Satılmış Kadirov Haini

İhsan Şenocak Hocaefendi, Rus kuklası Mücahid düşmanı Kadirov’u anlattı. Yüzlerce alimin “müceddid” dediği bir mürşidi o kuklanın yanına götürüp aynı resim karesinde bulunmalarını sağlayacak olanları da ihtar etti
Kendilerini İslam’ın resmi sözcüsü zanneden ve Ehl-i Tasavvufu Kadirov yanlısı olmakla itham eden İngiliz yapımı tekfirci Vahhabi Cehelesine eski bir yazımızdan cevap: Kadirov’a dair hükmümüz

Putin’in Kadirov Üzerinden Tasavvuf Operasyonu
Muhammed Abduh, hocası Cemaleddin Afgani’ye hitaben el yazısıyla kaleme aldığı mektubunda “Üstadım! Beni burada bir görsen! Şeyhler, dervişler gibiyim. Dinin başını dinin kılıcı ile kesiyorum.” ifadeleriyle sadece halini arz etmiyor aynı zamanda hak ile batıl mücadelesinde yeni bir devrin başladığını da ilan ediyordu. Âlem-i İslam’ın her yanından yenilgi haberlerinin geldiği bir inhitat devrinde bu taktik etkili olmuş, modernitenin önünü açmış, buna mukabil keşf-i kadimin yolunu itibarsızlaştırmıştır. Bu gün bu stratejinin başarıyla uygulandığı yerlerden biri de Kafkas bölgesidir. Maalesef Altınordu devletinin kuru bir cihangirlik uğruna Timur tarafından yıkılıp bölgedeki Müslümanların Rusların insafına terk edilmesinden sonra Kafkaslarda Müslümanlardan akan kan ve gözyaşı hiç dinmedi. Ruslara karşı şeyh Mansur’la başlayıp Gazi Muhammed ve İmam Hamzat’la devam eden cihad Nakşibendi şeyhlerinden Seyyid Cemaleddin Kumuki’nin halifelerinden Şeyh Şamil’le destanlaşmış, tasavvufla aynîleşmiş, Kafkasların toparlanma süreci başlamıştı.
Cevher Dudayev ve l. Çeçen Cihadı
Kısa aralıklarla sürekli devam eden cihada düşülen ara noktasını İmam Şamil’in çocukları Cevher Dudayev’le kaldırdı. O’nun şehadetinin ardından cihad bayrağı Selimhan Yandarbiyev, Aslan Meşedov, Şamil Basayev gibi sûfi komutanlar elinde taşındı. Bütün Müslümanların gönlünde yer eden bu mücahitlere Türkiye’deki İslami Kuruluşlar bedeller ödemeyi göze alarak her türlü desteği verdi. Nitekim Dudayev bir mesajında bu hususu şu ifadelerle değerlendirdi: “Görüyoruz ki bizi unutmamışsınız. Çeçenistan’daki müslüman kardeşlerinizin, bacılarınızın başına gelen beladan dolayı sizin duyduğunuz sıkıntıyı, acıyı da biliyoruz. Sizin bize yaptığınız yardımları da biliyoruz. Dünyada birçok millet var. Müslüman olanlar ve müslüman olmayanlar var ama bizim sıkıntımızı üstlenen, yüreği sızlayan başka bir millet, başka bir ülke, başka bir halk yok. Onun için Allah sizi yüceltsin, size rahmet etsin. Allah sizin memleketinize, sizin milletinize, sizin devletinize, imanı ve bereketi eksik etmesin. Bizim için yaptığınız mitingleri, Cuma namazlarından sonra yaptığınız gösterileri seyrettik. Bizim için yardımlar toplanırken Müslüman bacılarımız, kulağındaki küpeyi, boynundaki zinciri, kolundaki bileziği çıkarıp gözlerinden yaşlar akarak davamıza destek oldular. Bu dünyada yardımlar da kardeşlikler de çeşit çeşittir. Bu kadar değerli, bu kadar yüce, bu kadar imanla edilmiş yardım daha önce görülmemiştir. Bundan daha büyük vicdan olamaz…” Bütün cemaatler, cemiyetler Çeçen kardeşlerinin yardımına koştu. Özellikle İstanbul’da bir Mürşid-i Kamil her namazdan ve sohbetinden sonra Çeçenistan’a hususi dualar eder, cemaatini Çeçen cihadını maddi-manevi desteklemeye teşvik ederdi. Sûfi olmakla iftihar eden Çeçen cihadının önde gelen komutanları da bu büyük veliyi sıklıkla ziyaret edip dua talep ederdi. Nitekim Şamil Basayev bu Allah dostunun kendisine hediye ettiği tesbihi, takdim edilen madalyaların en şereflisi addederek Rabbine kavuşuncaya kadar boynundan çıkarmamıştı.
