Kuruluş Osman dizisinde skandal iftira
Kasder’den yapılan açıklama ile dizide yapılan iftira açık bir dille kınandı. Tarihi dizilerden öğrenenlere ders olması dileği ile paylaşıyoruz. İşte o açıklama:
“YAVLAK ASLAN DİZİDE NEDEN YANLIŞ ANLATILIYOR”
Özel bir televizyon kanalında yayınlanan ‘Kuruluş Osman’ dizisinde Çobanoğulları Beyi Muzaffereddin Yavlak Arslan’ı hiç de hak etmediği bir şekilde “hainlik yapan, düşmanlarla işbirlikçi olan ve kumpas kuran bir bey” olarak gösterilmesinin son derece yanlış bir aktarım olduğu; dizide anlatıldığının tam aksine, hükmettiği bölgesinde çok sayıda köprüler, hanlar, hamamlar, medreseler ve ticarethaneler yaptıırmış olan ve halkın sevdiği bir bey olduğu belirtiliyor…
Selçuklu Devleti’nin Uç Beylerbeyi olan Çobanoğulları Beyliği’nin son hükümdarı Muzafferettin Yavlak Arslan’ın yıllarca Kastamonu ve bölgesinde başarılı bir yönetim sergilemesi, halkının gelişimine ve kalkınmasına önem vermesine dahası Taşköprü başta olmak üzere Kastamonu ve hükmettiği coğrafyada sayılamayacak kadar hanlar, hamamlar, köprüler , camiler ve tirarethaneler yaptırmasına karşın ‘Kuruluş Osman’ dizisinde bilinen gerçeğin tam tersinde kötü bir adam olarak anlatılması izleyicilerin kafasını karıştırdı.
Yavlak Arslan’ın ve sözde kız kardeşi Hazal Hatun’un isimleri birlikte zikredilerek izleyicinin zihinlerine Çobanoğulları Beyliği ve Kastamonu ile ilgili olumsuz imaj doğrudan yerleştirilmektedir. Şöyle ki malum dizide Yavlak Arslan ve Kayı (Osmanlı) obasına sözde gelin gönderilmiş olan kız kardeşi (Hazal Hatun) Kayı obası aleyhine her türlü hile ve entrikaya başvuran, suikastler düzenleyen, gizli cinayetler işleyen, Osman ve kardeşlerini öldürmek için her şeyi yapan, sözde eniştesi Dündar Bey’in kızına bile suikast tertip eden, Moğollarla işbirliği yapan ve Osman’la Moğolların arasını açan kötü karakterler olarak sunulmaktadır.
Bu bilgilerin hangi tarihî kaynaklardan alınmış olduğu doğrusu merak konusudur. Elbette ki hiçbir tarihî kaynakta bu bilgilere rastlanmamaktadır. Yavlak Arslan’ın Kayı obası üzerine dolaplar çevirmesi söz konusu olmayıp, bu obaya gelin giden bir kız kardeşinin varlığı da tarihen sabit değildir.
-DÖNEMİN KAYNAKLARI BELLİDİR
Ek olarak Yavlak Arslan’ın hayatını ele alan yerli – yabancı kaynakların sayısı ve içeriği zaten bellidir. Bunlar; Selçuklu tarihçilerinden İbn Bibi’nin el-Evâmiru’l-Alâiyye (Selçuknâme) ve Aksarayî’nin Müsameretü’l-Ahbâr isimli eserleri, Bizans tarihçisi Pachymeres’in kaleme aldığı Syngrafikai Historiai, Beylikler zamanında yazılmış Anonim Selçuknâme, Osmanlı hükümdarı II. Murad devrinde Yazıcızâde Ali’nin hazırladığı Tevârîh-i Âli Selçuk, Ebu’l-Hayr-ı Rûmî’nin yazdığı Saltuknâme, 1284 tarihli Farsça Gideros Fetihnâmesi ile Yavlak Arslan’ın münşisi (başkâtibi, dış işleri bakanı) Hasan el- Hoyî’nin bu hükümdar için hazırladığı İnşa Risaleleri (yazışma örnekleri)’dir.
