Mealcilik Komedisi – Mealci Hurefeler
Mealcilerin içine düştüğü trajikomik hali youtuber genç hoca aktarıyor:
Videonun bir kısmında şöyle diyor:
Mealcilere göre herkes Kur’an’ı açıp anlayabilir, yorumlayabilir ve istediği hükmü çıkartabilir. Ama ne gariptir ki, kendileri cehaletle yaptıkları yorumu doğru hatta en doğru kabul edip, on yıllarca Kuran ilimlerini tahsil etmiş alimlerin tefsirine “uydurma” der veya yanlış anladıklarını söylerler. Kendilerinin anladığı doğru ama bizim anladığımız yanlış!
Bildiğiniz gibi hiçbir çeviri orijinal metnin ruhunu, derinliğini yansıtamaz. Kur’anı sadece mealden anlamaya çalışmak onu çok basite indirgemektir. Mealciler ise bunun yanında ayetin ne için indiğini, nasıl yaşandığını, ayetin öncesini ve sonrasını, Kur’an bütünlüğünü devre dışı bıakarak ayete yaklaşırlar. Bu cahilane yaklaşım tam bir komedidir aslında.
Şimdi mealcilik komedisine birkaç örnek vericem.
Vakıa suresinde Allahu Teala buyuruyor ki: FE ASHABÜL MEYMENETİ MA ASHABUL MEYMENEH, VE ESHABÜL MEŞEMETİ MA ESHABUL MEŞEMEH.
Mealcilerin düştüğü hallere bir bakalım:
Celal Yıldırım: Meymenetliler, ne mutludur meymenetliler! Şeâmetliler, ne bedbahttır şeâmetliler!
Edip Yüksel: Mutlular ne kadar da mutludurlar! Mutsuzlar ne kadar da mutsuzdurlar!
Gültekin Onan: İşte o ‘Ashab-ı Meymene’, ne (kutludur o) ‘Ashab-ı Meymene’. Ashab-ı Meş’eme’ ne (mutsuz ve uğursuzdur o) ‘Ashab-ı Meş’eme’.
Mustafa İslamoğlu: Bir bahtiyat kampa dahil olan kesim olacak; ama ne büyük bahtiyarlık!.. Bir de bedbaht kampa dahil olan kesim olacak; ama ne felaket bir bedbahtlık!..
Sadık Türkmen: Sağin arkadaşları! Nedir o, sağın arkadaşları? Solun arkadaşları! Nedir o, solun arkadaşları?
Hasan Basri Çantay: Sağcılar (a gelince:) O sağcılar ne (mutlu) durlar! Solcular (a gelince:) O solcular ne (bedbaht) dırlar!
Videonun devamında bir örnek daha var.