Dinini Münâkaşalara Hedef Yapanlar

ed-Dârimî’nin Sunen’inde (I, 01) Halîfe Ömer b. Abdilaziz (v. 101)’in «Kim dînini münâkaşalara hedef yaparsa, çok sık görüş değiştirir.» sözüyle kasdettiği de budur. (33) 

Sonra, birden çok mezheble birden amel eden bu kimsenin akıbeti, kendisinin dört mezheb dışına, sonra da kırk mezheb dışına çıkmasına varır.

İmam Mâlik (95 -179), bir münâsebetle Ömer b. Abdilaziz’in bu sözünü delil olarak kullanmıştır. Burada bizim de zikretmemiz münasiptir. 

Bunu İbn Ab-dilberr’in el-İntikâ’sından (s. 33) İmam Mâlik’in ashabından Ma’n b. îsâ (v. 198) ’ya varan bir isnad ile zikrediyorum:

Ma’n b. îsâ anlatıyor: 

«Birgün Mâlik mescidden dönüyordu. Elimi tutmuş bir halde iken Ebu’l-Cuvey-riyye denilen bir adam —Mürcie’den olmakla ithâm edilirdi — ona yetişti ve «Ey Ebû Abdillah, beni dinle, sana delil getirip görüşümü açıklayacağım, birşey söyleyeceğim.» dedi. 

Mâlik «Ya beni mağlûb edersen?» dedi, 

o : «Benim dediğimi kabul edersin» dedi. 

Mâlik «Şayet ben seni mağlûb edersem?» dedi, o «O zaman ben senin görüşünü kabul ederim» dedi. 

Mâlik «Eğer biri gelir de, onunla konuşursak, o da ikimizi mağlûb ederse?» dedi. 

O: «Onun görüşünü kabul ederiz» dedi. Mâlik (95 -179) «Allah Muhammed’i (S.A.V.) tek bir din ile göndermiştir.

   Görüyorum ki sen daldan dala atlıyorsun. Ömer b. Abdilaziz (v. 101) «Kim dinini münakaşalara hedef yaparsa, çok sık görüş değiştirir.» demiştir, cevabını verdi.»

   îmamların yolundan başka bir yolla, delile tâbi olduğunu iddia eden bu kimse, farkında olmadan ve hattâ sünneti neşr ve ona dâvet ettiğini iddiâ ederek hiçbir imamın söylemediği görüşleri ileri sürer.

   Bu fikir, daha başka tehlikelere açılan bir dehlizdir. İmam Mâlik (95-179) bu tehlikeye en güzel şekilde dikkat çekmiş ve şöyle demiştir: 

   “İmamlara tâbi olun ve onlarla mücadele etmeyin. Eğer cedelde başkalarından üstün gördüğümüz her adama uyacak olsaydık, Cebrail’in getirdiklerini reddetme durumunda kalacağımızdan korkulurdu.” (34)

   Üstelik senin, Ebû Hanîfe (70 -150) ’nin görüşünün delilini anlayamadığın halde, eş-Şâfi (150 – 204) ninkini anladığını iddia etmen, daha önce zikrettiğimiz âlimlerin yaptıklarına, benzemektedir.

   O âlimler bir meselede eş-Şâfî’nin görüşüne muhalif sahih bir hadis olduğunu iddia etmişler ve mezheblerindeki hükmü bırakıp, sahih olduğunu kabul ettikleri hadîslerle amel etmişlerdir. Senin bu yaptığın, onların bu haline benzemektedir, hattâ aynı şeydir. Bunun Akıbetini görmüştün. «Fakihlere tâbi olmak dinin selâmetidir.» diyen Sufyân b. Uyeyne’den Allah razı olsun. (35) 

Okuyucu, üç imamın — Mâlik (95 – 179), İbn Uyey-ne (v. 198), ve İbn Vehb (v. 197)’in (s. 43 v.d. da) — fakîh imamlara tâbi olunması ve tâbi olunmadığı takdirde insanın dîni bakımdan tehlikede olduğu hususundaki sözlerinin birbirine mutâbık olduğuna dikkat etsin.

Dipnotlar

(33) Ömer b. Abdilaziz’in bu sözü için ayrıca bkz: Te’vilu Muhtelifi’l-Hadis tercümesi (Hadis Müdafaası), 8. 87, 88 (Mütercim)

34) eş-Şa’râni, el-Mîzânu’l-Kubrâ, I. 51.

35) el-Kuraşî, el-Cevâîıiru’l-Mudıyye, I. 166 Onun bu sözünün hikâyesi için s. 64, Dipnot 6’ya bakınız.

Kaynak : Muhammed Avvame imamların İhtilafında Hadislerin Rolu

PAYLAŞ
Etiketler