Ali Erbaş: Batı Müslümanların eserlerinden istifade etti
Bulgaristan’da Medresetü’n Nüvvâb’ın 100. Yıl Sempozyum Açılış Programında konuşan Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, batı medeniyetinin, Müslümanların Arapça tercümelerinden istifade ettiğini söyledi.
“Müslümanlar 10 asır boyunca insanlığın ufkunu aydınlattı”
Sempozyumda konuşan Başkan Erbaş, İslam medeniyetinin bir ilim medeniyeti olduğunu belirterek, Kur’an-ı Kerim’de, akletme, tefekkür, tedebbür ve tezekkürü vurgulayan, tabiatı araştırmaya, evreni tefekküre yönelten ve yaratılışa dikkati çeken pek çok ayet-i kerime olduğunu söyledi.
Başkan Erbaş, Müslümanların 7. yüzyıldan itibaren yaklaşık 10 asırlık zaman zarfında, bilimin bütün alanlarında insanlığın ufkunu aydınlattığını ifade ederek, “Müslümanlar ilmin bizatihi kendisini büyük bir değer ve imkan kabul ederek kısa süre içerisinde din, matematik, tıp, felsefe, fizik, kimya, astronomi gibi ilmin bütün dallarında büyük bir müktesebat oluşturmuşlar, binlerce eser telif etmişler ve buluşlar gerçekleştirmişlerdir.” dedi.
Başkan Erbaş, İslam medeniyetinde çağını iyi tanıyan, bugünü imar ve geleceği inşa edecek nesillere ve bu nesli yetiştirecek, ufuk, müfredat ve müesseselere ihtiyaç olduğunu belirtti.
“İnsan kendini bilmezse Rabbini de bilmez”
İslam’da bilginin nihai amacının insanın kendini ve Rabbini bilmesi olduğunu dile getiren Başkan Erbaş, “Bilginin ahlakla irtibatı yok sayılamayacağı gibi sorumlulukla ilişkisi de görmezden gelinemez. Ahlaksız bilgi zararlıdır. O yüzden Peygamber Efendimizin (s.a.s.) en çok yaptığı dualardan birisi; ‘Allah’ım senden faydalı ilim isteriz. Faydasız ilimden sana sığınırım ya Rabbi’ diye dua etmiştir.” diye konuştu.
“Eleştirel düşünceden kaçan toplumlar kısır döngüye hapsolurlar”
Başkan Erbaş, günümüzün en büyük sorunlarından birisi olarak nitelediği radikalizmin sorgulayan insanlara tahammül edemediğini ifade ederek, “Eleştiren insana radikalizm tahammül edemez. Çünkü o ne derse o olacaktır. Ona kimse itiraz etmeyecektir. İslami ilimde böyle bir anlayış yok. Hep tartışma ortamı oluşmuştur. Eleştirel düşünceden kaçan birey ve toplumlar kendilerini tekrar etme sürecine girerek bir kısır döngüye hapsolurlar.” ifadelerini kullandı.
İslam’ın, insanın dünya ve ahiret huzurunu temin eden ilahi bir nizam olduğunu belirten Başkan Erbaş, “Bütün insanlar için can, mal, akıl, nesil ve din özgürlüğünü temin eden barış ve merhamet dinidir. Allah’ın son ve evrensel mesajı Kur’an-ı Kerim, dünyada huzur ve barışın en büyük teminatı olarak adaleti, temel hak ve hürriyetlerin dokunulmazlığını, çevre ve toplumla ilişkilerde şefkat ve merhameti emretmektedir.” açıklamalarında bulundu.
Başkan Erbaş, Nüvvab medreseleri geleneği, Sofya İslam Enstitüsünün varlığı, İmam hatip liseleri ve din eğitimi veren müesseselerinin herkes için hayati bir öneme sahip olduğuna dikkati çekerek, şunları söyledi:
“İslam düşüncesinin temel ilkeleri ve dinamikleri ışığında çağın ihtiyaçlarına göre bilginin yeniden üretilmesi, varlık tasavvurundan sanata, evren tasavvurundan ahlaka kadar her alanda İslam’ın perspektifini en açık ve güçlü şekilde, evrensel düzeyde ortaya koyacak çalışmalar yapılması bakımından vazgeçilemez bir değere sahiptir. Dolayısıyla bu müesseseleri her açıdan en güçlü ve donanımlı hale getirmenin gayreti içerisinde olmalıyız.”
Konuşmaların ardından Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, Şumnu Tiyatro Salonu’nun fuaye alanında sergilenen “100. Yıl Nüvvab’ adlı belgesel sergisini gezerek, sergi hakkında yetkililerden bilgi aldı.