Resul elçi, elçi ise Kuran demek mi?

 Rabbimiz aşağıdaki iddianın sahiplerinin zihniyetlerini Kur’an-ı Keriminde haber veriyor: “Muhakkak o kimseler ki, Allah Teâlâ’yı ve O’nun peygamberlerini inkar ederler ve Allah Teâlâ ile peygamberlerinin arasını ayırmak isterler ve, «Bazısına imân eder ve bazısını inkâr eyleriz,» derler, ve bunun arasında bir yol tutmak isterler. İşte onlar hakiki kafirdirler.”(Nisa 151)

   İşte bu kişiler Allah’u Teala ile Resulünü ayırmak istiyorlar. Resulüllah Efendimizi devreden çıkartmak için saçma sapan yorumlara başvurmak zorunda kalıyorlar.
O yorumlardan birisi de şöyle:

   Resul “elçi” demektir. Elçi de “Kur’an”dır. “Resul size neyi verdiyse alın” ayeti de “Kur’an size neyi verdiyse alın” demektir.

   Yani onlara göre: “Kim Resul’e itaat ederse gerçekte Allah’a itaat etmiş olur…” (Nisa 80) ayetnini manası “Kim Kurân’a itaat ederse, gerçekte Allah’a itaat etmiş olur” oluyor.

   Böylelikle kendilerince çıkarttıkları manaya göre Resul bir postacı olup, ona itaat emredilmiyor.
Resul=Elçi
Elçi=Kur’an
   Bunu iddia edenler de: “Sadece Kurân’a bakarım, ona göre yaşarım” diyerek hadisleri inkar edenler ama daha Kur’an-ı Kerimin muhteviyatından haberleri yok.

ACABA RESUL (ELÇİ) DEMEK KUR’AN DEMEK Mİ?
   Daha önce sizlere çok defa söyledik ya, bunlar sadece cahilleri aldatırlar, ilmi görünce ezanı duyan şeytan gibi kaçarlar. Size yorumsuz bir şekilde sadece ayetleri yazacağız. Siz neyin ne olduğunu anlayacaksınız zaten. (Ayette geçen “elçi” ifadelerinin Arapça karşılığı “resul”dür. Bakın bu ifadeler kimler için kullanılıyor)

“Cebrail, “Ben ancak Rabbinin elçisiyim. Sana tertemiz bir çocuk bağışlamak için gönderildim” dedi.” (Meryem 19)

“Firavun’a gidin ve deyin: “Şüphesiz biz âlemlerin Rabbinin elçisiyiz”, (Şuara 16)

“Onlar, kitabı (Kur’an’ı) ve elçilerimize gönderdiklerimizi yalanlayanlardır. Onlar bilecekler.” (Mü’min 70) Ayette kitap ayrı zikrediliyor, Resul olan elçiler ayrı zikrediliyor…

“Yoksa onların sırlarını ve gizli konuşmalarını duymadığımızı mı sanıyorlar? Hayır öyle değil, yanlarındaki elçilerimiz (melekler) yazmaktadırlar.” (Zuhruf 80)

“Bilin ki, aranızda Allah’ın elçisi bulunmaktadır. Eğer o, birçok işlerde size uysaydı, sıkıntıya düşerdiniz.” (Hucurat 7)

“İbrahim onlara (azab için gelen meleklere): “O halde asıl işiniz nedir ey elçiler?” dedi.”(Zariyat 31)

“Andolsun, biz elçilerimizi açık mucizelerle gönderdik ve beraberlerinde kitabı ve mizanı (ölçüyü) indirdik ki, insanlar adaleti yerine getirsinler.” (Hadid 25)

“Allah’a itaat edin, peygambere de itaat edin. Eğer yüz çevirirseniz, bilin ki elçimize düşen sadece apaçık bir tebliğdir.” (Teğabün 12)

“Nice kentlerin halkı Rablerinin ve O’nun elçilerinin emrinden uzaklaşıp azdılar. Bu yüzden kendilerini çetin bir hesaba çektik ve görülmedik bir azaba çarptırdık.” (Talak 8)

“güvenilir bir elçinin (Cebrail’in) getirdiği sözdür.”(Tekvir 19)

“De ki; ey insanlar! Ben sizin hepinize Allah’ın resulüyüm (elçisiyim). O Allah ki, göklerin ve yerin bütün mülkü O’nundur. O’ndan başka hiçbir ilâh yoktur. Öldüren de, dirilten de O’dur. Bundan dolayı gelin, Allah’a ve resulüne iman edin. Allah’a ve Allah’ın bütün kelâmlarına iman etmiş bulunan o ümmî peygambere, evet ona uyun ki, hidayete erebilesiniz. (A’râf / 158)

“Kitapta, Mûsâ’yı da an. Şüphesiz o seçkin bir insan idi. Bir resül, bir nebi idi.” (Meryem 51)

“Muhammed, Allah’ın Resülüdür.” (Fetih 29)
   Görüldüğü gibi Cebrail Aleyhisselam için, Peygamberler için ve sevgili Peygamberimiz için de Rabbimiz “resul” yani “elçi” ifadesini kullanıyor.
   Dolayısıyla “Elçi” ifadesinin, o ayette işaret edilen melek veya Peygamber olduğunda şüphe yoktur.
   İnkârcıların tutunmaya çalıştığı bu uyduruk “sanal” çürük dal da kurumuştur Elhamdülillah.

“Allah ve Resulü bir işe hüküm verdiği zaman, inanmış bir erkek ve kadına o işi kendi isteklerine göre seçme hakkı yoktur. Her kim Allah ve Resulüne karşı gelirse, apaçık bir sapıklığa düşmüş olur.” (Ahzab 36)

“Resul size neyi verdiyse onu alın, size ne yasakladıysa ondan da sakının, Allah’tan korkun. Çünkü Allah’ın azabı çetindir.” (Haşr 7)

“Kim Resul’e itaat ederse gerçekte Allah’a itaat etmiş olur…” (Nisa 80)

“Allah’a ve Resulüne itaat edin ki merhamet olunasınız” (Al-i İmran 132)

“Ey iman edenler! Allah’a ve Resûlüne itaat edin ve işitir olduğunuz halde ondan yüz çevirmeyin.” (Enfal 20)

   Ümmet-i Muhammed, O’na itaat ile emrolunmuştur. Ey inkarcı ahmaklar! Siz beyhude çabalarınız ile Allah (Celle Celalühü) ve Peygamberinin arasını açamayacaksınız. Ağababalarınıza da söyleyin, onlar da iyi bellesin ki bu, hiçbir zaman olmayacak…

 www.ihvanlar.net

PAYLAŞ