Zühd nedir?
Zühd; İsteksizlik, rağbetsizlik, aza kanaat. Terim olarak, dünyaya ve maddî menfaate değer vermemek, çıkarcı, menfaatperest ve bencil olmamak, kalpte dünya ve çıkar kaygısı taşımamak, kanaatkâr olmak demektir. “Elde olan dünyalığa sevinmemek ve elden çıkana üzülmemek, elde bulunmayan şeyin gönülde de bulunmamasıdır” şeklinde de tarif edilir.
Zühd sahibi olanlara; zahid denilir. Zühd, dünyayı tamamen terk edip çalışmayı bırakmak, dünya nimetlerine sırt çevirip, kuru ekmek yiyerek aba giymek değil, lezzet verici şeyleri azaltmak, onlara dalmamaktır. Başka bir ifadeyle: Ahireti unutup, dünyaya esir olmamaktır (Süleyman Uludağ, Kuşeyrî Risâlesi, 252 vd).
Zühd üç kısma ayrılır:
a- Haramları terketmek: Zühdün, bu türünün bütün müslümanlarda bulunması gerekir. Herkes için farzdır.
b- Helâllardan, gerekli olmayanları terketmek: Bu kullukta ileri derecelere ulaşanlarda bulunur.
c- Allah’la meşgul olmayı engelleyen her şeyi terketmek: Bu da, “ârif ‘ denilen Allah’ı tam bilip ona itaat eden kullara ait olan zühddür.
Tasavvuf denilen Allah’a yakın olmak için girilen yol da zühd prensibini benimser.