Zakir Naik kimdir? Ehli Sünnet midir?
Zakir Naik adında bir zat var. Hakkında çok malumat yok. Hindistan’da Tıp alanında uzman olup sonradan hatipliğe başladığı ve İslam Araştırmaları Vakfı başkanı olduğu kayıtlarda var.
Temelinden İslami eğitimi almamış insanlar sırf hatipliği (güzel konuşması) sayesinde çevresinde bir etki alanı oluşturup adam toplayabiliyor. Maalesef bu bazen büyük sorunlara yol açıyor.
Ve bu gün iletişim araçları sebebiyle dünyanın bir ucundaki adama türkçeye çevrilmek suretiyle ulaşılabiliyor.
Peki, bu insanı dinlemekte bir sakınca var mıdır?
“KUR’ANDA Şİİ SUNNİ YOK(!)”
Konuşmalarından Türkçeye çevrilen bazılarını dinledik. Adam hadis inkarcısı değil, mezhep imamlarının büyüklüğünü de kabul ediyor (bunu kabul etmesi birşeyi değiştirmez). Zakir Naik’in yaklaışmlarında problem var. Bu problem aslında büyük ve sinsi bir tuzağa benziyor.
Sorulan her soruya “Kur’ana bak, sahih hadise bak doğruyu anlarsın” yaklaşımında karşılık verip bazı sorulara da “Kur’an’a baktım böyle bir şey bulamadım” veya “Kur’anda bu yok” gibi ifadelerle karşı çıkıyor.
Buradaki tehlike nedir? Bunu yazının sonunda söyleyeceğiz…
Şimdi bir kaç örnek verelim:
Kendisine Sunni ve Şii arasındaki fark soruluyor, cevap olarak Kur’an’da sunni ve şii olmadığı söyleyerek “dinlerini bölük parça edenler” ayetini okuyor. Kendisini “Sunni” veya “şii” olarak adlandıranların dinlerini parça parça edenler olduğunu söylüyor.
Peki öyle mi?
Rabbimiz buyuruyor ki: “Eğer onlar da sizin inandığınız gibi inanırlarsa doğru yolu bulmuş olurlar; dönerlerse mutlaka anlaşmazlık içine düşmüş olurlar.” (Bakara 137)
Bakın Kur’an-ı Kerimde Peygamberimiz ve Ashabının inancına işaret ediliyor ve kurtuluşun bu inançta (akaidde) olduğu vurgulanıyor. Bu inancın sistemleştirilmiş hali bu gün “oryantalistler” kabul etsin veya etmesin Ehli Sünnet ve’l Cemaattir. Bu ismin neredne geldiği Ebubekir Sifil Hoca anlatmıştı. BURADAN BAKABİLİRSİNİZ
Dolayısıyla Kur’an-ı Kerimde işareten de olsa bu konuya delalet eden ayet var. Pyok hadis mu? Kendisinin de söylediği şu hadis: ”Yahudiler 71 fırkaya bölündü, Hıristiyanlar 72 fırkaya. Ümmetim ise 73 fırkaya bölünecek. Biri dışında hepsi ateşte olacak. Kurtulan fırka, benim ve ashabımın yolundan gidenlerdir.” (Tirmizi)
İşte bütün bunlar gösteriyor ki, Kur’an ve Sünnet bir yola işaret ediyor. O da Ehli Sünnet ve’l cemaattir. Diğerleri ise bu ana caddeden ayrılanlardır.
Peki, Zakir Naik nasıl oluyor da Kur’an-ı Kerimde ve hadislerde bunu bulamıyor? Bulsa da konuyu neden bağlayamıyor? Neden Şia’nın batıl inancını gündeme getirip bunların İslam’ın temel caddesindne ayrıldığını söyleyemiyor? Ya temel İslami eğitimi almamıştır veya beslendiği ilim kaynağında problem vardır.
Ben baktım bulamadım demekle bu iş olmaz. Bu din nesilden nesile alimler vesilesiyle aktarıldı. Alıcan eline Kur’an’ı “ben bulamadım o zaman yok!” Ne kadar da basit…
Biz bulduk ama buna ne deiyeceksin?
İSLAMDA NEDEN MEZHEPLER VAR?
