Lokman Aleyhisselam'ın oğluna öğütleri
Yüce Allah buyuruyor:
Andolsun ki biz Lokman’a: Allah’a şükret diyerek hikmet verdik. Kim (Allah’a) şükrederse, ancak kendisi için şükretmiş olur. Kim de nankörlük ederse, kuşkusuz Allah hiç bir şeye muhtaç değildir, her türlü övgüye layıktır. (Lokman – 12)
Bu âyette şükretmesi için Lokman’a hikmet verildiği ve kim şükrederse gerçekte kendisi için şükrettiği, çünkü yararının kendisine ait olduğu, kim de nankörlük ederse, kuşkusuz Allah’ın hiç kimsenin şükrüne, ibâdetine ihtiyacı olmadığı bildiriliyor.
Hikmet ne demektir?
Dünya hayâtının gerçeğini kavrama, gereksiz yere konuşmama, ilmi ile amel etme ve gerektiği yerde doğru karar verebilme yeteneğine sahip olmaya hikmet ve hikmet sahibine de hâkim denir.
Hz. Lokman’ın peygamber mi, evliya mı olduğu kesin olarak bilinmemekle birlikte Allah’ın sâlih bir kulu olduğu kesindir. Çünkü Kur’an’da adı övgü ile anılmaktadır.
Hz. Lokman’ın oğluna öğütleri!
Yüce Allah buyuruyor:
Lokman oğluna öğüt vererek dedi ki:”Ey yavrucuğum! Allah’a ortak koşma. Çünkü (Allah’a) ortak koşmak en büyük bir zulümdür. (Lokman – 13)
Hz. Lokman öncelikle evrensel simge ve îmanın temel ilkesi olan tevhid (Allah bir) inancı ile başladı ve oğluna: Hiçbir şeyi ilâhlaştırıp Allah’a ortak koşmamasını, çünkü Allah’a ortak koşmanın en büyük bir zulüm ve en büyük bir günah olduğunu vurguladı. Sonra öğütlerine şöyle devam etti.
Yüce Allah (Lokman a.s’ın şöyle dediğini) buyuruyor:
Ey yavrucuğum! Kuşkusuz yaptığın iş (sevap-günah) bir hardal tanesi ağırlığında olsa ve bir kaya içinde ya göklerde ya da yerin derinliklerinde olsa, Allah onu getirir (mîzanına koyar). Çünkü Allah en gizli işleri görüp bilen ve her şeyden haberdar olandır. (Lokman -16)
Hz. Lokman tevhid inancına bağlı olarak Yüce Allah’ın her şeyi bildiğine ve gördüğüne açıklık getirmek için oğluna: “Eğer sen hardal tanesi kadar (azıcık) bir sevabı ya da bir günahı kayaların (mağaraların) içinde,
göklerde (uzayda) ve yerin derinliklerinde gizlice yapsan da, Allah onu görür,
bilir ve mahşere getirip mîzanına koyar” dedi.
Yüce Allah buyuruyor:
Ey yavrucuğum! Namazı dosdoğru kıl, iyiliği emret, kötülükleri engellemeye
çalış ve (bu yolda) başına gelenlere sabret. Çünkü bunlar,
yapılması gereken kesin işlerdir. (Lokman – 17)
Hz. Lokman îmanın temel ilkesinden sonra dinin direği, îmanın alâmeti
ve kişinin dinsel duyarlılığının göstergesi olan namazı, dosdoğru kılmasını ve ardından, Sadece kendini düşünmeyip diğer insanlara da yararlı olması için, “İyiliği emret, kötülükleri engellemeye çalış ve (bu yolda) başına gelenlere sabret” diye, Allah yolunda din için çalışmasını ve bunların yapılması gereken kesin işler (emirler) olduğunu bildirdi.
İnsanları (küçümseyerek) yüzünü yan çevirme ve yeryüzünde böbürlenerek yürüme. Çünkü Allah böbürlenen ve kendini beğenip övünen kimseleri sevmez. (Lokman – 18)
“Ey oğlum! Sakın hiç kimseyi küçük görüp aşağılama. Düşün, seni de onu da yaratan Rabbiniz birdir.” Bu nedenle böbürlenip büyüklük taslayanları
ve kendini beğenip övünenleri Allah sevmediği gibi insanlar da sevmez ve zavallıların toplumdaki saygınlıkları gider. Yürüyüşünde doğal ol, sesini de alçalt, kuşkusuz seslerin en çirkini merkeplerin anırmasıdır. (Lokman – 18 – 19)
Hz. Lokman oğluna, yürüyüşünde doğal olmasını yani ne çok hızlı ve ne de çok yavaş hareket etmeyip yaya trafiğine uymasını, konuşurken de başkalarını rahatsız etmemek için sesinin tonunu alçaltmasını tavsiye ettikten sonra, “Kuşkusuz seslerin en çirkini merkeplerin anırmasıdır” buyurarak, Gereğinden fazla yüksek sesle konuşmanın ve gürültü yapmanın, merkeplerin anırması gibi çirkin ve sağlık açısından da zararlı olduğunu vurguladı.
www.ihvanlar.net – Ahmet Tomor Hocaefendi