Şeytanın Namaz Vesveseleri

”İman eden kullarıma söyle namazı dosdoğru kılsınlar” (İbrahim 31)
”Namazı kılınız” (Nur 56)
”Namazlara ve orta namaza devam ediniz.” (Bakara 238)

Ezan okundu veya vakit girdi ve namaz üzerinize farz oldu. Şeytanın ilk hamlesi sizi cemaatten alıkoymak olacaktır.

Kendisine Amr İbni Kays da denilen meşhur müezzin Abdullah İbni Ümmü Mektûm Radıyallahu anh :
-Ya Resulullah! Muhakkak ki Medine’nin zehirli haşereleri ve yırtıcı hayvanları çoktur, dedi. Resûlullah Sallallahu aleyhi ve Sellem: “Hayye ‘ale’s-salâh, hayye’ale’l-felâh’ı işitiyor musun? Öyleyse mescide gel” buyurdu. (Ebû Dâvûd, Salât 47. Ayrıca bk. Nesâî, İmamet 50)

Büreyde Radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Nebî Sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Karanlık gecelerde mescidlere yürüyerek giden kimselere, kıyamet gününde tam bir nura kavuşacaklarını müjdeleyiniz. “(Ebû Dâvûd, Salât 50; Tirmizî, Salât 166. Ayrıca bk. İbni Mâce, Mesâcid 15)

“Bir kimsenin cemaatle kıldığı namazın sevabı, evinde ve çarşı pazarda kıldığı namazdan yirmi beş kat daha fazladır. O kimse abdestini güzelce alıp, sonra sadece namaz kılmak maksadıyla mescide giderse attığı her adım sebebiyle bir derece yükseltilir, bir hatası da silinir. Namazını kıldıktan sonra abdestini bozmadan namaz kıldığı yerde kaldığı müddetçe, melekler ona: Allahım! Ona rahmetinle muamele et, ona acı! diyerek dua etmeye devam ederler. O kimse namazı beklediği sürece namazda imiş gibidir.” (Buhârî, Ezan 30; Müslim, Mesâcid 272. Ayrıca bk. Buhârî, Salât 87, Büyü’ 49; Ebû Dâvûd, Salât 48; İbni Mâce, Taharet 6, Mesâcid 14)

Ebû Hureyre Radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resulallah Sallallahu aleyhi ve Sellem:
“Allah Teâlâ’nın hataları bağışlamasına ve dereceleri yükseltmesine vesile olan iyilik ve hayırları size açıklayayım mı?” diye sordu.
Ashab-ı kirâm: Evet, (açıkla) ey Allah’ın Resûlü! dediler.

Hazreti Peygamber:
“Meşakkatli de olsa abdesti tam almak, mescitlere doğru adımları çoğaltmak, namazdan sonra gelecek namazı beklemek. İşte sizin ribâtınız (hudut gözcülüğünüz)” buyurdu. (Müslim, Tahâret 41. Ayrıca bk. Tirmizî, Tahâret 39; Nesâî, Tahâret 180; İbni Mâce, Tahâret 49, Mesâcid 14, Cihâd 41)

Şeytan sizin bunca sevaba ve müjdeye nail olmanızı istemez. Onun için size namazı evde kılmanız yönünde vesvese verecektir. ‘İslam dininde her yerin mescit olduğunu, evde kılınan namazında kabul olacağını’ içten içe fısıldayarak namazı evde kılmanızı size telkin edecektir.

Eğer başarılı olduysa yani siz namazı evde kılmaya karar verdiyseniz:
Ebu’d-Derdâ Radıyallahu anh şöyle dedi: Resulullah Sallallahu aleyhi ve Sellem:
“Bir köy veya kırda üç kişi birlikte bulunur da namazı aralarında cemaatle kılmazlarsa, şeytan onları kuşatıp yener. Şu halde cemaate devam ediniz. Muhakkak ki sürüden ayrılan koyunu kurt yer” buyururken işittim.(Ebû Dâvûd, Salât 46. Ayrıca bk. Nesâî, İmamet 48)

Evet, şeytan sizi yenmiş oldu. Buna muvaffak olan şeytan bu sefer namazı geciktirmeniz için çalışacaktır. Eğer şeytanın vesvesesi ve nefsin hantallığı ile böyle bir hataya düşerseniz: Nisa suresi 142. ayetin münafıkları anlatan
” Namaza kalktıkları zaman isteksizce kalkarlar. İnsanlara gösteriş yaparlar ve Allah’ı ancak çok az anarlar.” Kısmına muhatap olacaksınız ve şeytan yine kazanmış olacak.