Bu soruya da Kur’an’dan aynı ayeti okuyor ve mezhepleri bölüşme olarak lanse edip, bölüşmenin haram olduğunu söylüyor. Bunu söylerken de her zaman ki gibi “kendimizi sadece Müslüman olarak adlandırmalıyız” diyor ve “Kur’an ve sahih hadisi takip etmeliyiz” diyor.
Elbetteki bir Müslüman kendisini Müslüman olarak tanımlar. Ancak ameli noktada bir ibadetin nasıl yapacağını elbetteki mezhep imamlarına soracaktır. Çünkü onlar yapılacak bütün tahlilleri yapmış, delilleriyle İslam fıkhını önümüze sermiştir. Biz aynı ilmi derinliğe sahip olamadığımız ve aynı imkanlara da malik olamadığımız için onlara uyarız ve böylece sorumluluktan kurtuluruz.
Mezhepleri bırakıp “Kur’an’ı ve sahih hadisleri” takip edecek olan bir kimse sapıklığa düşecektir. Ne yapacağını bilemez bir hale gelecektir. Çünkü ilmi buna yeterli olamayacaktır.
Zaten mezhepler Kur’an ve hadislerden ortaya çıkmıştır. Ve o imamlar bunları delilleri ile ortaya koyacak güce sahip olup zamanın “En büyük imamı” ünvanını bile almışlardır.
Dolayısıyla Zakir Naik’in mezheplerin neden çıktığını izah edeceği yerde “Kur’an ve sahih hadisleri takip edin” diyerek insanları mezhepsizliğe sürükleyecek bir yön çizmesi bu adam hakkındaki düşüncelerimizin olumsuz olmasına en büyük sebeplerdendir.
BU SÖYLEMLER NEDEN TEHLİKELİ
İnsanları, İslam ilimlerinde derinleşerek Müctehid olmuş, zamanının “İmamı Azamı” olarak ün salmış, Kur’an ve sünneti en iyi şekilde araştırıp hükümleri çıkartmış imamları takip etmeye yönlendirmek yerine “Kur’an ve Sahih hadisi takip edin” diyerek insanları kendi başına bırakmak ve kendi anlayışı ile yorumlamasına yönlendirmek büyük bir felakettir.
Kur’an-ı Kerim ve Sahih hadisler evet ortadadır ama her insan buradan hüküm çıkartacak, her insan buradan doğruyu anlayacak derecede midir?
Dün hariciler bu gün Işid de Kur’an’a bakıyorlar ama kendi istediklerini anlıyorlar. Ve anladıkları şey İslam’a tam anlamıyla zıt. Yine bu gün “mezhepler dini parçalıyor” denilerek insanlar Kur’an ve sahih hadisten kendi fıkhını çıkartmaya yönlendiriliyor. Bu sapıklık insanların başı boş olmasına ve derin boşluklara düşmesine sebep olacaktır.
Yüzyıllardır Hanefi, Şafi, Hanbeli, Maliki mezhepleri hiçbir ayrışma sebebi olmadığı gibi Müslümanların ayaklarının yere sağlam basmalarını sağlamıştır.
Bu mezhepleri “ayrışma” olarak görmek ve bunun “Kur’anda olmadığını” söylemek hatta “Peygamber şafi miydi, henefi miydi” demek kadar cahilane bir yaklaşım olamaz. Cahilane değilse de bu yaklaşım art niyetli, Müslümanları saptırmaya yönelik bir yaklaşımdır.
MÜSLÜMANLARI BİRLİK BERABERLİĞE DEĞİL BOŞLUĞA İTERSİNİZ
Zakir Naik’in açıklamalarını “Müslümanları birliğe çağırıyor” gibi algılayanlar olabilir. Bu gün Müslümanları amel ve inanç noktasında boşluğa itenlerin en büyük silahı bu söylemdir. Amelî mezhepleri yok saymak ve “Kur’an ile sahih hadisi” takip edin diyerek insanları kendi anlayışına terketmek.
Akaid imamları nasıl inanacağımızı, mezhep imamları da nasıl ibadet edeceğimizi Kur’an ve sünnet ışığında, bütün konuları kategorize ederek en ince ayrıntısına kadar bize sunmuşlar. Bizlere sadece o alimlere tabi olmak kalmış.
Dolayısıyla Zakir Naik’in söylemlerinde büyük bir tuzak olduğu gözükmektedir. Müslüman kardeşlerimizi bu sinsi tuzağa karşı uyarıyoruz…
www.ihvanlar.net