DAVETE İCABET ETMEK
On yedinci yüzyıl Anadolu velîlerinden. İsmi Ahmed, mahlası Gavsî’dir. Gavsî Ahmed Dede diye meşhur olmuştur. Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî hazretlerinin tasavvuftaki yolu olan Mevleviyye’ye mensuptur.
Âlim ve asîl bir âileye mensûb olan Gavsî Ahmed Dede, küçük yaştan îtibâren ilim tahsîline başladı. Zamânının usûlüne göre aklî ve naklî ilimleri tahsîl edip icâzet, diploma aldı.
Selânik kâdısı İmâmzâde’nin yanında nâiblik yaptı. Bu vazîfeyi adâletle yürüttü. Bu sırada kalbine düşen bir aşk ateşi ile tasavvufa ve tasavvuf ehline karşı büyük alâka duydu. Dünyâ makam ve zevklerini terk edip, bir gönül ehlinin eteğinden yapışmaya karar verdi.
Bir Allah adamına talebe olmak niyetiyle Selânik’ten ayrılıp Bursa’ya geldi. Bursa Mevlevîhânesi Şeyhi olan Sâlih Dede Efendiye talebe oldu. Onun hizmet ve sohbetlerinde bulunarak tasavvuf yolunda ilerledi.
Galata Mevlevîhânesi şeyhliği sırasında Halvetiyye yolu büyüklerinden Muhammed Nasûhî Üsküdârî hazretleri ile görüşüp sohbette bulundu. Muhammed Nasûhî hazretleri, Üsküdar’da yaptırdığı dergâhın açılışı sırasında Gavsî Ahmed Dedeyi de dâvet etti.
Gavsî Ahmed Dede, dâveti kabûl etti. Fakat Üsküdar’a gidecekleri gün sâhile vardıkları zaman hava rüzgarlı ve denizin dalgalı olduğunu gördüler. Bu sebeple kayıklar yolcu taşıyamıyorlardı. Bâzı kayıkları dalgalar deniz dışına atmış, bâzıları da dalgalar arasında bir o tarafa bir bu tarafa yatıyordu. Gavsî Ahmed Dedenin yanında bulunan bâzı kimseler bu fırtınalı havada yola çıkılamayacağını söylediler. Halbuki Gavsî Dede, verdiğimiz sözde durmalıyız ve Üsküdar’a gitmeliyiz diyordu.
Gavsî Dedenin büyük bir velî olduğunu bilen bâzı arkadaşları ise, ona teslim olup gitmek istiyorlardı. O sırada deniz üzerinde bir gemi peyda oldu. Gavsî Dede ve onun büyüklüğünü bilen talebeleri hemen gemiye bindiler. Gavsî Dedenin büyük bir velî olduğunu bilmeyenler ise tereddüd ettiler. Fakat diğerleri binince onlar da bindiler. Deniz bir müddet durgunlaştı.
Allahü teâlâya tevekkül edip gemiye binen Gavsî Dede, yanındakilerle birlikte sağ ve sâlim Üsküdar’a ulaştı. Allahü teâlâ Gavsî Dedeye verdiği sözde durmak istemesi, kendisine tam tevekkül ile bağlı olması sebebiyle kerâmet olarak bu hâli ihsân etti. Gavsî Dedenin büyüklüğünü bilmeyen diğer dervişleri de onun büyüklüğünü anladılar. Gavsî Dede, Nasûhî Muhammed Efendinin dâvetine icâbet edip, dergâhının açılışında bulundu. Onunla uzun sohbet edip biribirlerinden istifâde ettiler.