Balat’taki Ali Denizci tam bir sahtekar çıktı

   Bir videosunda Yahya Efendi derhagının orada içki içtiğini, bir imamın kendisine kötü muamele yaptığını, diğer imamın ise kendisine meze taşıdığını vs. anlatarak kendine hidayet öyküsü uyarlayan, kendisini Ali Denizci olarak tanıtan adam tam bir yalan çıktı. Soyadı bile sahte olan dümencinin izini Salih Diner sürdü.

   İşte Salih Dinerin o yazılarından derlemeler:

“Ali Denizci diye tanıttı kendisini, mimarım dedi, “3 buçuk yıl sokaklarda yattım, bunun 8 bucuk ayı aşiyan mezarlığında geçti” dedi, böyle diyerek dikkatleri üzerine çekti, sevgi dolu bir insan olarak çıktı ekran karşısına ama hepsi düzmece idi.

Ali Denizci’nin gerçek soy adı yani halen resmi olarak da devam eden soy adı “Karaahmetoğlu”. Bir insan gerçek soyadını gizleyip neden kendisini farklı tanıtır ki? Mimar olmadıği halde neden mimarım der? 
Dolandırıcı olduğu için çok dayak yedi Ali Karaahmetoğlu. Ortalıktan kaybolup kaybolup tekrar çıktı piyasaya. Balata geldiğinden sonra bile dolandırıcılıktan dayak yeyip bir müddet ortadan kaybolmak zorunda kaldı. Kendisinin foyasının meydana çıkması üzerine dolandırıcı olduğunu fark eden etrafında iyi niyetle gönüllü hizmet edenlere iftira atarak mit ajanı olmakla suçladı.”


Yahya Efendi dergahına geldik.. Hani Balatta misyoner faaliyetleri yürüttüğünü söylediğimiz Ali Denizci’nin bahsettiği Yahya Efendi dergahı. 
Anlattığı hikayeyi biliyorsunuz, orada hidayet bulduğunu, İsmail isimli imam efendinin kendisine para toplattığını ve bu paralarla Balatta sözde iyilik hareketi başlattığını vs vs anlatıyor o video da..
Yahya Efendi dergahı camiinde böyle bir imam yok arkadaşlar. İsmail isimli bir imam hiç olmamış. Hikayeyi dinleyenler yalan olduğunu anlamıştır zaten ama biz teyit edelim dedik. Şu an ki imam efendi “kayıtlara ve eski cemaatimize sorduk böyle bir imam olmadı” diyor. Ve Ali Denizcinin çok tehlikeli olduğunu, anlattığı hikayenin çelişkilerle dolu olduğunu anlatıyor. Allahu teala, imamı bunların şerrinden muhafaza etsin. Amin. Sadece sosyal medyada dönen o sahte hikayeden rahatsız olduğu için bir açıklamada bulundu.
Sözün özü ; Bu adam yalancı bir proje adamı arkadaşlar, dikkatli olmaya devam edin


Türkiye onu daha çok Yahya Efendi dergahında başından geçen bir olayı anlattığı video ile tanıdı. O hikayeyi hatırlıyorsunuzdur ama unutun onu, o da yalan çıktı çünkü. Külliyyen yalan. Dün Yahya Efendi dergahına gittik yalan olduğunu bizzat öğrendik. Dünkü paylaşımımda detaylar var.

Yalanları sadece bununla sınırlı değil, hayatı hakkında anlattığı bir çok şey yalan ve eksik. O konulara girmeyeceğim, dün yazacağım demiştim ama konu dağılmasın, çünkü bizi ilgilendiren taraf daha vahim.

Bu adam Balatta Deliler kahvehanesi denen bir yer açmış, yardım faliyetleri yürütüyor gibi görünerek misyoner faliyetler yapıyor. Deliler kahvehanesini beraber kurduğu kişi bir Yahudi.! Gerçek adı Lari Dilmen, ama onuda kitabına uydurmuşlar yani Deliler kahvehanesine uydurmuşlar “Musa dede” yapıvermişler. Dün, Ali Denizci bu “Musa dede” takma isimli Lari Dilmen’in artık müslüman olduğunu söylüyor. Peki bu yalancı adama inanalım mı? Yutalım mı bu yalanı? Ne derseniz? Hemen karar vermeyin.!

Şöyle anlatayım ; Ali Denizci bir videosunda, burs verdikleri 150 talebeye dini kitap okumayı yasaklattıklarını anlatıyor. Ve o çocukları Yahudi aileler ile tanıştırıp, Yahudilerin evlerinde misafir ettiklerini, onların çocukları ile kaynaştırdıklarını söylüyor. Peki tövbe eden bir Yahudi bunu yapar mı? Ali Denizci bu çalışmalarda tek değil ki, Lari Dilmen ile beraber yürütüyor bu faliyetleri. Lari Dilmen Yahudilikten döndü ise neden hâlâ burs verdikleri müslüman çocukları Yahudilerle kaynaştırıyor?! Ve yine bizzat Ali Denizci’nin itirafı ile, neden dini kitap okumalarını yasaklatıyor?
Beyler! Yahudi gazetesi Şalom’un Lari Dilmenle bir röportajı var. Yahudi bir gazete medh ede ede, Müslüman bir eski Yahudi ile röportaj yapar mı?

