Sahabelerin hayatını Romana dökmek
Eli kalem tutan her kişinin maalesef kitap yazdığı dönemdeyiz. Bunun yanında kimisi de “bir faydam dokunur” düşüncesiyle kitap yazıyor. Fakat bazen “faydalı olmak” adına facia olarak nitelendirebileceğimiz sorunlar ortaya çakabiliyor…
Bu facialardan birisi de ehil olmayan kişilerin Peygamberimizin ve sahabelerin hayatını roman üslubu ile yazmaya çalışması…
Konuyla alakalı ele aldığımız bir kaç eserde bu faciaya tanık olduk… Yazarların samimi olduğuna inandığımız için isim vermeden bazı hatalara dikkat çekmek istiyoruz…
DUYGU KATMAK YANLIŞ
Roman olması hasebiyle olayların, konuşmaların ve rivayet edilen meselenin “içinin” doldurulması gerekiyor. Bunun içinde konuya “edebiyat” katılması, “duyguların” eklenmesi ve “ekleme” yapılması gerekiyor…
Şayet kişi edebiyat alanında uzmanlaşmamış ise çok edebi cümleler kullanıp aynı kalıpları tekrar etmekten öteye gidemiyor.
İslam tarihinde uzman değilse aradaki boşlukları “öncesi ve sonrası”na göre değerlendiremediği için yanlış doldurabiliyor.
En vahimi ise duygu katmak…
Yani bir sahabenin yaşadığı olay üzerine “rivayetlere yansımayan” tepki ve duygularını “görmüş gibi” romana yansıtmak…
Mesela yaşanan bir hadisede “korktu, ürperdi, titredi, çok telaşlandı, yüzünün şekli değişti, kızmıştı ama belli etmedi, öfkelendi ama belli etmedi” gibi bizlere rivayetlerle ulaşmayan ve konuyla alakalı olarak sahabenin kişiliğine yakışmayan yorumlar sahabelere ve hatta Peygamberimize haksızlık etmek oluyor…
Dolayısıyla bu tür kitaplara dikkatli yaklaşmanızı, ehil olmayanların kitaplarını okumamanızı tavsiye ederiz…
www.ihvanlar.net