Şehid alim Abdülkerim Çevik Müslümanlara seslenmişti! Ümmete çağrısı neydi?
Hayatını İslami değerler için mücadeleye adayan, gelecek nesillere örnek olan, bölgenin tanınmış kanaat önderlerinden Şeyh Abdülkerim Çevik, uğradığı silahlı saldırı sonucu hayatını kaybetmişti.
Ömrünü, mü’minleri Allah ve Rasulü’nün ölçüleriyle inşa etme gayretiyle sürdüren Çevik, çevresine sürekli ayet, vahiy, Kur’an-ı Kerim, Hadis-i şerif, sünneti seniyye ve sahabe-i kiramı anlattı.
Doğru Haber’de yer alan habere göre İslami mücadelesi ve yaşamı boyunca tavır ve davranışlarıyla örnek bir hayat sergileyen Nakşibendi Şeyhi Çevik, vefatından önce gündeme dair konularda önemli değerlendirmelerde bulunmuştu.
Çevik İLKHA’ya verdiği bir röportajda, dünya Müslümanlarına seslenmiş, “Ey Müslümanlar! Uyanın artık! Küfür hiçbir zaman size fayda vermez. Müslümanların yardımcısı ve dostu ancak Allah’tır. Ey Müslümanlar! Birleşerek kardeş olun, güçlerinizi bölerek dağılmayın, bölünüp parçalanmayın, hep birlikte Allah ve Resulüne yönelin. Ey Müslümanlar! Aralarınızdaki mezhep ve meşrep farkına takılarak birbirinize düşmanlık yapmayın. Unutmayın ki, Müslümanlar tarihin hiçbir zamanında bu kadar birbirinden uzaklaşarak zulme uğramamışlardı. Müslümanlar arasına bu kadar nifak tohumları ekilmemişti. İslam âleminin bu zulme uğramasının sebebi aralarındaki ihtilaftandır. Ey Müslümanlar! Bugün yeryüzünde cereyan eden olaylar, katliamlar, gözyaşları, acılar, yakıp yıkmalar sadece İslam ülkelerinde olmaktadır. Küfür, mallarıyla, güçleriyle birleşerek İslam’a savaş açmıştır. Müslüman’ı Müslüman kardeşine düşman etmiştir. Uyanın artık, küfre karşı birleşin ve saflarınızı netleştirin. Safınızı Allah ve Resulü’nün safı olarak belirleyin. Aranızdaki ihtilafları bir kanara bırakın. Güçlerinizi küfre karşı birleştirin. Unutmayın ki, ancak müminler birbirinin dostudur.” ifadelerini kullanmıştı.
“Müslümanların kanı üzerinde hesap yapan Emperyalistlere karşı birlik olunmalı”
İslam âleminin bugün büyük sıkıntılar çektiğini, ABD, Rusya başta olmak üzere tüm emperyalist güçlerin, hesabını Müslümanların kanları üzerine yaptıklarına belirten Nakşibendi Şeyhi merhum Abdülkerim Çevik, Müslümanların artık birbiriyle uğraşmayı bırakmalarını, küfre karşı birleşmeleri gerektiğini belirtmişti.
Müslüman liderlere ve âlimlere büyük sorumluluklar düştüğünü hatırlatan Çevik, birbiriyle uğraşan Müslümanların ancak düştüğü zilleti artırabileceklerini ifade etmişti. Müslümanlar birbiriyle uğraşırken, emperyalistlerin ise Müslümanlara silah satarak para kazandıklarının altını çizen Çevik, mücadele ve cihadın ancak küfür ehline karşı yapılabileceğini söylemişti.
“İstanbul Sözleşmesiyle değil İslam Medeniyeti Sözleşmesiyle ailelerimizi koruyabiliriz”
Gündeme dair konularda da değerlendirmelerde bulunan Şeyh Abdülkerim Çevik, İstanbul sözleşmesiyle ailelerin parçalandığı tehlikesine dikkat çekmiş, ailenin İstanbul sözleşmesiyle değil, İslam medeniyeti sözleşmesiyle korunabileceğini belirtmişti.
Avrupa’dan getirilen bir yasayı, Müslüman toplumuna uygulamanın sıkıntı verici olduğunu vurgulayan Çevik, “İstanbul Sözleşmesi, Avrupa’dan gelen bir yasadır. Avrupa’dan gelen bir yasayı, Müslüman toplumuna uygulamak sıkıntı vericidir. Tıpkı ‘Avrupa İnsan Hakları’ gibi ülkemizde uygulandı fakat herhangi bir faydası görülmedi. Çünkü sınırsız özgürlük Avrupa’ya da fayda vermedi. Avrupa Konseyi’nin yapmış olduğu sözleşme, eğer Avrupa’ya bir katkı sunmuşsa ki onlar Hristiyan biz Müslümanız, diyebiliriz ki evet onlar bu sözleşmeden fayda gördü, biz de onların yasalarını burada uygulayalım, bu şekilde kadınların haklarını koruyalım. Ama öyle bir şey yok. Şu an Avrupa’da aile diye bir şey yok, çocuk yok, düzenli bir yaşam yok. Avrupa bir soykırım yaşıyor. Avrupa çıkardığı yasalarla soykırım yaşıyorsa, nesil tükenmişliği yaşıyorsa, biz nasıl bu yasaları Müslüman toplumumuza uygulayalım?” diye sormuştu.
“Medreselerin yaygınlaşması toplumsal huzuru arttırır”
Şeyh Hafit Kur’an kursunda öğrencileriyle birlikte kahvaltı yaparken silahlı saldırıya uğrayan ve ömrünü bir medresede tamamına erdiren Şeyh Çevik, İslam’da medreselerin önemine ve topluma kattığı değerlere dikkat çekmişti.
Çevik, medreselerin toplumsal barışa ne gibi etkileri olduğuna dair İLKHA’ya değerlendirmelerde bulunmuş, medreselerin toplum üzerinde etkili olduğu dönemlerde suç oranlarının azalıp, huzur ve barış ortamının tesis edildiğini belirtmişti.
Çevik, “Son yüzyılda toplumun dejenere edilmesi için yoğun çalışma yürütüldü. Buna rağmen bölge halkı medreselerine bağlı kaldı, âlim ve ulemasına saygı duydu. Din, toplumda kendisini gösterdiği zaman suç oranı daha az oluyor. Medrese ve tekkelerin çoğalması, halkın üzerinde etkin olması suç oranlarını azaltıyor. Ayrıca var olan suçlar bu müesseseler sayesinde yok oluyor. Mensup olduğumuz din, barışı, huzuru, kardeşliği ve adaleti emrediyor. Müslüman bir toplumda bütün bunların olması gerekiyor. Dinin merkezinde medreseler var. Toplum dinden uzaklaştığı zaman suçlar, huzursuzluklar, zillet artıyor. Din, toplum içerisindeki varlığını ve etkinliğini sürdürdüğü zaman o toplum daha adil olur, refah düzeyi yükselir. Tarihe baktığımızda Müslümanlar hangi dönemde İslam’la bütünleşmişse hep yükselmiş, galip gelmişlerdir. İslam’ı bir kenara bırakıp, İslam dışı fikir ve ideolojilerle hareket etmişlerse de zilleti yaşamışlar, aralarında kavga, gürültü ve huzursuzluklar yaşamışlardır.” İfadelerini kullanmıştı.
Milli Gazete