Putin ve II. Çeçen Cihadı
İkinci Çeçen cihadının başladığı iki binli yılların başlarında devlet başkanlığını Boris Yeltsin’den bir KGB/FSB ajanı olan Vladimir Putin devralınca Rusya mücahitler arasına nifak sokarak savaşın seyrini değiştirdi. Putin’in bu hamlesinden sonra Mücahitler Rusya’nın yanında bir de işbirlikçilerle savaşmak zorunda kaldı. KGB’de oyun kurup yönetme noktasında ihtisaslaşan Putin, “Tasavvufun başını tasavvufun kılıcıyla kesme”ye karar verdi. Rusya’nın Çeçenya’daki yerleşim birimlerine askeri bakımdan hakim olduktan sonra ilk iş olarak kendine yakın Çeçenleri organize ederek Rusya Federasyonu’na bağlı “Çeçen Cumhuriyeti” adı altında yeni bir yönetim ihdas etti. Çeçen halkının mücahidlere olan ilgisini ve desteğini azaltmak, direniş hareketini durdurmak ya da en aza indirmek için bu Cumhuriyetin başına da bir kararname ile kendisini Kadiri olarak tanıtan eski Cevherkale/Grozni müftüsü Ahmet Kadirov’u devlet başkanı olarak atadı. Milletin Kadiri bir müftü olarak tanıdığı Ahmet Kadirov hakikatte Ukrayna göçmeni Yahudi asıllı bir aileden gelmekteydi. Bizdeki Mr.Nebit’lerin Tahsin Efendi namıyla Fatih dersiamlarından Hopa’lı Ömer Efendi’den ders alması gibi o da Taşkent İslam Enstitü’sünde okumuş ve gençliğinde bir süre Komünist Rusya Devleti’nin istihbarat servisine muhbirlik yapmıştı. Cevher Dudayev’ in Çeçenistan’ın bağımsızlığını ilan etmesiyle birlikte Cevherkale’ye gelerek görev almak istemiş ve 1995’te Çeçenistan müftüsü olarak atanmıştı. Fakat muhalif ve işbirlikçi faaliyetlerinin fark edilmesiyle 1999 yılında Cumhurbaşkanı Aslan Mashadov tarafından vatan haini ilan edilerek görevine son verildi. “Adam yoksa problem de yok” sloganıyla 3 000 kadar masum Çeçenin kaçırılıp infaz edilmesinden sorumlu olan işbirlikçi Kadirov, 9 Mayıs 2004’te Cevherkale’deki bir stadyumda İkinci Dünya Savaşı’nın sona ermesinin yıldönümünde yapılan kutlamalar sırasında meydana gelen bir patlamada iş birliği yaptığı bazı üst düzey Rus yetkililerle birlikte hayatını kaybetti. Oğlu Ramazan Kadirov’un yaşı devlet başkanlığı için henüz müsait olmadığından yerine bir başka işbirlikçi Alu Alkhanov getirildi. Fakat onun halkına yaptığı zulümler efendilerini memnun etmeye yetmedi. Alkhanov halkı üzerinde yeterince otorite kuramamakla, Putin’in isteklerini tam olarak yerine getirememekle suçlandı. Bu suçlamaların yoğunlaştığı sırada Moskova’da bulunan Ramazan Kadirov, 2007 Şubatında Kremlin sarayında Putin’le gizlice bir araya geldi. Akabinde Alhanov istifa ettirildi. Anayasa değişikliği yapılarak henüz 32 yaşında olmasına rağmen hain işbirlikçi oğul Kadirov devlet başkanı olarak atandı.
Ramazan Kadirov
Haysiyet özürlü bir babanın, 2004 yılında Vladimir Putin tarafından daha önceki hizmetlerine teşekkür daha sonraki hizmetlerine de teşvik amacıyla Rusya Federasyonu Kahramanlığı Madalyasıyla taltif edilen şeref özürlü oğlu!
