Peygamberimizin Şehircilik Düsturu: 'Komşunun Işığını Kesme'
Bir panelde M. Şimşek Deniz’in konuşmasından ‘Peygamber Efendimizin Şehircilik Uygulamaları’ konulu bölümü…
28 Nisan 2015 tarihinde düzenlenen Dünyabizim Buluşmaları etkinliğinin konusu “Yaşadığımız Şehirler” idi. Etkinlikte “insani açıdan nasıl bir şehirde yaşamalıyız”, “kadim değerlerimiz çerçevesinde bizim şehirlerimiz nasıl olmalı” sorularına da cevap aranmıştı. Prof. Dr. İbrahim Baz‘ın yönettiği söyleşide Celaleddin Akça, Mehmet Şimşek Deniz ve Semih Akşeker konuşmacı olarak yer almıştı.
İlgili panelde M. Şimşek Deniz’in konuşmasından “Peygamber Efendimizin Şehircilik Uygulamaları” konulu bölümü alıntılıyoruz.
***
Ben söze her şeyde bize örnek olan Peygamber Efendimizle (sav) başlamak istiyorum. Bu konuda Peygamber efendimizin imar işleri, şehircilik ve planlama konusunda yaptıklarından bahsetmek istiyorum. Tabi ki fahr-i kâinat efendimiz Allah Resulü ama aynı zamanda bir belediye başkanı ve bir uygulayıcı. Bu konunun da çok araştırılmadığını düşünüyorum. Peygamber efendimizin yaptığı şehre dair, mekâna dair, yorumlamasına dair çalışmalarının muhakkak bir yüksek lisans tezi veya bir doktora tezi seviyesinde ele alınması gerektiğini düşünüyorum. Bir kaç arkadaşımız şu anda bu konu hakkında çalışmaya başladı.
Konutla su kuyusu arasına 4 metre mesafe koy
Bu konuyu ben de biraz inceledim. Mesela Peygamber Efendimizin konut alanlarında getirdiği birtakım ölçütler ve kıstaslar var. O zaman için kullanılan ölçü sistemi zira. Bir zirâ 80 cm. Peygamberimiz konut alanlarıyla su kuyuları arasına 5 zirâlık bir mesafe koyuyor. Yani 4 metrelik bir koruma bandı koymuş Peygamberimiz, konut alanlarıyla su kuyuları arasına. Yine ahırlarda mesela, tarımsal faaliyet olan yerlerde bu koruma mesafesi 8 zirâya kadar çıkmış.
Komşunun ışığını, manzarasını kesme
Yine Peygamberimiz komşumuzun ışığını, gölgesini, manzarasını ve panoramasını kesen sahabeye karşı tavır almış. Bir sahabe böyle yaptığında Peygamberimiz yapısını yüksek yapan sahabeyle konuşmamış. Bunu gören arkadaşları da konuşmamış. O kişiyle bu hatasından vazgeçinceye kadar konuşulmuyor ancak o bu hatasından döndükten sonra Peygamberimiz ve arkadaşları onunla konuşmaya başlıyor. Peygamberimizin kaçak yapılaşmaya ve imar konusuna karşı aldığı bir tavır var burada. Bunların bilinmesi gerekir.
Geçmiş medeniyetlerin izlerini yıkma
Yine Mekke’den Medine’ye göç ediliyor. O zaman Medine’de Yahudiler döneminden kalan Asar denen şatovari yapılar var. Eski eserler bunlar. Muhacir ve Ensar diyor ki bu yapıları yıkalım. Peygamber Efendimiz karşı çıkıyor ve “bunlar bir şehrin ziynetleri ve süsleridir” diyerek o eski eserlerin yıkılmasına müsaade etmiyor. Kur’an-ı Kerim’de de birçok yerde geçer; eski eserlerin ve medeniyetlerin izlerinin korunması istenir. İbret vesilesiyle.
Şehre yeşil kuşak
Yine el- Gabe korusu. Peygamberimizin Medine dışında inşa ettiği ilk korudur. Ve şehrin kuzey, doğu, güney ve batı bölgelerinde bir mesafe koyarak bir yeşil kuşak oluşturuyor Peygamber efendimiz. El- Gabe korusu bu yönde yapılmış.
Malların üreticiden tüketiciye direkt sunulması
Hazreti Peygamber ticaret alanlarında bir ölçü getirmiş; asla ticaret kervanlarının Medine dışında karşılanmasını istememiş ve bunun için Medine’de bir çarşı inşa ederek ticaret mallarının direkt üreticiden tüketiciye yansıtılmasını talep ediyor.
Yine spor alanlarında Suffa var mesela. Peygamberimizin okul ile ibadet arasındaki ilişkiyi düzenleyen uygulamaları var. “Toprak çocuğun baharıdır” diyerek çocukların toprakta oynamasını tavsiye ediyor. Bu konuda Peygamberimizin gerçekten konut alanlarında, ticaret alanlarında eski eserlerin ve kültürel kent dokularının korunmasında yaptığı uygulamalar var. Yönlendirmeleri ve emirleri var. Dolayısıyla bizlerin de bu konuyu çok iyi araştırması ve bunu kentlerimize hâkim kılması gerekiyor. Ben bunu kendime bir vazife olarak görüyorum.