Adı geçen bu kaynaklarda Yavlak Arslan’ın ve beyliğin kurucusu olan dedesi Emir Hüsameddin Çoban (Atabey Gazi)’ın hayatını aydınlatıcı kısa ama net bilgiler mevcuttur. Buna göre Hüsameddin Çoban, Selçuklu sultanı I. Alâaddin Keykubâd’ın emriyle Kastamonu’daki Çobanoğulları kuvvetlerinin ve Sinop’taki Selçuklu donanmasının başına geçerek Suğdak şehrini ve bütün Kırım’ı fethetmiş, Kıpçak Türklerini ve Rus kabilelerini yenerek Selçuklu devletine bağlamış, bölgede imar çalışmaları yürüttükten sonra başarıyla Kastamonu’ya dönmüştür (1223-1227)
Hüsameddin Çoban aynı zamanda Kayı, Bayat ve Kıpçak gibi Türk boylarının başında Bizans akınlarında da ün kazanmış, devletinin yüzünü ağartmıştır…
BİLİM ADAMLARININ SIĞINAĞI OLMUŞTUR…
Yavlak Arslan, o çağın meşhur astronomi, coğrafya ve matematik âlimi Kutbeddin Şirazî’yi Kastamonu’da misafir etmiş; bu âlim, yazdığı kıymetli eserini Yavlak Arslan’a sunmuştur. Yine Azerbaycanlı bilgin Hasan el-Hoyî de Kastamonu’da ilim adamlarının sığınağı olarak kabul edilen Yavlak Arslan’ın hizmetinde uzun yıllar çalışmış ve bu şehirde iken yazdığı yedi ayrı eserini ona ithaf etmiştir. Dönemin meşhur ilim adamlarını yanında toplamak ve onları himaye etmek o çağda çoğu Selçuklu sultanına ve hatta Osman Bey’e bile nasip olmamıştır.
Yavlak Arslan, Çobanoğulları Beyliği’ni Selçuklulara bağlı olarak uzun yıllar başarı ile idare etmiştir. Nihayet Sultan II. Mesud’un kardeşi Şehzade Kılıç Arslan’ın Konya tahtını ele geçirmek için çıkardığı bir isyanda, kendisine destek vermeyi reddeden Yavlak Arslan, Kastamonu’da bu şehzade tarafından pusu kurularak öldürülmüştür (1291). Yavlak Arslan’ın oğullarından Ali Bey ise Bizans akınlarına devam etmiştir.
Sonuç olarak bilinen bütün kaynaklarda Yavlak Arslan’dan ve dedesi Emir Hüsameddin Çoban Bey’den her zaman övgü ile bahsedilmiş, devlete olan bağlılıklarının altı çizilmiştir.
-KIZ KARDEŞİ OBAYA GELİN BİLE GİTMEMİŞTİR
Yukarıda sıralanan bilgiler haricinde bu kaynaklarda Yavlak Arslan’ın Selçuklu devlet politikası haricinde ve kanun dışı olarak bir hadiseye bulaşması, hele hele Moğol casusluğu yapması, beylik olarak daha resmen kurulmamış olan Kayı (Osmanlı) obasına gitmesi, buralarda suikastler tertip etmesi, entrikalar çevirmesi, kız kardeşini bu obaya gelin göndermesi ile ilgili hiçbir bilgi veya imaya rastlanmaz. Bu suçlamaların tarihî realitelere ters düştüğü de zaten belli olmaktadır.
Esasen ilk beylik yılları olan 1280’li yıllarda ve hatta 1290’ların başlarında bile Osman Bey’in Çobanoğulları’na bağlı bir “Uc” savaşçısı olarak hizmet yürüttüğünü merhum Halil İnalcık hoca TDV. İslam Ansiklopedisi’nin “Osman I” maddesinde zikretmiştir. Bu noktada söz konusu dizide Yavlak Arslan’ın kendisine bağlı ve gaza ile meşgul olan bir Türkmen obasının aleyhinde davranış sergilediği sahnelerin yerine, bu kardeş obaya her türlü desteği vermesiyle ilgili kurgulara ağırlık verilmesi icap ederdi. Kuruluş Osman dizisinde ise Yavlak Arslan ve sözde kız kardeşine atfedilen eylemler, tarihî akışa ters düşecek şekilde ve gerçek dışı olarak işlenmiş, bu şekilde ilgili kanal yayın etiği ihlali gerçekleştirmiş ve maksadının dışına çıkmıştır
DİZİLER TARİHİN AKIŞINA TERS OLMAMALI
Tarihî dizilerde ve filmlerde elbette kurgu ve hayal gücü önemlidir, mutlaka kullanılmalıdır. Ancak bu kurgu esnasında kaynaklarca sabit olan tarihî konular değiştirilemez veya şahsiyetler haksız, yersiz şekilde zan altında bırakılamaz. Eğer buna göz yumulursa o zaman başka birileri de kendi isteğine göre ya da reyting uğruna Türk tarihinde istediği tahrifatı yapmaya kalkar.
Alıntı: http://www.kastamonugazetesi.com.tr/yavlak-arslan-yanlis-anlatiliyor/?fbclid=IwAR1XBHZKaRjo-vRyxMM7Ah6qLYbb9njDRd4foGCRW5xthS0WK6VP6cTbeN4