Oğul Kadirov iktidara gelir gelmez Moskova’dan aldığı emirler doğrultusunda başkent Cevherkale’de imar faaliyetlerine girişti. 30-40 katlı görkemli binalar inşa etti, yol ve altyapı çalışmalarına hız verdi. Ayrıca Mücahidlerin mescid-i dırar olarak adlandırdıkları Kafkasya’nın en büyük camisini Türkiye’den gelen ustalara Sultanahmet Camisi’nin bir kopyası olarak inşa ettirip tefrikayı tescil edecek şekilde adını da “Kadirov Camisi” verdi. Öte yandan medreseler, aşhaneler, hastahaneler yaptırarak bunlara şaşaalı açılış merasimleri düzenledi. Daha pek çok vitrine yönelik çalışmayla Çeçenistan’da cihadın bittiği ve her hangi bir meselenin kalmadığı, dağlardaki mücahidlerin vahhabi oldukları için direndiği imajını oluşturmaya çalıştı, her fırsatta ve özellikle Cuma hutbelerinde halka bütün ehl-i sünnet âlimlerinin kendisi gibi düşündüğünü telkin ettirdi. Telkinlerini Alem-i İslam’ın dört bir yanından davet ettiği şeyhlerle, alimlerle, kanaat önderleriyle, gazeteci ve sivil toplum örgütlerinin temsilcileriyle aynı karede pozlar vererek ve bu pozları dünya basınına servis ederek teyid etti. Hatta Müslümanların kahir ekseriyetinin teveccühüne mazhar olan bazı hususi misafirlerini aracı olarak efendisi Putin’le de görüştürdü.
Bir Büyük Veli ve Kadirov
Bir büyük veli ve Kadirov’u rüyasında yan yana görse hayra yormayacak olanlar sosyal medyada ve basında O büyük velinin, işbirlikçi lider Kadirov tarafından davet edildiğini ve O’nun da bu ziyarete icabet ederek Çeçenistan’a gideceğini okuyunca sarsıldı. Anadolu’da deprem etkisi yapan bu haberler üzerine Allah dostunun önde gelen talebeleri ve sevenleri derhal İstanbul’a giderek ziyaretin iptali için toplantı yaptı. Nihayet ziyaret iptal edildi.
Babasının dönemiyle birlikte Memorial insan hakları komisyonunun raporlarına göre Aslan Meşedov’un, Şamil Basayev’in akrabaları da dahil toplam 5.000 Çeçen müslümanın ortadan kaybolmasından sorumlu olan bu eli kanlı katille büyük bir tasavvuf adamının görüşmesini kim ayarladı? Basyev’e hayvan diyen, şehidlerin naaşlarını tekmeleyen bu insan müsveddesiyle bir Mürşid-i Kamili aynı fotoğraf karesinde yer almaya kim, neler söyleyerek zorladı? Her fırsatta kadiri olduğunu söylemesine rağmen tekbirler eşliğinde içki içen, kadınlarla dans edip onları taciz eden, halkına alttan alta Şeyh Şamil’in Ruslarla savaşmaktan vaz geçip teslim olduğunu, Cevher Dudayevlerin, Selimhan Yandarbiyevlerin, Aslan Meşedovların, Şamil Basayevlerin isyancı terörist olduklarını iddia eden o düzenbaz değil mi?
Herkesin açıkça tarafını belli etmekten çekindiği bir zamanda bütün varlığıyla Çeçen Cihadını desteklemiş bir Alim-i Rabbani’yi ne sebeple olursa olsun bu hainle aynı kareye koymak en hafif tabiriyle gaflettir. Bu, ülkesinde medreseler açılması için O Alim-i Rabbani’ye davet gönderen Aslan Mashadov’a ihanettir. Boynunda Büyük Veli’nin hediye ettiği tesbihi bir şeref madalyası olarak taşıyan Şamil Basayev’e ihanettir. Dahası O Allah dostuna ihanettir. 60 yıllık destansı mücadelesini çöpe atmak demektir. O’nun üzerinden tasavvufu itibarsızlaştırmak demektir. Bir türlü Türkiye’de istediği tabanı bulamayan Vahhabi/Selefi oluşumun önündeki en büyük barajı yıkmak Vehhabi probagandistlerine koz verip “Çeçen cihadını desteklediğini söylediğiniz meşayihiniz de katil Kadirov’un sarayında” dedirterek tasavvufla ihaneti aynı kareye koymaktır. Rusya, Kadirov’u “Kadiri” olarak servis edip Kafkasya’daki Müslüman gençleri “eğer tasavvuf bu ise biz ondan beriyiz” dedirterek Vehhabiliğin önünü açtı. Putin Kadirov’un görev alanını genişletip onun üzerinden Türkiye’deki ehl-i sünnetin ilim ve irşad ocağına da darbe vurmak üzereyken Allahın inayeti ve Büyük Veli’nin ferasetiyle bu hamle boşa çıkarıldı. Buna sebep olanlardan Kıyamet günü Allah Azze ve Celle hesap sorar, Peygamberler hesap sorar, Melekler hesap sorar, müminler hesap sorar özellikle bu uğurda toprağa düşen 300 000 Kafkasyalı müslüman hesap sorar.
İhsan Şenocak Hocaefendi

PAYLAŞ