Medreseler Kaliteyi Yükseltmeli
Dün rutubetli bodrum katlarında, pencerelerine branda çekilmiş karanlık dairelerde Kur’an ve Arapça ilimlerinin öğrenildiği medreseler bu gün bir cumhurbaşkanının ağzından övülüyorsa ve devasa binalarda, en yeni tekniklere sahip medreseler yapılıyorsa Allah’a ne kadar şükretsek azdır.
Bu noktada medreselerin günümüze kadar gelmesine vesile olan başta Mahmud Efendi hazretlerine, Tillo’daki ilim erbabına ve çok büyük sıkıntılar içinde bu davaya gönül veren isimsiz kahramanlarına, zor şartlarda bulunan ve dünyalık beklentisi olmayan medreseye evlatlarını veren ailelere dua etmemiz gerekiyor. Allah onlardan razı olsun.
MEDRESELER…
Sitemizi takip edenler medreseler hakkında yazdığımız bir yazı serisinde eksikliklere ve olması gerekenlere değindiğimizi biliyor. Bu vesileyle de bir kaç hususa temas etmek istiyoruz.
Günümüzde bazı devlet erkanının da teşvikiyle Medreseler yeniden ihya oluyor Elhamdülillah.
İnsanlar merak ediyor, araştırıyor ve evlatlarını da bu müesseseye vermek isteyenler oluyor. Bu sebeple medrese eğitimine önem veren kurumların bazı şeylere dikkat etmesi gerekiyor.
Evladını bu yola vermek isteyenler 2 çeşit oluyor.
a) Eti senin kemiği benim, okusun okutsun diyerek verenler
b) Medrese eğitimini alırken okulunu da okusun isteyenler
Kurumlar her iki ihtiyacı da karşılamalı. Okul eğitiminin de beraber alındığı (dışarıdan bitirme de olsa) medreseler kurulmalı.
Her iki çeşit medresenin de kalitesi yükseltilmeli.
O bölgede bir yıldız gibi parlamalı. Parmakla gösterilmeli.
Bunun için de donanımlı hocalar görevlendirilmeli.
ÇAĞIN GEREKSİNİMLERİ KARŞILANMALI
En sıkıntılı olduğumuz nokta belki de çağın gerekli ihtiyaçlı kıldığı donanımı çocuğa verememek, sosyal bir yapı kazandıramamak. Öyle medreseler var ki, yolda talebenin yürüyüşündeki o soyutlanmış eziklikten “bu çocuk o medresede okuyor” diyebiliyorsunuz.
Dolayısıyla bazı şeyleri tekrar gözden geçirmemiz gerekiyor.
Neler yapılmalı diye düşünecek olursak:
-Çocukların sosyalleşeceği (spor, yüzme, koşu, piknik, yardımlaşma gibi) her türlü meşru etkinlikler yapılmalı.
-Kültürel geziler düzenlenmeli
-İslami kültür, medeniyet, tarih dersleri verilmeli.
-Dünya İslam ülkeleri ve tarihleri işlenmeli
-Müslüman ülkelerin geçmiş ve şimdiki halleri işlenmeli
-İslami tefekkürü canlandıracak belgesel, bilimsel çalışmalar izletilmeli
-İnsanlarla iletişim, etkileşim, diksiyon ve hitabet dersi verilmeli.
-İlahiyat ders kitapları hocaların süzgecinden geçirilerek okutulmalı ve eğrilik doğruluk gösterilmeli, ilahiyatın gündemi takip edilmeli.
-Çağın manevi hastalıkları ve tedavi yöntemleri işlenmeli
-Ehli Sünnete itiraz edilen ve verilecek cevaplar iyi bilinmeli
-Müslümanların zihinlerini karıştırmak isteyenlere karşı hazırlıklı olunmalı
Daha bir çok konu eklenebilir.
Mesela Kur’an talebesi ama daha okuduğu kitabın özelliklerini bilmiyor. Nasıl indi? Nüzul hangi ayetle başladı, hangi ayetle nihayet buldu? Hangi lehçeyle okundu? Nasıl yazıldı? Niye yazıldı? Nasıl çoğaltıldı? Nasıl harekelendi?
Bu gün birileri Kur’an’da eksik var veya ziyade var diyorsa talebe bütün bu süreçleri bilecek ki cevap verebilsin.
Bu şekilde geniş bir bakış açısıyla, medrese talebelerinin halk nazarındaki “pısırık, cahil, geri kalmış, asosyal, içe kapanık, kendini savunamayan, cevap veremeyen, çekingen” gibi negatif düşünceler yıkılmalı.
www.ihvanlar.net