Sultan Fatih’i zehirleyen hain doktor nasıl gizlendi?
Fatih’in dördü İranlı, biri Türk biri Arap, biri de Yahudi asıllı olmak üzere yedi tabibi vardı. Aşağıda kendisinden söz edeceğimiz Yahudi asıllı tabip Müslüman olduğunu söylüyordu. Bu kişinin asıl adı Maestro Lacopo idi. Ancak ihtida ettiğini söyledikten sonra Yakub adını aldı. Bu şahıs muhtelif yollarla ilerleyerek padişaha yanaşmayı başardı ve paşa unvanı aldı. Bu sebeple Tabip Yakub Paşa olarak anılırdı.
Yahudi asıllı tabip Yakub ile İranlı tabip Lârî arasında aynı zamanda ciddi rekabet vardı. Tarihçi Hammer’in dediğine göre Yahudi asıllı tabibin Fatih’e yanaşmasını da bu rekabet geciktirmiştir. Yoksa belki o çok daha erken padişahın yakınına yerleşecekti. Hıristiyan-Yahudi İşbirliğiyle Suikast Fatih’in Tekfur Çayırı’nda rahatsızlığının ilerlemesi üzerine önce İranlı tabip Lârî çağrıldı ve müdahale etmesi istendi. Fatih döneminde yaşamış olan ünlü tarihçi Aşık Paşazade’nin verdiği bilg!}’e göre İranlı tabip Lârî, Fatih’in ağrısının azalması için önce ayağından kan aldı. Ancak ağrı azalmayıp arttı. Bunun üzerine Yahudi asıllı tabip Yakup Paşa çağrıldı. O da şerab-ı fariğ denilen ilaç içirdi. İşte bu ilacı içmesi üzerine Sultan Fatih birkaç saat içinde hayatını kaybetti.
Osmanlı tarihi uzmanlarından Franz Babinger, Fatih’in ölümü olayının bir zehirlenme olduğu görüşündedir. Babinger, zehirleme olayının arkasında Venediklilerin olduğunu iddia etmektedir. Onun iddiasına göre sürekli Haçlılarla işbirliği yapan Venediklilerin, Eğriboz adasının Osmanlılar tarafından alınması üzerine düşmanlıkları iyice artmış ve Fatih ‘i zehirlemek için 14 kez teşebbüste bulunmuşlardır. Sonunda bu işi İta[ya’dan kaçıp Osmanlıya sığınan Yahudi asıllı tabip Maestro Lacopo yani Yakup Paşa vasıtasıyla başarmışlardır .
Babinger’in görüşüne göre Tabip Lacopo 30 yıl Osmanlı sarayında çalışarak padişahın itimadını kazanmıştır. Böylece onun yakın çevresinde yer almayı ve özel tabipleri arasına girmeyi başarmıştır . Venedikliler de onu zehirleme
işi için ikna etmiş ve amaçlarına ulaşmışlardır. Yani Fatih, Hıristiyan ve Yahudi ittifakının sonucunda öldürülmüştür denilebilir.
Bu ibretli hadise bizlere devlet ricalinin en yakın adamlarını seçerken çok titiz olmalarını ve kimseye de çok güvenmemelerini öğretmektedir.