Hastalıktan korunmak ve tedavinin dindeki yeri

   Peygamberimiz (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) buyuruyor:
   Hastalık gelmeden önce sağlığının ve ölüm gelmeden önce hayâtının değerini bil! (Buhârî -Tirmizî)

  Sağlık ve hayat!
   Sağlığının değerini bilmeyenler, sonuçta çeşitli hastalıklarla boğuşma zorunluluğunda kalır ve hayâtının değerini bilmeyenler de, âhiret âleminde çok pişman olur. Bu nedenle Peygamberimiz (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) “Hastalık gelmeden önce sağlığının ve ölüm gelmeden önce hayatının değerini bil” buyurarak, sağlık ve hayat nimetlerinden yararlanıp âhiret azığımızı hazırlamamız için bizi uyarıyor.
   Sağlığımızı korumamız için öncelikle yediğimiz, içtiğimiz gıdalara dikkat
edelim. Çünkü yediğimiz, içtiğimiz gıdalar kana ve hücreye dönüşüp yapısal kimliğimizi etkilendiğinden,

Yüce Allah buyuruyor:
   Ey îman edenler! Size verdiğimiz rızıkların tertemiz (helâl) olanlarından yiyin. (Bakara – 172)
   İlâhi nimet olan sağlığımızı korumamız için, öncelikle haram kılınan yiyeceklerden, içeceklerden ve katkı maddeleri içeren hazır gıdalardan kaçınalım ve helâl gıda tüketiminde de ölçülü olalım.

Yüce Allah buyuruyor:
   Yiyin, için ancak israf etmeyin; Çünkü Allah israf edenleri sevmez. (A’râf – 31)
   Çeşitli hastalıklardan ve mânevî gafletten korunmak için, yeme de, içme de israftan (savurganlıktan) kaçınalım, acıkmadan yemeyelim ve özellikle karnımızı tıka basa doldurmayalım.
Peygamberimiz (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) buyuruyor:
Her hastalığın başı, karnı tıka basa doldurmaktır. (Dâre Kutnî)

   Karnı tıka basa doldurmak, sindirimi zorlaştırıp kalbi yorduğu için sağlık açısından, gönlü kararttığı için mânevî açıdan ve israf olduğu için dînî açıdan sakıncalı ve haramdır.
   Beyin, doyum sinyalini ancak yirmi dakika sonra algılayacağından, yemeği yavaş yavaş, küçük lokmalar halinde ve güzelce çiğneyerek yemelidir. Lokmaları güzelce çiğnemeden acele yiyenler, yerken doyduklarının farkına varamazlar ama beyin doyum sinyalini alınca, “Eyvah! Fazla kaçırmışım” diye pişman olur ve kendilerini kınarlar.

Ve Tedâvi!

Peygamberimiz (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) buyuruyor:
   Hastalıkları ve şifâyı yaratan Allah, her hastalığın şifâsını da yarattı. Bu nedenle tedâvi olunuz, ancak haram olan bir şeyle tedâvi olmayın. (Ebû Dâvûd – Taberânî)
Peygamberimiz (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) buyuruyor:
   Allah haram kıldığı (yasakladığı) şeylerde sizin için şifâ yaratmamıştır. (Deylemî)

   Hastalıkları yani hastalıkları yapan çeşitli virüs ve bakteri türlerini yaratan Allah, onlara karşı tertemiz şifâlı bitkileri de yarattığından, .
   Peygamberimiz: Tedâvi olunuz, ancak haram olan bir şeyle tedâvi olmayın. Çünkü gerçekte pis, necis ve zararlı oldukları için haram kılınan şeylerde, Allah sizin için şifâ yaratmamıştır buyuruyor. Peki, tedâvisi olmayan hastalıklar var mı?
Peygamberimiz (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) buyuruyor:
   Tedâvi olunuz. Çünkü Allah, ölüm ve yaşlanmanın dışında her hastalığın şifâsını yarattı. (Ebû Dâvûd – Ahmed İbni Hanbel)

   Allah her hastalığın şifâsını yarattığı için, önceki dönemlerde teşhisi bile konulamayan bazı hastalıklar, günümüzde rahatça tedâvi edilebildiği gibi, günümüzde teşhisi konulamayan ya da henüz tedâvi edilemeyen hastalıklar da gelecek dönemlerde rahatça tedâvi edilebilir.
   Ancak, ölüm ve yaşlanmaya karşı Allah bir şifâ yaratmadığı için, bilim ve teknoloji hızla ilerlese de, gelecek dönemin insanları da yaşlanacak ve ölecekler.
Peygamberimiz (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) buyuruyor:
   Tedâvi kadere bağlıdır. Tedâvi, ancak Allah’ın izni ile fayda verir. (Taberânî – Ebû Nuaym)
Peygamberimiz (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) buyuruyor:
Tedâvi kadere bağlıdır. Allah dilediği kimseye, dilediği bir şeyle şifâ verir. (Deylemî)

www.ihvanlar.net – Ahmet Tomor Hocaefendi

PAYLAŞ