Müslümanlar fen ilimlerinde de zirve olmalı

   Bazı İslam düşmanları “İslam bizi geri bıraktı” veya “İslam fen ilimlerine karşıdır” gibi hezeyan içerisine girerler. Halbuki İslam dini her zaman bütün ilim dallarında zirve olma yolunu gösterir. Ve İslamın yaşandığı zamanlarda da böyle olmuştur. Endülüs örneği önümüzdedir. Ve geçmişte icat edilen büyük buluşlar Müslümanlar tarafından gerçekleştirilmiştir. Ahmet Tomor Hocamız da fen ilimlerinin gerekliliğinden bahsediyor:
   Müslümanların iç ve dış güçlerin baskılarına boyun eğmeden dinlerini özgürce yaşayabilmeleri için güçlü olmaları ve güçlü olmaları için de kimya, fizik, matematik, tıp, biyoloji, botanik, astronomi ve jeoloji gibi fen bilimlerini, yaşadıkları çağın teknolojisini ve yararlı meslekleri öğrenmeleri farz-ı kifâye’dir.
   Çağın bilim, teknoloji ve yararlı mesleklerini öğrenmek farz-ı kifâye olduğundan, müslümanlar yetenekleri doğrultusunda bilim ve meslek dallarından birini öğrenip İslâm topluluğuna katkıda bulunmalı ve İlâhi emri yerine getirmelidir. Aksi halde bütün müslümanlar sorumlu ve günahkâr olur.
Yüce Allah buyuruyor:
   (Ey îman edenler!) Onlara (düşmanlara) karşı gücünüzün yettiği kadar kuvvet ve (cihad için) bağlanıp beslenen atlar hazırlayın. Onunla Allah’ın (din) düşmanını, sizin düşmanınızı ve onlardan başka sizin bilmeyip Allah’ın bildiği (gizli düşmanları) korkutursunuz. Allah yolunda ne harcarsanız, (karşılığı) size eksiksiz verilir ve siz haksızlığa uğratılmazsınız. (Enfâl – 60)
   Bir devletin emperyalist güçlere karşı bağımsızlığını koruyabilmesi için her an savaşa hazır ve caydırıcı bir güce sahip olması zorunlu olduğundan, Yüce Allah İslâm ülkelerine göz diken açık ve gizli düşmanlara karşı, onları korkutmak ve saldırgan tutumlarından caydırmak için gücümüzün yettiği kadar “kuvvet” ve cihad için özel “atlar” (savaş araçları) hazırlamamızı emrediyor.
   Bu İlâhi emrin gereği, müslümanların öncelikle inançlı, bilinçli ve iyi eğitilmiş mücâhid askerler yetiştirmeleri ve onları güçleri yettiği kadar yaşadıkları çağın en üstün silah, araç ve gereçleri ile donatmaları farz-ı kifâye’dir. Peygamberimiz (s.a.v.) bir gün minberde yukarıda geçen âyeti okudu ve üç defa, “İyi bilin ki kuvvet (ok) atmaktır” buyurdu. (Müslim)
   Peygamberimiz (s.a.v.) “kuvvet (ok) atmaktır” buyurarak, bir yandan müslümanları o dönemin en üstün savunma silahı olan ok atış eğitimi ve ok üretimi yapmaya teşvik ederken diğer yandan gelecekteki savaşların gelişmiş oklarla (füzelerle) olacağı mesajını vermiştir.
   Asr-ı Saadet’teki müslümanlar dışa bağımlı olmamak için o dönemde geçerli olan ok, kılıç, mızrak, kalkan ve zırh gibi silahları kendileri imal ettikleri gibi, Çağımızdaki müslümanlar da silah sanayinde dışa bağımlı olmamaları için yaşadıkları çağın bilim ve teknolojisini iyi bilmeleri, ağır silah sanayilerini kurmaları, tank, top, füze, gemi ve uçak gibi her çeşit silah, araç ve gereçleri kendileri yapmaları zorunludur.
Bu işin finansman kaynağına gelince,
   Âyet-i kerîmede “Allah yolunda ne harcarsanız, (karşılığı) size eksiksiz (kat kat) verilir ve siz haksızlığa uğratılmazsınız” buyuruluyor. Devlet, millet ve ordu aynı çizgide olunca, aynı inancı paylaşınca ve amaç Allah rızası olunca, Asr-ı Saadet’teki gibi çağın müslümanları da her şeyi başarır ve dışa bağımlı olmaktan kurtulurlar.
Peygamberimiz (s.a.v.) buyuruyor:
   İlim (bilim ve teknoloji) Çin’de de olsa alınız. (Beyhâkî)
   Çağdaşlık adına sadece çıplaklığı savunup, bilim ve teknoloji açısından çağın gerisinde kalanlar, lütfen çağdaşlığı doğru algılasınlar, gerçekte bilim ve teknoloji yuvası olan üniversiteleri sapık ideolojilerine kurban etmesinler.
Yüce Allah buyuruyor:
   Andolsun ki, Dâvûd’a tarafımızdan bir üstünlük (farklı özellikler) verdik. “Ey dağlar ve kuşlar! Onunla birlikte tesbih (zikir) edin” buyurduk ve ona demiri yumuşattık. (Savaşta bedeni koruyacak) uzun, geniş zırhlar yap ve düzenli olmasını gözet. (Ey Dâvûd ehli!) Sâlih amel işleyin, çünkü ben yaptıklarınızı görmekteyim. (Sebe – 10 – 11)
   Hz. Dâvûd hem peygamber hem de devlet başkanı olduğu halde, Yüce Allah’ın ona “(Savaşta bedeni koruyacak) uzun, geniş zırhlar yap” diye emretmesi, gerçekten çok düşündürücüdür. Müslümanlar bu mesajı doğru okumalı, gereken ibreti almalı, dinin bilim, teknoloji ve yararlı meslek dallarına verdiği önemi iyi algılamalıdır.
Ahmet Tomor Hoca – İhvanlar.net

PAYLAŞ