Diyalogcuların fikir yapılarını Ali Eren Hoca deşifre ediyor
Dinler Arası Diyalogcuların beyin ve fikir yapılarını Ali Eren Hocaefendi “Dinde Deformistler” adlı eserinin 1. cildini kapatırken, yaşadığı bir hatıra ile deşifre ediyor. İşte o hatıra:
2004 senesi Mayıs ayının 13. ve 14. günlerinde Güneydoğu’da (Mardin ve Urfa’da) yapılan Dünlerarası Diyalog toplantısının devamı, aynı ayın 15. ve 16. günlerinde İstanbul Çemberlitaş’taki FKM’de yapılmıştı.
Yurtiçinden ve yurtdışından bir çk konuşmacı vardı. Konuşmacılardan birisi de İngiltere’den gelen Hayrettin Yücesoy idi. Bu zat konuşmasında bir hadis-i şeriften bahsetti. Bahsettiği hadis-i şerifte Peygamberimiz şöyle buyuruyor:
“Bir zaman gelecek, siz onları o derece taklit edeceksiniz ki, onlar bir kertenkele deliğine girseler siz de gireceksiniz.”
Ashab-ı Kiram soruyor: “Ya Resulallah, onlar dediğiniz Hıristiyan ve Yahudiler mi?”
Resulüllah: “Ya kimler olacak!” buyurdu.
Hayrettin Yücesoy, bu hadis-i şeriften bahsettikten sonra, bu aslında hadis olmadığını söyledi ve “Nitekim söylenenler gerçeklere de uymuyor” dedi.
Oysa aksine tamı tamına gerçeklere uyuyordu. Bugün Müslümanlardan büyük bir kısmının gayr-i Müslimleri tamı tamına taklit ettiğini kim inkar edebilir ki?
Neyse…
Bu arada, sorusu olanların konuşmanın sonunda sorularını yazılı olarak sorabilecekleri söylendi. Ben de şöyle bir soru sordum:
“Bahsettiğiniz hadis-i şerif, râvî ve metin tenkidlerinden geçmiştir. Mevzu (uydurma) hadisler içinde de yoktur. Dolayısıyla hadis imine göre gerçek ve doğru bir hadistir. Buna rağmen siz bunun gerçek bir hadis olmadığını söylüyorsunuz. Bu durumda siz, hadis ilmine mi itiraz ediyorsunuz, yoksa Peygamberimiz’e mi itiraz ediyorusunuz?”
Bu sorumunu tazılı olduğu kağıt önüne gelince, Hayrettin bey içinden okudu ve soruyu dinleyicilere kendi ifadesine göre aktardı. Fakat aktarırken, benim sorumu adeta konuşmacıya yani kendisine hakaret edercesine sorduğum şekilde söyledi. Bunun üzerine ben oturduğum yerden kalkıp, “Efendim o soru bana iat. Benim ifadelerim öyle değil. Burada beni tanıyan birçok kimse var. Benim öyle bir ifade kullandığımı zannederler. Lütfen benim sorumu yazdığım gibi okuyunuz” dedim.
O da: “Benim aynen öyle yazdığımı” söylediyse de ben ısrar edip yazdığımı aynen okumasını istedim. O da öyle yaptı ve yukarıdaki sorumu okudu.
Ben “Tamam efendim, benim sorum öyledir, şimdi cevabınızı bekliyorum” dedim. Hayrettin Bey de cevabını verdi. Verdiği cevap dehşet vericiydi. Şöyle dedi:
“Bu her ne kadar gerçek hadis de olsa, yine de itiraz hakkımız bakidir.”
Açıkça demek istiyor ki, “Gerçek hadis de olsa yine de itiraz ediyorum”
İşte bu son cümle, Dinlerarası Diyalog toplantılarının nasıl yapıldığının; çok kısa, tek cümlelik ve ibretlik bir tarifidir, değerlendirmesi ise siz değerli okuyucularımıza aittir.
www.ihvanlar.net