Evet, Yahudi bir ailede doğmak suç değil, nice Yahudi alimler bile müslüman olup İslâma ve müslümanlara hizmet etmiştir ama bu Lari Dilmen ve Ali Denizci hiç İslâm’a hizmet ediyor gibi duruyor mu? Bana Lavrensi hatırlatıyor. Ali Denizci’nin videolarını Youtube’de TEXd TALKS gibi bir kanal yayınlıyor, balatta amacı sadece iyilik hareketi olan adamın videosunu bu kanal niye yayınlasın? Herşey açık ve net değil mi?
Ayşe Arman gibi bir ateist Ali Denizciyle röportaj yapıp neden medh etsin?

Tabi bazı İslâmî çalışmalar gibi görünen faliyetleri de var. Ne mesela? Deliler Kahvehanesi dedikleri yerde Tasavvuf sohbetleri veriyorlar 😀 Ama kim veriyor bu sohbetleri, orası mühim değil mi? Burs verdiği çocuklara dinî kitaplar okumayı yasaklatan adam, nasıl bir tasavvuf sohbetleri yaptırır siz düşünün. Kendi din anlayışını empoze etmek için çarpık bir tasavvuf anlayışına sahip kişilere sohbet ettiriyor. Cemalnur Sargut modelinde açık saçık bir bayan veriyor bu sohbetleri. Beni Ali Denizci’nin sevenlerinden birisi aradı, Ali Denizci’nin Rufai tarikatı dervişi olduğunu söyledi, bugünde yine onun sevenlerinden birisi paylaşımıma yorum yazdı Ali Denizci’nin Rufai tarikatı dervişi olduğunu vurguladı. Fakat gizli tutuyormuş kime bağlı olduğunu söylemek istemiyormuş. Ben araştırdığım kadar ile söyleyim; Cemalnur Sargutla irtibatları var. Deliler kahvehanesi dedikleri yerde tasavvuf sohbetleri yapan açık saçık bayan ve o derslere katılan yine onun gibi açık saçık bayanlar bana yazdılar. Cemalnur Sargut’un talebeleri. Cemalnur Sargut sözde Rufai Şeyhidir. Kenan Rufainin tekkesinin postnişinidir. Kenan Rufai de zaten cumhuriyetin ilk yıllarında inkilaplara destek olmuş, gayru meşru hayat yaşayan bir sapık. Onunda konusu uzun, ayrı bir konu. Evet sapıklıkta o kadar zivrelerki Cemalnur Sargut başını örtmeye gerek duymuyor ama Şeyhlik yapıyor. Zaten meşhur bir müfsittir bu kadın. Putperestliği bile meşrulaştıran, putperstleri bile cennete sokan(!) bir müfsit. Videosu var, putlara tapmayı Allaha tapmaya bağlıyor. Böyle bir sapkın ekol. Ali Denizci’nin sevenleri de onun Rufai dervişi olduğunu söylediklerine gore kime bağlı olduğu az çok anlaşılıyor.

Ali Denizci, Ayşe Armana verdiği röportajda, Kur’anı kerimde vaad edilen cennet nimetleri hakkında “palavra” diyor. Bunun ne demek olduğunu siz anladınız.! Bunların böyle çarpık bir tasavvuf anlayışı var.

Ali Denizci, kendisini Mustafa İslamoğlu ve İhsan Eliaçık gibilere reddiye yapmakla savunuyor. “Ben onlara reddiye yapıyorum sizdenim” demek istiyor. Evet doğrudur, Cemalnur Sargut modeli sözde tasavvufçular Mustafa İslamoğlu gibilerini sevmez, çünkü Mustafa İslamoğlu o model sapık tasavvufçulara da karşıdır. Bu konuda anlaşamadıkları için birbirlerine reddiye yaparlar. Ama bu, onların bizim tarafımızda olduklarını göstermez.

Biz bu adamın gençlere yaptığı operasyonu kendi videosu ile ıspat ediyoruz. “Bakın bu adam burs verdiği gençleri yahudi evlerine götürüyor” diyoruz “ama sokaktakilere battaniye veriyor” diye cevap veriyorlar. “Bakın bu adam burs verdiği çocuklara dinî kitap okumayı yasaklıyor” diyoruz “ama fakirlere çorba veriyor” diyorlar. Yav adam çocukları Yahudi sevgisiyle yetiştiriyor sen neyden bahsediyorsun arkadaş. Çorba kadar ucuz mu senin imanın?

Evet gelelim bizim hatalarımıza kusurlarımıza beceriksizliğimize…

Ali Denizci Deliler kahvehanesinden fakir fukaraya garip gurebaya elbette büyük yardımlar yapıyor. Onlara yemek battaniye elbise erzak dağıtıyor. Ama bunları neden yaptığı konusunu kaçırmayın, yukarda anlatmaya çalıştım. Misyoner faliyetlere zemin bulmak için.
Asıl mesele biz neden yapamıyoruz. Ali Denizci kendisininde ifade ettiği gibi kendi cebinden yapmıyor bunları, gönüllüleri var. Peki bizim Hak davamızın gönüllüleri neden yok yada olanlar neden az. Nerede bu müslüman zenginler, müslüman yetkililer?!

Müslümanları ikaz niteliğindeki bu yazıyı özellikle gençlere, Fatih bölgesindeki müslümanlara ve yetkililere ulaştıralım.

(Yazıdaki beyanlar Salih Diner’e aittir)

www.ihvanlar.net

PAYLAŞ