahlarını alsınlar. O kâfirler arzu ederler ki siz silahlarınızdan ve eşyanızdan gafil olsanız da üstünüze birden baskın yapsalar. Eğer size yağmurdan bir eziyet olur yahut hasta bulunursanız silahlarınızı bırakmanızda size günah yoktur. Yine de tedbirinizi alın. Şüphesiz Allah, kâfirler için alçaltıcı bir azap hazırlamıştır.
İnsan / 26. Gecenin bir kısmında O’na secde et; gecenin uzun bir bölümünde de O’nu tesbih et.
HADİS-i ŞERİF
* Hazreti Bilal (radıyallahu anh) anlatıyor: “Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyudular ki:
“Size geceleyin kalkmayı tavsiye ederim. Çünkü o, sizden önce yaşayan salihlerin âdetidir; Rabbinize yakınlık (vesîlesi)dir; günahlardan koruyucudur; kötülüklere kefarettir, bedenden hastalığı kovucudur.”
* İbnu Amr İbni’l-As (radıyallalhu anhümâ) anlatıyor: “Reulullah (alyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: “Kim geceyi on âyet, okuyarak ihya ederse gafiller arasına yazılmaz. Kim de yüz âyetle gecesini ihya ederse “kânitîn” zümresine yazılır.Kimde bin âyet okuyarak geceyi ihya ederse mukantırîn arasına yazılır.”
* Yine Ebu Davud’da Abdullah İbnu Habeşî anlatıyor: “Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm)’a: “Hangi amel efdaldir? ” diye sorulmuştu: Şu cevabı verdi:” Kıyamı uzun olan.”
* Ubâdetu’b’nu’s-Sâmit (radıyallahu anh) anlatıyor: “Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: “Geceleyin kim uyanırsa şunu söylesin: “Allah’tan başka ilâh yoktur, O birdir, ortağı yoktur. Mülk O’nundur, hamd de O’na aittir, O herşeye kâdirdir. Hamd Allah’a aittir, Allah münezzehtir, Allah büyüktür, bütün amel ve ibadetler için gereken güç ve kuvvet Allah’tandır. Sonra aleyhissalatu vesselam buyurdular: “Rabbim beni affet!” desin veya dua ederse duasına cevap verilir. Eğer abdest alır ve namaz kılarsa namazı kabûl edilir.”
* Muğîre İbnu Şu ‘be (radıyallhu anh) anlatıyor: “Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) ayakları kabarıncaya kadar geceleri kalkıp namaz kılardı. Kendisine: “Allah senin geçmiş ve gelecek günahlarını affetti (niye kendini bu kadar hırpalıyorsun?)” denildi. . “Şükredici bir kul olmayayım mı?” cevabını verdi.”
* Hazreti Aişe (radıyallahu anhâ) anlatıyor: “Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) gece namazını hiç terketmezdi. Öyle ki hastalanacak veya ağırlık hissedecek olsa oturarak kılardı.”
* Hazreti Ebu Hüreyre (radıyallalhu anh) anlatıyor: “Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdularki: “Allah, geceleyin kalkıp namaz kılan ve hanımını da uyandıran, hanımı imtina ettiği taktirde yüzüne su döken kula rahmetini bol kılsın. ‘
* Yine Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor: “Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: “Biriniz uyuyunca ensesine şeytan üç düğüm atar. Her düğümü atarken, düyüm yerine eliyle vurarak üzerine uzun bir gece olsun, yat” dileğinde bulunur. Adam uyanır ve Allah’ı zikrederse bir düğüm çözülür, abdest alacak olursa bir düğüm daha çözülür, namaz kılarsa bütün düğümler çözülür ve böylece canlı ve hoş bir hâlet-i ruhiye ile sabaha erer. Aksi halde habis ruhlu (içi kararmış) ve uyuşuk bir halde sabaha erer.”
* İbnu Mes ‘ud (radıyallahu anh) anlatıyor: “Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) ‘ın yanında bir adamın zikri geçti ve sabaha kadar uyuduğu, namaz kılmadığı söylendi. Aleyhissalatu vesselam: “Bu adamın kulağına şeytan işemiştir” buyurdu.. ”
* Hazreti Aişe (radıyallahu anhâ) anlatıyor: “Resulullah (alehissalâtu vesselâm) buyurdular ki: “(Mûtad olarak) geceleyin namaz kılan bir kimse, uykunun gâlebe çalmsıyla (bir gece uyuya kalsa ve namazını kılamasa) Allah’u Teâlâ hazretleri onun namazının sevabını yine de yazar, onun uykusu (Allah’ın ona yaptığı bir ikram) bir sadaka olur.”
* Yine Hazreti Aişe (radıyallahu anhâ) anlatıyor: “Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) ‘ı Allah Teâlâ Hazretleri geceleyin uyandırmışsa seher vakti geçinceye kadar, hizbini tamamlardı.”
* Mesrûk (rahimehullah) anlatıyor: “Hazreti Aişe (radıyallahu anhâ) ‘ye sordum: “Resullullah (aleyhissalâtu vesselâm) ‘a göre hangi amel efdaldi ? ” Bana: “Devamlı olan !”diye cevap verdi. Ben tekrar: “Gecenin hangi vaktinde kalkardı?” dedim “Bağıranı -yani horozu- işittiği zaman kalkardı!” diye cevap verdi.”
* Hazreti Aişe (radıyallahu anhâ) anlatıyor: “Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) ‘ın gece namazı on rek’atti. Bir rek’at de tek kılardı. Sabahın sünnetini iki rek’at kılardı. Böylece hepsi onüç rek’at olurdu.”
* Hazreti Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor: “Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: “Biriniz gece namazına kalkınca ilk önce iki hafif rek’atle namaza başlasın.”
