Yavuz Sultan Selim'in fevkalade tevazusu
Bir devlet adamı veya bir insan nasıl ve ne kadar mütevazi olur ecdadımızdan öğrenelim. İşte Yavuz Sultan Selim Han’dan büyük bir ders:
Mısır seferinden dönen Selim Han, yoğn yağmur altında atları üzerinde ilerlerken aynı zamanda meşhur alimleren Kemal Paşazade ile sohbet ediyordu. Birden Kemalpaşazade’nin atı ürktü ve ürken atın ayağından sıçrayan çamur, Yavuz’un üstünü baştan başa boyadı.
Kemal Paşazade çok üzüldü. Rengi attı. Yavuz, O’na dönerek mütebessim bir çehre ile:
“Ulemanın atının ayağından sıçrayıp bizi boyayan çamur, bizim için şereftir. Mübarektir. Bu çamurlu kaftanı, ben ölünce sandukanın üzerine kapatın.” buyurdu.
İstanbul’a dönüşte Üsküdar’a gündüz vasıl olmuşlardı. Yavuz, İstanbul halkının, kendisine büyük bir tezahürat yapacağını haber aldığından lalası hasan Can’a:
“Hava kararsın, herkes evlerine dönsün, sokaklar boşalsın, ben ondan sonra İstanbul’a gireyim. Fanilerin alkışları, zafet takları ve iltifatları bizi nefsimize mağrur edip yere sermesin.” dedi. (Abide Şahsiyetleri ve Müesseseleriyle Osmanlı)
İşte yüce komutan, işte ata, işte ecdad…
www.ihvanlar.net