وَإِذْ وَاعَدْنَا مُوسَى أَرْبَعِينَ لَيْلَةً ثُمَّ اتَّخَذْتُمُ الْعِجْلَ مِن بَعْدِهِ وَأَنتُمْ ظَالِمُونَ

Hani Mûsâ ile kırk geceyi (ibadetle geçirdiğinde, kendisine Tevrat’ı vahyedeceğimize dâir) sözleşmiştik de, sonra onun (Tûr’a gitmesinden) sonra siz o (Sâmirî’nin yaptığı) buzağıyı (tanrı) edinmiştiniz. Böylece siz (şirk koşarak kendinize) zulmedici kimselerdiniz.

   Hazreti Musa Tur-i Sina’ya gidince Sâmirî adında birisi, altından yaptığı bir buzağı heykelini getirir, “Bu sizin Rabbinizdir. Musa bunu unuttu, o gelinceye kadar buna tapın” der. Haz. Harun buna mani olmaya çalışırsa da başaramaz. Bu kıssa Tâhâ suresinde genişçe anlatılacaktır.