TAHA AKYOL’UN ŞARAPÇI GEYİKLİ BABASI
Hacı Bektaşi Veli Hazretleri’ni kendi batıl inanç ve düşüncülerine alet edenler, Allah dostu Geyikli Baba’ya da ellerini uzatmışlar. Bakın büyük veliye nasıl iftira diyorlar.
Taha akyol, Prof. A. Y. Ocak’ın Kelenderiler sf.90–91’den alıntı yaptığı, Aydın Doğan’ın sahibi olduğu ‘Doğan Kitapevi’ nden çıkan Osmanlı’da ve İran’da Mezhep ve Devlet adlı eserinde bakın nasıl bir ‘komplo’ ya alet oluyor;
(…)
”Bu derviş gazilerden kerametlerine inanılan Geyikli Baba, Alevi- Bektaşi geleneğinde kuvvetle benimsenen bir Yesevi Şeyhidir.
İslam uğruna gaza yapan Geyikli Baba ‘arak’ (rakı) da içmektedir. Sultan Orhan’ın hürmet ettiği bir zattır.
Hatta bizzat Bursa fethine katılan Geyikli Baba bizzat müritleriyle Kızıl kilise mevkiini fethetmiş ve bu zaferini kutlamak için Orhan Gazi ona ”iki yüz arak ve iki yüz şarap” göndermiştir.(…)
Allah Dostu bir zata iftira ederken büyük Osmanlı Padişahını da zan altında bırakıyorlar. Allah’ın dinine sıkı sıkıya bağlı olan ve bu sebeple kerametleri zuhur eden bir insanın, haram olduğu Kur’an’da açıkca beyan edilen bir cürümü işlemesi mümkün müdür? Elbette hayır.
Bu zihniyet Hacı Bektaşi Veli Hazretleri’ne de çeşitli günahlar isnat etmektedir. Gayeleri; önderleri saydıkları bu zatlar gibi olamadıklarından onları kendilerine benzetmektir. Bunu yapabilme için de çeşitli efsaneler uydurmaktadırlar.
Neredeyse bütün Osmanlı kaynaklarında Allah dostu olan Geyikli Baba şöyle anlatılır:
Osmanlı Devletinin kuruluş devrinde yetişen evliyadan. Uludağ eteklerinde geyiklerle haşır neşir olup, istediği yere geyiğe binerek gittiği için, Geyikli Baba diye meşhur olmuştur. İran’da Hoy şehrinde doğdu. Bursa’nın İnegöl ilçesi yakınlarında vefat etti. Doğum ve vefat tarihleri kesin olarak bilinmemekte olup, Osmanlı sultanlarından Orhan Gazi zamanında yaşamıştır.
Tasavvufta Şeyh Tacülarifin Ebü’l-Vefa hazretlerinin yolundan feyz alan Geyikli Baba, İlyas Horasani’den ilim öğrendi. Keşiş Dağı (Uludağ) eteklerindeki dergahında kendi halinde yaşadı. İlim ve sohbetinden istifade etmek için gelenlere Allahü tealanın emir ve yasaklarını anlattı. Pekçok keramet gösterip meşhur oldu.
Orhan Gazi zamanında Bursa’nın fethine geyik sırtında katıldı, ordunun önünde harb etti. Bursa’nın fethinden bir müddet sonra, Orhan Gazinin daveti üzerine Bursa’ya gelen Geyikli Baba, dergahının yanından kesdiği bir ağaç dalını Bursa padişah sarayının avlusuna dikti. Orhan Gaziye dönerek;
‘Bu hatıramız burada kaldığı müddetçe evliyanın duası senin ve neslinin üzerindedir. Senin neslin ve devletin bu ağaç gibi kök salacak, dalları çok uzaklara ulaşacak, evlatların din-i İslama çok hizmet edecekler’ deyip; ‘Kökü sabit, dalları ise göktedir.’ mealindeki, İbrahim suresi 24. ayet-i kerimesini okudu. Az sonra geldiği gibi gitti. Diktiği ağaç ulu bir çınar oldu. O ağacın bugün Bursa’da Üftade’ye giden Kavaklı Caddedeki çınar ağacı olduğu söylenmektedir.
Bir zaman sonra Orhan Gazi, Geyikli Baba’ya iade-i ziyarette bulundu. Ona; ‘İnegöl ve çevresi senin tasarrufunda olsun.’ dedi. ’Mülk ve mal cenab-ı Hakk’ındır, ehline verir, biz O’nun ehli değiliz. Mal, mülk ve sebeplere meyletmek, emir ve sultanlara gerektir. Bizim gibi fukara kısmına, Allah adamlarına yakışmaz.’ diye cevap verdi. Padişah ısrar edince, kendisine hibe edilen yerlere bedel olarak, dergahının çevresinden az bir miktarını dervişlere odunluk olarak kabul edip, sultanın gönlünü aldı ve ona duada bulundu.
Geyikli Baba, Orhan Gazi zamanında Uludağ’ın doğu eteklerinde, İnegöl yakınlarında vefat edip, oraya defnedildi. Orhan Gazi tarafından kabri üzerine türbe yaptırıldı. Sonradan yine Orhan Gazi tarafından türbe yanına bir cami ve dergah ilave edildi. Sevenleri, çevresinde bir köy meydana getirdiler. Kurdukları bu köye Baba Sultan köyü adını verdiler. Geyikli Baba külliyesi 1950 senesinden sonra yeniden tamir edildi.
www.ismailaga.info