Ekmel Olan İslam’a Karşı Harb Sürüyor
Necat Şimşek kardeşimizin sitemiz www.ihvanlar.net’e gönderdiği Makalesidir…
Bizi dini mübini İslam ile müşerref kılan Yüce Rabbimize nihayetsiz hamd ederiz .Şu bir gerçektir ki şerefli olmak ,aziz olmak , onurlu yaşamak ancak dinimizi yaşamakla olacaktır. İzzet (şeref) ancak Allah’a mahsustur, Rasülüne mahsustur ve müminler içindir (Munafıkun 8.)
Ayeti kerimeden de anlaşılıyor ki insanoğlunun şerefli olması hakiki manada dinini yaşamasıyladır . Zira izzeti veren bizim İslamı yaşamızladır ki bu vesile ile Rabbimiz bize dünya ve ahirette saadet ile aziz eylesin.Fakat üzülerek söylüyorum ki Cenabı Hakkın bize vermiş olduğu bu izzet nurunu kendi amellerimizli ve ehli küfrün çalışmalarıyla elimizden kaybettik.Zaten ehli küfür, Rabbimizin bütün insanlığa vermiş olduğu bu nuru bile bile , körü körüne, nefretlerinden dolayı söndürmüşlerdir. Ayeti celile bunların
durumunu izah etmekte ;
وَجَحَدُوا بِهَا وَاسْتَيْقَنَتْهَا أَنفُسُهُمْ ظُلْمًا وَعُلُوًّا فَانظُرْ كَيْفَ كَانَ عَاقِبَةُ الْمُفْسِدِينَ
Nefisleri (kalpleri ve vicdanları ) onlar (a gösterilen mucizelerin , Allah tarafından olduğun)a kesinlikle iyice inandığı halde, (sırf ayetlere karşı) bir haksızlık yapmak ve üstünlük tasla(yarak imandan kaçın) mak için onları inkar ettiler. Artık bak (gör) ki o fesat çıkaran (firavun ve adam) ların (ın feci) akıbeti nice olmuş ! (NEML -14)
Gayri müslimler de bilmekteki Hak din İslam dır ! Fakat nefislerine ağır geldiğinden yüzçevirdiler .Dünyayı tercih edip , ahireti unuttular. Rabbimiz bu konuda ;
رُّبَمَا يَوَدُّ الَّذِينَ كَفَرُواْ لَوْ كَانُواْ مُسْلِمِينَ
ذَرْهُمْ يَأْكُلُواْ وَيَتَمَتَّعُواْ وَيُلْهِهِمُ الأَمَلُ فَسَوْفَ يَعْلَمُونَ
O kafir olmuş kimseler (ölüm anında ve kıyamet gününde Müslümanların iyi halini müşahede ettiklerinde , bir de günahları yüzünden cehenneme düşen Müslümanların bile neticede oradan çıkartıldığını gördüklerinde ) çoğu zaman ( dehşete kapılarak akıllarını kaybettiklerinden ayık kalabildikleri az kere) keşke kendileri dünyada Müslüman kimseler olsaydı diye arzulayacaktır .
(Habibim) Bırak onları , yeyip içsinler , (dünya zevkleriyle) iyice faydalansınlar ve (uzun yaşayıp her isteklerine kavuşacaklarına dair) umut (ve kuruntuları) onları oyalasın ! (yaptıkarı hatayı ) pek yakında bilecekler ! (hicr- 2-3.)
Bugün gayri müslimlerin , İslama zarar verecek çalışmaları kadar, bizde İslamın yayılması için çaba sarf etseydik; müslümanlar bu şekilde acınacak durumda olmazlardı. Zira ayeti celilede kafirlerin Allah’ın nurunu söndürmeye yani İslamı tamamen yeryüzünden silmeye çalıştıklarını Rabbimiz bize beyan ediyor
يُرِيدُونَ أَن يُطْفِؤُواْ نُورَ اللّهِ بِأَفْوَاهِهِمْ وَيَأْبَى اللّهُ إِلاَّ أَن يُتِمَّ نُورَهُ وَلَوْ كَرِهَ
الْكَافِرُونَ
‘’Onlar Allah’ın (peygamber gönderip kitap indirerekbparlattığı ) nurunu ağızları (ndan çıkan şirk ve inkar dolu birtakım sözler ) ile söndürmek istiyorlar. Allah ise ( tevhidi yüceltip İslamı aziz kılarak ) nurunu tamamlamaktan başka bir şey istemez ! Velev ki o kafirler hpş görmesin !
Beşeriyet, dünyada ancak onun emrettiği nizama uymakla mutluluğa erebilir.Bu uyum ne kadar çok,doğru ve samimi olursa ; mutluluk da o kadar büyük , devamlı ve tatmin edici olur .
İstediği güzel ve olgun kulluğun örneğini ,Alim ve Hakim Rabbimiz, bütün kemal cemaliyle ,bize , Peygamberimiz ile bildirmiştir.
