Öldükten sonra bedenin çürümesi
Yüce Allah buyuruyor:
Biz, toprağın onlardan neyi eksilttiğini kesinlikle biliyoruz ve katımızda her şeyi muhafaza eden bir kitab (Levh-i Mahfûz) vardır. (Kaaf – 4)
İnsanın toprak, su ve havadaki gazların fiziksel ve kimyasal birleşimi ile başlayan yaradılışı, Yüce Allah’ın koymuş olduğu fizik, kimya, biyoloji ve üreme kuralları – doğrultusunda aşama aşama gerçekleştiği gibi, İnsanın mezardaki çürüme olayı da, Yüce Allah’ın koymuş olduğu aslına dönüşüm kuralları doğrultusunda aşama aşama gerçekleşir ve sonuçta insan aslına, toprak, su ve havadaki gazlara dönüşür. İşte insanın aslına dönüşüm olayına çürüme denir.
Ölen insanın bedeni, zararsız mikroplar denilen anaerobik (bakteri) lerin etkisi ile fiziksel ve kimyasal parçalara bölüne bölüne çeşitli moleküllere ayrılır ve sonra aslına, yani katı, sıvı ve gaz halindeki atomlara dönüşür.
Yüce Allah anaerobik bakterileri yaratmasaydı ve çürüme olayı olmasaydı, ölen milyarlarca insanın ve trilyonlarca hayvanın cesetleri çürümeden aynı halde kalır, dünya korkunç bir görüntüye dönüşür ve insanlar o ortamda yaşama zorunluluğunda kalırdı.
Her beden çürür mü?
Peygamberimiz (s.a.v.) buyuruyor:
En hayırlı gününüz, cuma günüdür. Bu nedenle o gün bana çokça salâvât-ı şerîfe getiriniz, çünkü sizin salâvât-ı şerîfeleriniz bana arz olunur (sunulur).
Sahabeler dedi ki: “Ya Resûlallah! Sen öldüğün ve kabrinde çürüyüp toprak olduğun zaman, salâvât-ı şerîfelerimiz sana nasıl arz olunur?”
Peygamberimiz (s.a.v.) buyurdu:
Allah, peygamberlerin bedenlerini çürütmeyi toprağa haram kıldı.
(Ebû Dâvûd – Nesâî)
Yüce Allah buyuruyor:
O’nun (Süleyman’ın) ölümüne hükmettiğimiz zaman, o’nun öldüğünü ancak (dayandığı) değneği yiyen bir ağaç kurdu gösterdi. (Değnek kırılıp da, Süleyman’ın cesedi) yere yıkılınca (öldüğü) açıkça ortaya çıktı. (Sebe – 14)
Hz. Süleyman camlı köşkünde bir değneğe dayanıp cinlerin çalışmasını izlerken Allah’ın (c.c.) emri ile Azrâil (a.s.) canını aldı ve Hz. Süleyman’ın bedeni değneğe dayalı bir şekilde ayakta kaldı. İlâhi takdirin gereği bir ağaç kurdu dayandığı değneği kemirmeye başladı ve aylarca sonra değnek kırılıp da Hz. Süleyman’ın cansız bedeni yere düşünce öldüğü anlaşıldı.
Kudüs gibi sıcak bir yerde, Hz. Süleyman’ın öldüğü ancak aylarca sonra anlaşıldı. Çünkü kutsal bedeni çürümemiş, kokmamış ve yüzündeki nurlu tebessüm izi bile kaybolmamıştı.
Yalnızca peygamberlerin bedeni mi çürümez?
Hayır!
Câbir bin Abdullah radıyallahü anhüma diyor ki:
(Uhud savaşında) ilk şehid babam oldu. Ben de onu, başka bir şehidle birlikte aynı kabre defnettim. Sonra onu başkası ile aynı kabirde bırakmaya gönlüm razı olmadı ve altı ay sonra kabrinden çıkardım. Bir de baktım ki kulağının dışında, (müşrikler kulağını kesmişti) bedeninin tamamı kabre koyduğum günkü gibi idi. Onu ayrı bir mezara defnettim. (Buhârî)
Hz. Câbir’in babası Hz. Abdullah, Medine gibi sıcak bir yerde toprağın altında altı ay kaldığı halde tek bir kılının bile çürümediği, Hz. Câbir ve arkadaşları tarafından açıkça görüldüğü gibi, Allah yolunda din uğrunda, yani Allah’ın dinini egemen kılmak için şehid olanlarla, tüm hücreleri Allah’ı zikreden büyük evliyâların da toprak altında çürümedikleri binlerce kişi tarafından gözlenen ve açıkça kanıtlanan bir gerçektir.
Ruhlar açısından bedenlerin çürümemesi önemli midir?
Bedenler ruhların doğal evi ve dış organlar da sanatkârların meslekleri ile ilgili aletleri gibidir. Kabir de bedenleri çürüyüp bedensiz kalan ruhlar, dünyada evi yıkılıp, evsiz kalan garipler gibi mahzun olup hüzünlenirler. Bu nedenle Yüce Allah; peygamberler, din uğrunda ölenler ve büyük evliyalar gibi seçkin kullarının ruhlarının mahzun olmaması için onların bedenini koruyor
ve çürütmüyor.
Bizler de bedenlerimizin çürümemesini ve ruhlarımızın mahzun olmamasını istiyorsak, iki seçeneğimiz var; ya evliya olmak ya da Allah’ın dinini egemen kılmak için Allah yolunda ölmek. Ölüm ister trafik kazası, ister başka nedenle olsun, fark etmez. Yeter ki Allah yolunda ölelim!..
Ahmet Tomor Hocaefendi – www.ihvanlar.net