Sunniler Suriye'den ibret almadılar
1910’da yaşasaydım… İki sene geçmeden Balkan Harbi’nin patlayacağı içime doğmuş olsaydı. Devleti, toplumu, Ümmet-i Muhammed’i dilimin döndüğü, elimden geldiği kadar uyarmış feryat etmiş olsaydım, bir faydası olur muydu? Olmazdı sanırım.
*** Türkiye Sünnîleri Suriye’den ibret aldılar mı? Oradaki parçalanmışlıktan, bölünmüşlükten, dağınıklıktan ileri gelen büyük faciaları görerek, burada tek bir Ümmet olmak, güç birliği yapmak için çalıştılar mı?
*** Bir İmam-Hatip okulu müdürünün odasındayım. Çay masasının üzerinde iki dergi var. İkisi de en kaliteli kağıda, dört renkli basılmış. Tetkik ettim, iki ayrı İmam-Hatip lisesine ait dergiler. Müslüman kesimde liseler bile dergi çıkartabiliyor. Her grubun, hizbin, fırkanın, derneğin, vakfın, meşrebin, tarikatın dergisi var. Müslümanların, belki de bin kadar lüks dergisi var. Lakin ülke çapında, bir milyon tirajı ve büyük tesiri olan bir tek dergimiz yok.
*** Birtakım gençler, Süslüman tesettür defilesini protesto etmişler. İyi etmişler. Tebrik ediyorum.
*** Sen para saymasını iyi bilirsin, küçük hesaplardan anlarsın. Gel hesaplayalım: 60 bin liralık bir otoya ihtiyacın var… Sen gitmiş 170 bin liralık lüks, pahalı, israflı bir otomobil almışsın. Aradaki fark 110 bin lira. İşte israf ettiğin bu paranın hesabını vereceksin. Ey hesabı kuvvetli kişi!.. Senin bundan haberin var mı?
*** Bangladeş’te Müslüman bir lider idam edildi. Türkiye buna gereken tepkiyi gösterdi mi? Maalesef… En az bir milyon kişilik bir protesto mitingi yapılmalıydı.
*** Pazar günü cenaze namazı kılmak üzere Anadolu yakasına geçtim. Köprü, bir bisiklet yarışması yüzünden kapalıymış, bir saat araba vapuru bekledik, camiye namaza yetişemedik. Ancak kabristana defin esnasında varabildik. Nüfus patlaması, halledilmez trafik derdi, çılgınca yapılaşma, aşırı göç yüzünden İstanbul’u öldürdüler, yaşanmaz bir canavar şehir haline getirdiler. İlgililer ve sorumlular hâlâ uslanmadı. Bundan böyle tatil günlerinde otomobil ile karşı tarafa geçip keyifli (ama helal) bir yemek yemek, yine zevkli ve huzurlu bir ikindi çayı içmek, dolaşmak çok zor. Günün belli saatlerini, haftanın belli günlerini kollamak gerekir.
*** Şu vakte kadar beni kimse aldatamadı diye övünen kurnaz zata. Bu söylediğin önemli değil. Şu soruma cevap ver: Sen şimdiye kadar kaç kişiyi aldattın?
*** Bağdad’ın Hülâgu’nun vahşi ordusu tarafından târümar edilmesinden, halkının katliama tâbi tutulmasından, kütüphanelerindeki milyonlarca yazma kitabın Dicle’ye atılmasından, nehrin bu yüzden siyah akmasından, bir milyon nüfustan sarnıçlara, lağımlara saklanmış birkaç bin kişi kalmasından, o korkunç facialardan bir sene önce şehirde hayat ne güzeldi. Ezanlar okunuyor, namazlar kılınıyor, şairler çeşitli vezinlerde şiirler yazıyor, bahçelerde sohbetler ediliyor, hafif meşrep karılar sağda solda kırıtarak geziniyor, tacirler kazanıyor, keyifler sürülüyordu. Sonra azap Hülagû şeklinde tepelerine inivermişti.
Mehmet ŞEvke Eygi: http://www.vahdetgazetesi.com/faydasi-olmazdi-makale,5301.html