Suat Yıldırım'ın Tevrat atıflı Kur'an Meali
Kur’an-ı Kerim son ilahi kitap olmasının yanında hiçbir değişikliğe maruz kalmamış ve tek harfi dahi değiştirilememiştir. Şuan piyasada bulunan Tevrat ve İnciller ise tahrif edilmiş, değiştirilmiş ve Hak kelamı olmaktan çok uzak kalmıştır. Bu sebeple şuandaki hiçbir İncil veya Tevrat, İslami bir mesele için kaynak teşkil edemez. Yani biz hiçbir meselenin izahı için şuan ki Tevrat’a bakamayız. Hele bir Kur’an-ı Kerimin bir ayetinin tefsiri için Tevrat’a bakmak için ya akıldan noksan olmamız ya da art niyetli olmamız gerekir.
Art niyetli olmak gerekir diyoruz çünkü böyle art niyetlilerin olduğunu görüyoruz.
Dinler Arası Diyalog faaliyetleri ile Türkiye ve Asya Müslümanlarını ifsat etmek için Vatikan ile anlaşarak çalışma başlatanların tutunduğu ve yaymaya çalıştığı KUR’AN MEAL’inde ise Tevrat ve İncil’e yapılan atıfların haddi hesabı yok…
Mealin yazarı Suat Yıldırım
Şimdi size sadece bir misal gösterelim. Misal Maide Suresinden:
————————————
25 – Mûsâ: “Ya Rabbî, dedi, ben kendi nefsimden ve kardeşimden başkasına söz geçiremiyorum. Artık bizimle bu itaatsiz, bu yoldan çıkmış topluluk arasında Sen hükmünü ver!”
26 – Buyurdu ki: “O kutsal yer onlara kırk yıl boyunca haram kılındı. Oldukları yerde sersem sersem dolaşacaklardır. Sen artık o yoldan çıkmış kimseler için kendini üzme!” {KM, Sayılar 14,33; Tesniye 2,7; Yuşa 5,6}
Hz. Mûsâ (a.s.)’ın kavmine hitabı, Kızıldenizin kuzeyinde Faran çölünde bulundukları sırada yapılmıştır. Hz. Mûsâ’yı dinlemeyen, korkak ve isyancı millet terbiye edilsin ve yeni bir nesil yetişsin diye kırk yıl çölde sersem sersem dolaşmaya mahkûm edildiler. 38 yılda Faran’dan Ürdüne varabildiler. Ürdün’ün fethinden sonra Hz. Mûsâ (a.s.) vefat etti. Onun halefi Yuşa zamanında İsrailoğulları Filistin’i işgal ettiler. Tevrat, Sayılar, 13-20. bölümlerinde çok ayrıntılı olarak bu olaylar anlatılır.
27-29 – Onlara Âdem’in iki oğlunun gerçek olan haberini oku:
Onların her ikisi birer kurban takdim etmişlerdi de birininki kabul edilmiş, öbürününki kabul edilmemişti.
Kurbanı kabul edilmeyen, kardeşine: “Seni öldüreceğim” dedi.
O da: “Allah, ancak muttakilerden kabul buyurur, dedi. Yemin ederim ki, sen beni öldürmek için el kaldırırsan, ben seni öldürmek için sana el kaldırmam. Çünkü ben âlemlerin Rabbi olan Allah’tan korkarım.”
“Ben isterim ki sen, kendi günahınla beraber benim günahımı da yüklenesin de cehennemliklerden olasın. Zalimlerin cezası işte budur!” [3,62; 18,13; 19,34] {KM, Tekvin 4,3-12; Makkabe 7,11}
Hz. Âdem (a.s.)’ın iki oğlunun kıssası, Hz. Muhammed (a.s.)’ın çağdaşı bazı Yahudilerin suikast girişimlerini kınama gayesini de gütmüş olabilir (Mesela 5,11). Benzerlik vecihlerinden en kuvvetlisi kıskançlıktır. Kabil Habil’i çekemediği gibi, (Tevrat, Tekvin, bölüm:4) o Yahudiler de Hz. Muhammed (a.s.) ile ashabını çekemiyorlar, dîni önderliğin onlara geçmesini hazmedemiyorlardı.
———————————–
Görüldüğü üzere ayetin mealinde Tevrat’a atıf yapılmaktadır. Tevrat sanki şuanda bozulmamış halde bulunan, Kur’an ayetlerini tefsir eden kaynak olabilecek bir kitap olarak lanse ediliyor. Anlayacağınız Vatikan’ın başlattığı Dinler Arası Diyalog projesine hizmet ediyor.
Bunun başka bir açıklaması yok. Suat Yıldırım’da bu delaleti açıklayamıyor başka şeylerin arkasına sığınıyor. Bakın Zaman Gazetesinde kendisini nasıl savunuyor:
“Diyanet İşleri Başkanlığı’nın yakın zamanda yayınladığı ve bir ilim heyeti tarafından hazırlanan “Kur’an Yolu” tefsiri yüzlerce yerde aynı atıfları ve iktibasları uygular. (Kur’an yolu Tefsir Skandalını biz gündeme getirmiştik. OKUMAK İÇİN TIKLAYIN)
Mesela bunlardan Muhammed Draz <Kur’an’a Giriş> ve <Kur’an’da Ahlak Prensipleri> adlı eserinde, Tevrat ve İncil’in asıllarının ilahi vahye dayanması sebebiyle onlardaki müşterek iman, ibadet ve ahlak ilkelerini ayrıntılı olarak gösterilir. Mesela En’am Suresi 151, 152. ayetlerde bildirilen on hükmün, keza İsra 31-34. ayetlerde bildirilen hükümlerin şimdi mevcud Tevrat ve İncil’deki paralellerini gösterir.
….Kur’an mealinde bu işi ilk başlatanın ben olmadığını da belirteyim. Türkiye’nin ve Dünya’nın çok iyi tanıdığı Muhammed hamidullah hocamızın 1960’da yaptığı ve ondan sonrada 30 defadan fazla basılan ve Türkçeye de çevrilen mealinin yüzlerce yerinde bu atıflar bulunur.
….Diğer taraftan Muhammed Esed (Muhammed Esed sapığını tanımak için TIKLAYIN) İngilizce olarak yayınladığı ve Türkçeye 10 yıl kadar önce verilen ve ülkemizde çok yayılan mealinde de benzeri durumu görüyoruz…” (Zaman Gazetesi 20.02.2006)
MAZERETE BAK!
Suat Yıldırım bir sebep ileri süremiyor, başkalarının arkasına saklanıyor. Muhammed Esed adındaki delalet ehlinin ifsad için yazdığı meal aslında İngilizcedir ve bir çok İslam ülkesinde alimlerin incelemesi sonucunda sakıncalı bulunmuş basılmamıştır. Daha sonra başka vasıtalar ile basılıp yayılmaya çalışılmıştır. Türkiye’de de bir gurup bu meali Türkçeye çevirmiştir.
Suat Yıldırım ise bu işi başlı başına Türkçe olarak yapmıştır ve hangi gurupta olduğu, hangi oyunlara hizmet ettiği de aşikardır.
Değerli kardeşlerimiz, bu gibi Mealler, Müslümanların kafalarını karıştırmak amacıyla hazırlanmıştır. Hem uzak duralım, hem Müslümanları bu konuda uyaralım…
www.ihvanlar.net