* Hazreti Aişe (rdıyallahu anhâ) anlatıyor: “Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) kuşluk namazını her kılışında mutlaka ben de kıldım.”
* Abdurrahman İbnu Ebî Leyla (rahimehullah) diyorki: “Bize, Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm)’ın kuşluk namazı kıldığını Ümmü Hâni ‘den başka kimse anlatmadı. O dedi ki: “Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) Fetih günü, benim eve geldi, yıkandı ve sekiz rek’at namaz kıldı. Ben bundan daha hafif bir namazı hiç görmedim. Ancak rükû ve secdeleri tam yapıyordu.”
* Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor: “Dostum aleyhissalatu vesselâm, bana her ay üçgün oruç tutmamı, iki rek’at kuşluk, yatmazdan önce de vitir’ namazı kılmamı tavsiye etti.”
* Ebu Zerr (radıyallahu anh) anlatıyor: “Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: “Her gün, sizin her bir mafsalınız için bir sadaka terettüp etmektedir. Her tesbih bir sadakadır. Her tahmîd bir sadakadır, her bir tehlîl bir sadakadır. Emr-i bi’l-ma’ruf bir sadakadır. Nehy-i ani’l-münker de bir sadakadır. Bütün bunlara, kişinin kuşlukta kılacağı iki rek’at nemaz kâfi gelir.”
* Ebu Zerr ve Ebu ‘d-Derdâ (radıyallahu anhümâ) anlatıyor: “Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: “Allah Teâlâ hazretleri dedi ki: “Ey Ademoğlu! Günün evvelinde benim için dört rek’at namaz kıl, ben de sana günün sonunu garantileyeyim. ”
* Hazreti Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor: “Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: “Kim kuşluğun bir çift (namaz)ına devam ederse, deniz köpüğü kadar çok da olsa, Allah günahlarını affeder.”
* Hazreti Enes (radıyallahu anh) anlatıyor: “Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdularki: “Kim kuşluk namazını oniki rek’at kılarsa Allah Teâlâ Hazretleri, cennette onun için altından bir köşk bina eder.”
* Hazreti Aişe (radıyallahu anhâ) anlatıyor: “Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) kuşluğu dört kılar, (bazan) dilediğince de artırırdı.”
* Zeyd İbnu Erkam (radıyallahu anh) anlatıyor: “Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: “Kuşluk namazı, boduğun (yani deve yavrusunun) ayağı kumdan yanmaya başladığı andan itibaren kılınır.”
İnsanı Allah’a yaklaştırma yollarının en emini, en kestirmesi ve en makbulü, farzları eda yoludur. Fakat bunun yanında insan gerçek mahbubiyet ve kurbete sınırlı ve kayıtlı olmayan nafilelerin namütenâhi, engin ve sefa tüten ikliminde ulaşabilir. Evet, Hakk yolcusu, her an ayrı bir nafilenin kanatları altında ve sonsuza uzanan yeni bir koridorda kendini bulur, yeni bir mazhariyete ulaştığını hisseder; derken farzları edaya daha bir iştihalı ve nafilelere karşı da daha bir iştiyaklı hâle gelir. Bu nokta ve bu ma’nâya uyanan her rûh, Allah tarafından sevildiğini de duyar..
GECELERİ NAMAZ KILMAK
Hzazreti Dâvûd (Aleyhisselam) Cenâb-ı Hakk’a niyazda bulunarak şöyle der:
— Yâ Rabbi! Geceleri sana ibâdet etmeyi çok seviyorum. Sana daha candan ibadet etmek istiyorum der. Cenâb-ı Hak:
—Yâ Dâvûd! Gecenin başında (evvelinde) kalkma istirahat et. Gecenin sonunda (sabaha yakında) da kalkma. Zira gecenin bu saatlerinde kalkan kullarım vardır. Bazı kullarım gecenin evvelinde, bazı kullarım da gecenin sonunda kalkıp ibâdet ederler. Sen gecenin ortasında kalk ibâdet et ki, bu kullarım seninle karışmasın. Gecenin ortasında seninle baş başa kalalım. Bana ne diyeceksen, bana nasıl ibâdet edeceksen o zaman et. Buyurmuştur.
TEHECCÜT (GECE) NAMAZININ SEVABI
Geceleri Teheccüd namazı kılan Allâh’ın sevgili kullarından bir zât, devamlı ibâdet eder. Geceleri tatlı uykusundan .kalkıp gece namazı kılardı. Bu zatın ailesi de ibâdet eder, namazlarını devamlı kılardı. Bu hanım bir gün kocasına:
— Efendim, kadınlar da cennete girecekler mi? diye sorar. Zahid ve âbîd kocası cevab verir:
— Elbette girecekler hanım, kadınlar da cennete girecekler der..
Kadın, kocasının bu müjdeleyici cevabından çok sevinir ve heyecanından bayılır. Kadın ayıklığında kocası, kendisine sordu.
—Niçin bayıldın hanım dedi. Kadın:
—Hemen cennete girmek istemiştim, dedi. Kadın o gece rüyasında bir köşk görür ki, köşkün
süsleri ve ziynetleri son derece göz kamaştırıcıdır. Kadın:
— Bu köşk kimindir? diye rüyada sorar. Kendisine:
—Bu köşk, geceleri sıcak yatağından kalkıp da Allah için teheccüd namazı kılan Allanın sevgili kullarına mahsustur. Onlar için hazırlanmış, yapılmıştır, diye cevab verilir.
Bu sâliha ve mümine hanım o günden sonra artık gece namazına devam eder. Ve kendi kendine devamlı söylenir: “Ne varsa gece namazında var” dermiş.