Kapitalizm yer ve anlam değiştiriyor: Çin, Kapitalist Dijital Uygarlığın merkezi olacak…

Olağanüstü günlerden geçiyoruz… Yaşadıklarımız kıyamet sahneleri gibi… Bütün bir insanlık, bütün bir dünya, bir virüsün kölesi!

İnanılır gibi değil gerçekten!

Birileri, Frankenstein’ı andıran azman bir güç, dünyayla kafa buluyor, sanki! Bir şeytan, bir şeytânî güç, parmak sallıyor rakibine, bir başka şeytânî güce!

Fakat olan bütün insanlığa oluyor!

VÜRÜSÜ KİM, NİÇİN ÜRETMİŞ OLABİLİR?

Amerikalılar Çin’e vuruyor olabilir mi?

Çinliler, daha işin başından böyle bir iddiayı dillendirdiler.

Hem de “bilimsel” yayınlarla! “Bilimsel” deyince akan sular duruyor! Özellikle de bizim görünüşte Batı-perest, ama zihnen, yaşayış olarak yani hem epistemolojik hem de ontolojik olarak Batıcı fakat Çin-perest tiplerimiz, Amerikalıların koronavirüs’le Çin’i vurduklarını -güya- ifşa eden Çin resmî kaynaklarının işaret ettiği sözümona “bilimsel” yayınları ballandıra ballandıra anlatmaya bayılıyorlar televizyonlarda!

Bizim Çin-perest Maocu palyaçolarımız Çinlilerin “bilimsel” yayın diye kendilerinin kontrol ettikleri müsveddeleri referans göstererek Çin’in birileri tarafından vurulduğu algısını yaymaya, gönüllü Çin köleliği yapmaya devam ededursunlar, Çin’de dün (Çarşamba günü) itibariyle koronavirüs vakasına rastlanmadığı açıklaması yaptı Çin Büyükelçisi Habertürk’e!

Burada yazdıklarım Çinperest çevreleri rahatsız edecek, biliyorum bunu. Benim derdimin hakikat olduğunu onlara, nasıl anlatabilirim, onu bilmiyorum. Sadece şu kadarını söylesem bir işe yarar mı acaba: Ergenekon hikâyeleri sırasında “dolmuşa bindirilmediğimizden emin miyiz?” başlıklı yazılar yazmış, o vakitler içerde olan İşçi Partisi Başkan Yardımcısı’nın hapishaneden gönderdiği mektubu, sütununda yayımlama cesareti göstermiş bir yazar olmam bir anlam ifade eder mi, peki?

KORONAVİRÜS, BİYOLOJİK SİLAH MI?

Koronavirüsün en fazla vurduğu ülke olarak Çin’in virüsü önce -bir kaç haftadır- kontrol altına alması, sonra da gelinen nokta itibariyle vakaları bile durdurması, elbette ki, sevindirici!

İyi de ne demek bu, peki?

Şunu söylemek fazla abartılı mı olur: Aslında Çin, virüsü icat etti; bir bölgesine yaydı; orasını sıkı karantinaya aldı, hatta insanları silah zoruyla evlerine kapattı; sonra da virüsü dünyaya, özellikle de Avrupa’ya bulaştırdı! Yapar mi böyle bir şeyi? Kesinlikle yapar! Mao devrimi, kaç milyon insanı doğradı kıtır kıtır, değil mi!

Batılılar da yapar! Ruhsuz bunlar!

Birilerine haddini bildiren Çin mi, acaba? SARS virüsüne bakın bunun için: SARS virüsünün biyolojik silah olarak geliştirildiği açıkça kabul ediliyor artık. İki hafta önce Habertürk’te sevgili Hülya Hökenek’in öğle kuşağı programında -şu an ismini hatırlayamadığım bir profesör- SARS virüsünün biyolojik silah olarak icat edildiğini söylemişti.

Ayrıca savaşların biyolojik silahlarla yürütüldüğünü, ABD’nin de, Avrupa’nın da, Rusya’nın, Çin’in, Hindistan’ın ve İsrail’in de biyolojik silahları kullanan ülkelerin başında geldiğini bütün dünya biliyor.

Virüs’ün biyolojik silah olarak kullanılabileceği ürpertici gerçeği, hiç de uzak bir ihtimal olarak görülmemeli, bence.

BATI KAPİTALİZMİ ÇÖKÜYOR, DOĞU KAPİTALİZMİ GELİYOR…

Bildiğimiz bir gerçek var: ABD’deki Yahudi sermayesi Çin’e yerleşmeye başladı. Çin’in gelişini gören İngilizler de, Yahudiler de, Çin’le derin ilişkiler kurdular.

İngilizler, İpek Yolu projesiyle Çin’le uzun vadeli stratejik bir ilişkiye imza attılar.

Yahudiler de Çin’in ekonomik, özellikle de finans sistemini kontrol etmek için çoktan Çin’e yerleştiler.

Çin, tıpkı yaklaşık bir asır boyunca ABD’nin oynadığı role benzer bir rol oynayacak gibi.

ABD’de Yahudi gücü ile Anglo-Sakson’lar savaşıyorlar/dı. Savaşı, Yahudi gücü kazandı, Anglo-saksonları ABD’den kovdu…

Aynı hikâye Çin’de de sahneleniyor şimdi.

Şunu rahatlıkla söyleyebilirim: Kapitalist sistem, Çin komünizmini paspas gibi kullanarak, kendini yeniden üretiyor!

Çin diye bir ülke yok artık; Çin Ruhu, komünizmle birlikte yok oldu çünkü. Çin kapitalizmin kölesi şimdi.

Çin, beş bin yıllık devâsâ medeniyet tecrübesini, birikimini komünizmle berhava etmişti. Çin’in bu kez kapitalizm tarafından kullanılmasını hiç de hafife almamak gerekir.

Kapitalizmde, kapitalist küresel sistemde büyük bir kırılma yaşanıyor: Batı Kapitalizmi çöküyor, Doğu Kapitalizmi geliyor…

İki şekilde gerçekleşiyor bu dönüşüm: Kapitalizm YER değiştiriyor: Batı’yı terkediyor Doğu’ya yerleşiyor…

Ve kapitalizm ANLAM değiştiriyor: Dünya, bildiğimiz dünya olmayacak artık. İnsanlar açıkça sürü gibi kullanılacak. Yapay gerçekliğe dayalı, kapitalist dijital uygarlığı Çin üzerinden üretecekler… Büyük kapatılma, geliyor…

Nedir bu kapitalist dijital uygarlık ve büyük kapatılma? Pazar günkü yazımda göstermeye çalışacağım.

YUSUF KAPLAN – YENİ ŞAFAK

PAYLAŞ