Bir kaç gündür son zamanlarda yaşanan olaylara, sosyal medyada tanınmış veya tanınmamış bir çok kişinin yorumlarına, tepkilere, itirazlara baktık ve inceledik. Çok kuvvetli şekilde yazının başlığındaki kanaat oluştu.
    Birileri düğmeye bastı ama herşey doğal akışında oluyor!
   Kemalizmle mücadele eden bir tarihçiye hapis cezası verilirken diğerine davalar açılıyor. Bir Hoca açığa alınırken devlet ve diyanet içinden cemaat ve tarikatları hedef alan açıklamalar yapılıyor. (Onca İslama hakaret olayına sessiz kalan isimlerin tarikat ve cemaatleri hedef alması tezimizi kuvvetlendiriyor)
   Şimdi şöyle bir tespit yapalım:
>Dava açılan tarihçiler Erdoğan’ı destekliyor.
>Açığa alınan hocaefendi açıkça Erdoğan’ı destekliyor
>Cemaatler ve tarikatlar Erdoğan’ı destekliyor, sahip çıkıyor, dua ediyor.
>>>Buna mukabil Hükumetten ve Diyanetten bazı kişiler yukarıda mezkur hocalara, cemaat ve tarikatlara karşı tavır alarak sert söylemlerde bulunuyorlar.

TEHLİKENİN FARKINDA MISINIZ?

   Hükumette görevli birisi Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Ehli Sünnet cemaatlerle olan ilişkisini bildiği halde neden cemaatlere karşı tavır alır? Erdoğan’ın medreseleri övdüğü malumken bu müesseselere “merdiven altı eğitim” deme cür’etini kim kendinde bulabilir? Hükumete açıkça destek verdiği bilinen ve sadece hakkı haykırması sebebiyle halk tarafından sevilen bir hocayı kimler açığa alma cesaretinde bulunabilir?
   Demek ki birileri harekete geçti!
   Sizlere Fetö ihraçları başladığı zaman Hükumette boşalan kadroların İsyanoğlu taraftarı İrancılar tarafından doldurulacağını duyurmuş, hemen akabinde de bunların müdürünün Başbakan danışmanı olduğunu deşifre etmiştik.
   Hükumetin içinde kılcal damarlarda, köşe başlarında, Diyanetin içinde alt kademelerde, karar mercilerinde, din dairelerinde köşe tutuyorlar.
   Bunun yanında deşifre olmamış Fetöcüler de var. Fetö’ye sabah akşam küfrederek kendilerini perdeliyorlar.
   Bunlar harekete geçiyorlar ama sanki herşey doğal akışındaymış gibi gidiyor.

AYNI KUKLACI OYNATIYOR

   Kemlistlerin de ipini tutan kuklacı sırası geleni bir bir oynatıyor. Kemalist medyayı Ehli Sünnet, hükumete açıktan destek veren hocaefendiniz üzerine kudurmuş köpek gibi salıyorlar. Olmadık haberler yaptırıp hocaya saldırtıyor, karalatıyorlar.
   Bahane hazır!
   Diyanet içindeki kriptolar devreye girerek karar mekanizmasına etki etmeye çalışıp, Hocaefendi’nin görevden alınmasını yoksa kurumun yıpranacağı baskısı yapıyorlar. Ve karar mekanizması bu iç baskılar neticesinde hocaefendiyi görevden alıyor.
   İslam camiası ayağa kalkıyor ve “bu kararın kabul edilemez” olduğu söyleniyor.
   İnsanların içinde Diyanete ve hükumete karşı önü alınamaz olumsuz bir tavır oluşuyor. Çünkü hakikati söylemekten başka bir şey yapmayan hocaefendinin şu zamanda açığa alınması Cumhurbaşkanı’na karşı bile soru işaretlerini gündeme getiriyor halk nezdinde.
    Neden müdahale etmiyor? Neden o kişi diyanete seçti? Neden böyle oluyor? Neden şöyle oluyor? gibi sorular insanların zihninde dönüp duruyor. Ve tepki vermeye başlıyorlar.
VE HEDEFTE CEMAATLER, TARİKATLAR
   Halk ölçülü veya ölçüsüz tepkiler verirken sıra “bizden” bildiğimiz ama hakikatte “hiç bizden değilmiş” diyeceğimiz adamlara geliyor.