Yok, eğer Şeytanı yendiyseniz ve namazınızı evde kılmanıza rağmen vaktinde kılacaksanız, şeytanın bir sonraki hedefi sizin taharet yani temizliğiniz ve abdestiniz olacaktır. Sizin sünnet üzere abdest almamanız için elinden geleni yapacaktır. Öncelikle içinize acelecilik hissi verecektir. Bir an önce abdestinizi almanız gerektiği yönündeki vesveseleri, sizin her uzvunuzu 3 kere güzelce yıkayarak elde edeceğiniz sevaplardan, sünnet ve müstehapları işleyerek bonus kazanmanızdan alıkoyacaktır. Bazende abdest alırken konuşturur sizi. Bunun neticesi; aldığınız abdestin karşılığı olarak cennette yapılmış köşkünüzü kaybetmeniz olacaktır.

Tabi eğer bu vesveselere kulak verirseniz.

Yok, eğer kulak vermezseniz Peygamber Efendimizin:
”Her kim abdest alır da onu çok güzel yaparsa, tırnaklarının altına varıncaya kadar vücudunun bütün günahları çıkar.” (Müslim Taharet 11) müjdesine nail olursunuz.

Şeytan abdest sırasında her ne kadar sizi sünnetlerin ve müstehapların sevaplarından alıkoymaya çalışsa da asıl hedef namazdır, namazın eksik olmasıdır. Çünkü namazın tam olması abdestin tam olması ile abdestin tam olması da temizlikle mümkün olur.

Şeytan bunda da muvaffak olamadı ve siz çok güzel bir abdest aldıysanız şeytana büyük bir darbe vurmuş oldunuz. Çünkü güzel alınan abdest iç huzuruna vesile olacağından namaza olan gönül bağınızı arttıracaktır.

Abdest aldıktan sonra iki rekat namaz kılmakta sünnettir.

Ebû Hureyre Radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah Sallallahu aleyhi ve sellem Hazreti Bilâl’e:
“Bilal! Müslüman olduktan sonra yaptığın ibadetler arasında en fazla sevap beklediğin hangisidir? Çünkü ben cennette, senin ayakkabılarının tıkırtısını önümde duydum” diye sordu.
Hazreti Bilal de:
”Gece veya gündüz abdest aldıktan sonra bu abdestle kılabildiğim kadar namaz kılarım. En fazla sevap beklediğim ibadet budur, dedi. (Buhârî, Teheccüd 17, Tevhîd 47; Müslim, Fezâilü’s-sahâbe 108)

Bu sırada Şeytan size hâlihazırda üzerinizde olan pijama ile namaz kılmanızı da telkin edebilir. Ama bu telkine uymak büyük bir bedbahtlık olacaktır. Çünkü kâinatın yaratıcısı olan Allah’ın huzuruna, halkın veya bir yetkilinin karşısına çıkamadığımız bir elbiseyi layık görmek imanın en alt derecesini gösterecektir.

Evet, her şey tamam, siz güzel bir abdest aldınız ve temiz elbiselerle huzura durmak üzeresiniz. Ama dikkat! İlk tekbiri nasıl alırsanız namazın sonuna kadar öyle gidersiniz.

Tekbir alırken elinizin tersiyle dünya meşgalesini ve işlerini arkanıza atmalı (böyle düşünmeli), Yüce Yaratan ve tek sahibinizin huzuruna çıktığınızı idrak etmelisiniz.

Bunu da yaptıysanız şeytan size namaz içerisinde bir dizi operasyon düzenleyecek, gönül sahanızı uzun namlulu vesveseler ile ateş altına alacak, her türlü donanımınıza (ilmi birikiminize) rağmen ani baskınlar yapacak, yüreğinizin sınırlarını geçerek adeta kaleşçe saldıracak, türlü hileler ile kalbinizi meşgul edecektir.

Melunun ilk hedefi namazınızı hızlı kılmanızdır. Şeytan, olmadık işlerinizi aklınıza getirerek vakit kaybettiğinizi, biraz daha hızlı kılarak zaman kazanmanızı fısıldar.

Namaz kılarken gözlerimiz secde yerine bakmalıdır. Sahibinden kaçmış ve sonra geri dönmüş, tevazu ile boynunu bükerek tövbesinin kabul edilmesini bekleyen bir köle gibi olmalıdır.

Namazda esnemeniz, gözlerinizi sağa sola çevirmeniz, parmaklarınızı çıtlatmak istemeniz, bir yerlerinizin kaşınması hepsi şeytandandır.

