Hazreti Ömer (Radıyallahu anh) ezanı değiştirdi mi?
Artık ismini anıp dilimizi, kalemimizi ve sayfamızı kirletmek istemediğimiz şahıs verdiği hutbede “ilk kez duyacağınız bir şey” diyerek dikkatleri üzerinde topladıktan sonra Hazreti Ömer (Radıyallahu anh)ın ezanı değiştirdiğini, ezanda“Hayya hayril amel” ifadelerinin de bulunduğunu iddia ediyor.
Kendisi de önce bu iddianın hep şia kaynaklarda olduğunu itiraf edip bir tane örnek verebildiği halde “sunni kaynaklarda da” geçtiğini sokuşturuveriyor. Sokuşturuyor ki milleti inandırmak için bir dayanak olabilsin. Bir şaz görüşü bile kabul eden isyanoğlu’nun yaman çelişkilerinden biridir bu. İşine gelince bir yerdeki görüş “bütün sunni kaynaklara” bedel olur, işine gelmeyince bütün sahih sunni kaynaklar “hiçbir şey” oluverir.
Bir de “Hazreti Ömer iyi yapmış, işte Ömer feraseti” gibi yaldızlı ifadelerle Hazreti Ömer’e attığı çamuru kamufle etmeye çalışıyor.
Bakın bir kitabında Hazreti Ömer’e açıkça nasıl iftira ediyor>> TIKLAYIN
İDDİA DOĞRU MU?
Peki ezandan bu ifadelerin çıkartıldığı doğru mu? Tabi ki bu bir aldatmaca. Şia kaynakların uydurduğu bir safsata. Çünkü sahih hadislerden de anlaşılacağı üzere ezan günümüzde okunduğu gibidir:
Ebû Mahzûra (radıyallâhu anh) rivayet ediyor:
“Ey Allah’ın Resûlü, bana ezanın usûlünü öğret.” dedim. Bunun üzerine başımın ön kısmını meshederek:
“Allahu ekber, Allahu ekber, Allahu ekber, Allahu ekber.” dersin ve bunları derken sesini yükseltirsin. Sonra:
“Eşhedü en lâ ilâhe illallah, eşhedü en lâ ilâhe illallah, eşhedü enne Muhammeden Resûlullah, eşhedu enne Muhammeden Resûlullah.” dersin ve bunları söylerken sesini alçaltırsın, sonra sesini şehadette tekrar yükseltirsin:
(Peygamberimiz kelime-i tevhid kısmını tekrar edip)
“Hayye ala’ssalâti, hayye ala’ssalât. Hayye ala’lfelâhi, hayye ala’lfelâh.”
Eğer okuduğun ezan sabah ezanı ise şunu da söylersen:
“es-Salâtu hayrun mine’nnevm, essalâtu hayrun mine’n nevm (Namaz uykudan hayırlıdır). Sonra:
“Allahu ekber Allahu ekber, Lâilâhe illallah.” (Müslim, Salât 6, (379); Ebû Dâvud, Salât 28, (500-505); Tirmizî, Salât 140, (191); Nesâî, Ezân 3, 4, 5, 6, (2, 4-8))
www.ihvanlar.net