•    Hükumetten bir adam medreseler için “merdiven altı eğitim” tanımlaması yapacak kadar kin kusarak meydan okuyor ve açıkça mesaj veriyor.
•    Diyanetin çeşitli kurullarından hiç tanımadığınız isimler cemaatler ve tarikatlar hakkında tenkitlerde bulunuyor. Daha düne kadar dekolteli kadınlarla yanyana program yapıp Diyanet’e kapak atan adam Ehli Sünnet hocaefendi ve cemaatleri tenkit ediyor. Ve birileri tarafından gündeme getiriliyor. (İsyanoğlu’nun medyası bu konuda iş başında, tesadüf mü?)
•    28 Şubat’ta sivri çıkışlarıyla partisinin de kapatılmasını sağlayan ama kendisi kaçıp rahat eden (hükumette yer verilmeyip gazete köşesinden yalama işleri yapan) adam tarikatların Diyanet kontrolü altına girmesi gerektiği gibi zırvalar savuruyor.
•    İsyanoğlundan ayrılmış gibi yapıp (fikri olarak hiçbir farkı bulunmadığı halde hükumet yanlısı gözükerek prim yapıp) İsyanoğluyla aynı dilbazlıkla yazan şair kırması postacı yazar da cemaatlere vurma gayretine düşüyor.
•    Daha düne kadar İlim kaynağım Fethullah Gülen deyip Fetö’ye fıkıh atfederek kitap yazan İlahiyatçı yine bu bahaneyle cemaatlere saldırıyor.

   Tek tek kendilerini ele veriyorlar aslında.
SIRA BOT HESAPLARDA
   Tam bu noktada dikkatimizi çeken şey (iyice tetkik ettik) hükumet yanlısı ve karşıtı gözüken ancak sahte olduğu anlaşılan hesaplardan yapılan yorumlar oldu.
   Mesela açığa alınan Hocafendi taraftarı “gibi görünüp” hükumete ve diyanete veryansın edip (hakaretler, tehditler savurup), hükumetin artık desteklenmemesi, Erdoğan’ın yanlış yaptığı ve desteği hak etmediği, Hocanın bu güne kadar verdiği desteğin de yanlış olduğunu söyleyenler bir gurup,
   Hükumet yanlısı gibi görünüp, Erdoğan adına ahkam kesip cemaat, tarikat ve Ehli Sünnet hocalara saldıran başka bir gurup… 
   Bunların her ikisi de aynı yere hizmet ediyor.
   Bütün bular…
   İnsanları Erdoğan’dan uzaklaştırmak, var olan desteği azatlmak için hazırlanan BÜYÜK BİR PLANIN parçası bu ve belkide en tehlikeli olanı.
   Devlet kadrolarındaki kriptolar bu iş için kamikaze yapabilecek durumda. (Adil Öksüzü serbest bırakan hakimi düşünün. Deşifre olacağını bildiği halde salmıştı)
   Kemalist ve Fetöcüler Erdoğan’ın zayıflaması, İrancılar Ehli Sünnetin darbe alması için üst akıl tarafından birleştirildi. Şeytan üçgeni oluştu.
   Erdoğan gereğini yapmaz ise daha tehlikeli şeyler olabilir.
   Bir an önce etrafındaki, Diyanetteki ve kadrolardaki şaibeli isimleri devre dışı bırakmalıdır.
   İşte fırsat… Tek tek kendilerini ele veriyorlar.
   Yoksa bu adamlar Erdoğan’ı bitireceklerdir. Çünkü yaptıkları her açıklama, attıkları her adım Erdoğan’ın fikri dünyasına ters olduğu halde, Erdoğan tasvip etmediği halde Erdoğan’a patlamaktadır.
Yine tarihe önemli bir not düştük, gündemi takip edin ve görün…
www.ihvanlar.net