Âişe Radıyallahu anhâ şöyle dedi:
Resulullah Sallallahu aleyhi ve sellem’e namazda başı sağa sola çevirmenin hükmünü sordum. Peygamberimiz:
“Bu, kulun namazından bir miktarını şeytanın kapıp aşırmasıdır” buyurdu. (Buhârî, Ezân 93, Bed’ü’l-halk 11. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Salât 161; Tirmizî, Cum’a 59; Nesâî, Sehv 10)

İsterseniz gerisini şeytandan dinleyelim:

İbn-i Abbas (Radıyallahu anh) Hazretleri’nden naklen Mu-az b. Cebel rivayet ediyor bir gün sahabe efendilerimiz Peygamber Efendimiz (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ile birlikte iken bir adam içeri girmek ister. Peygamberimiz bunun şeytan olduğunu söyler ve şeytan Allah Teala tarafından insanları nasıl aldattığını anlatması için gönderilmiştir ve Efendimiz ne sorarsa sorsun doğru söylemekle emrolunmuştur

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Efendimiz ona bir sual sordu:”Peki, ümmetim namaza kalkınca, senin halin nice olur?..”

Ya Muhammed, beni bir sıtma tutar. Titrerim.

“Neden böyle olursun; ya laîn?”

Çünkü bir kul, Allah için secde edince bir derece yükselir.

Ya Muhammed, namazı an be an tehir edene gelince… Onu da anlatayım.
O, her ne zaman ki, namaza kalkmak ister; tutarım. Ona vesvese veririm.
Derim ki:

Henüz vakit var. Sen de meşgulsün. Hele şimdilik işine bak. Sonra kılarsın. Öylece o: Vaktinin dışında namazını kılar… Ve bu sebepten onun kıldığı namaz yüzüne atılır.

Şayet o kimse, beni mağlup ederse, Ona insan şeytanlarından birini yollarım… Böylece onu vaktinde namaz kılmaktan alı koyar.

O, bunda da, beni mağlup ederse, Bu sefer onun hesabını namazından görmeye bakarım. O namazın içinde iken:Sağa bak, sola bak derim, o da bakar. O ki böyle yaptı yüzünü okşar alnından öperim.
Bundan sonra ona:

Sen, ebedi yaramaz bir iş yaptın derim ve böylece onun huzurunu bozarım.

Sen de bilirsin ki ya Muhammed, her kim namazda sağa ve sola çokça bakarsa,
Allah onun namazını kabul etmez.

Bunda da ona mağlup olursam. Yalnız başına namaz kıldığı zaman yanına giderim. Ve ona: Çabuk namaz kılmasını emrederim. O da, başlar; namazını çabuk çabuk kılmaya. Tıpkı horozun, gagası ile, yerden bir şeyler topladığı gibi…

Bu işi, ona yaptırmakta da, başarı kazanamazsam; bu sefer cemaatle namaz kılarken onun yanına varırım.
Orada onun başına bir gem takarım… Başını imamdan evvel secdeden ve
rukû’dan kaldırırım… İmamdan evvel de, secde ve rukû yaptırırım. İşte o böyle yaptığı için, kıyamet günü Allah onun başını eşek başına çevirir.

O kimse, bunda da beni yenerse… Bu defa, ona namazda parmaklarını çıtlatmasını emrederim. Böylece o: Beni tesbih edenlerden olur.

Bunda da, ona mağlup olursam. Bu sefer ona tekrar giderim. Namaz içinde iken burnuna üflerim. Ben üfleyince, o esnemeye başlar.

Şayet o, bu esneme esnasında elini ağzına kapamazsa onun içine küçük bir şeytan girer, dünya hırsını ve dünyevî bağlarını çoğaltır.

İşte bundan sonra o kimse: Hep bize itaat eder. Sözümüzü dinler, dediklerimizi yapar.

Demek ki, şeytan hiç vazgeçmeyecek:

”Ey Âdemoğulları! Şeytan, babanızı cennetten çıkardığı gibi, sizi de aldatmasın.” (A’raf 27)
”Şeytan size düşmandır, sizde onu düşman biliniz.” (Fatır 6)

”İblis dedi ki: onlar için senin doğru yolun üzerine oturacağım. Daha sonra, önlerinden, arkalarından, sağlarından ve sollarından sokulacağım.” (Araf 16-17)

Ey Müslümanlar! Elimizde bir namazımız kaldı. Aman onu da vermeyelim. Biraz dikkat edelim, nefsin ve şeytanın tuzaklarına düşmeyelim.

”Benim (gerçek) kullarım(a gelince) senin onlar üzerinde hiçbir hakimiyetin yoktur. Rabbin ise vekil olarak yeter.” (İsra 65)

www.ihvanlar.net

PAYLAŞ