İslam Tarihini iyi bir şekilde analiz edildiği taktirde , İslam gelmeden önce arap yarımadası adeta en karanlık çağını yaşamakta idi.İnsanlık namına hiçbirşey yapılmaz , zülüm insanlar arasında yaygın bir hale gelmişti.İnsanlar karanlık bir yaşam içerisinde zelil bir hayat sürdürmektediyler.
Bu durumu Mevla Teala hz. şu ayetinde beyan ediyor ;
أَوَ مَن كَانَ مَيْتًا فَأَحْيَيْنَاهُ وَجَعَلْنَا لَهُ نُورًا يَمْشِي بِهِ فِي النَّاسِ كَمَن مَّثَلُهُ فِي الظُّلُمَاتِ لَيْسَ بِخَارِجٍ مِّنْهَا كَذَلِكَ زُيِّنَ لِلْكَافِرِينَ مَا كَانُواْ يَعْمَلُونَ
‘’o kimse ki ( kafirlik döneminde ) ölü ( gibi ) biriyken Biz iman nuru vermişizdir ki , onunla birlikte insanlar arasında (güvenli ve aydınlatıcı bir şekilde ) dolaşmaktadır .(Böyle biri ) hiç o kimseye benzer mi ki , onun durumu ; Kafirlik , cehalet ve basiret körlüğü gibi türlü türlü öyle karanlıklar içerisinde ( bocalayıp kalmış kişinin hali gibi ) dir ki , o onların içinden asla çıkacak biri değildir . işte sana ! ( müminlere iman ,İslam güzel gösterildiği gibi ) yapmakta bulunmuş oldukları (Kötü )şeyler (de, yaratılmak itibariyle Allah tarafından, sebeb olma yönünden ise şeytan tarafından ) böylece kafirlere süslü gösterilmiştir . ( ENAM -122 . )
İbni Abbas ( Radıyallahu anhuma) dan rivayete göre ; ölüyken diriltilen ve kendisine nur verilen zat Hazreti Hamza, karanlıklar içerisinde kalan ise Ebu cehil ‘ dir.
Şöyle bir kere Ebu cehil Rasulullah (S.A.V) in üzerine tezek atmıştı. Hamza (R.a )ise henüz o vakit iman etmemişti, kız kardeşi Safiyye’nin cariyesi avdan dönerken onun yoluna çıkarak : Ebu cehil, yeğeninin başına toprak döktü,gübre attı ve ayağıyla omzuna bastı ! . deyince, Hamza (R.a) kızgın bir halde onu aramaya başladı.Onu bir topluluk arasında görür görmez başına vurmak için yayını kaldırdığında , o : Muhammed ‘in neler yaptığını görmüyor musun ? Bizim akıllılarımızı beğenmez oldu, ilahlarımıza sövdü ve atalarımıza karşı geldi ! deyince , Hamza (R.a)‘’Sizden beyinsiz kim var ? Allah ı bırakıp taşlara tapıyorsunuz ! diyerek Kelime i şehadet getirdi. İşte bunun üzerine bu ayet-celile nazil oldu. ( Vahidi ,no ;450, sh:227 )
Mevla Teala hz. ayeti kerimesinde ve bu kıssanın neticesinde kafir olarak yaşayan kimsenin her ne kadar yeryüzünde canlı olarak görünsede ,aslında hakiki manada ölü mahiyyetindedir .O kimse İslamı tercih etmeyene kadar her türlü hakikatti görmeye kesinlikle imkanı yoktur .Zira ölü bir kimse bunları idrak edemez ve neticede varacağı menzili ; azabı hafifletilmeyecek şekilde cehennemdir .Bunu Rabbimiz şöyle beyan ediyor
‘’Ama o kimseler ki kafir olmuşlardır ; cenhennem ateşi özellikle onlara aittir !
Aleyhlerine (ikinci bir ölümle) hüküm verilmez ki ölsünler (de cehennem azabından tümüyle kurtulsunlar) ! onun azabından en ufak bir şey de onlardan hafifletilmez (ki biraz olsun dinlenebilsinler )!
işte sana! aşırı derecede kafir/ son derecede nankör / olan herkesi ( daha aşağısıyla değil ) ancak böyle ( feci bir cezayla ) cezalandıracağız!
Onlar orada EY Rabbimiz ! (düştüğümüz bu azaptan ) bizi çıkar (ıp geri döndür) ki ( evvelce ) yapmakta bulunmuş olduğumuz o kötü şeylerden başka olan salih bir amel işleyelim! feryadıyla yardım isteyeceklerdir.
(Dünyanın ömrü kadar uzun bir süre bağrışmalarının ardından Allah-u Teala onları) Biz sizi o kadar yaşatmadık mı ki , iyice öğütlenmiş olan bir kimse , o (zaman zarfı) nda tam bir öğüt alabilirdi.
Üstelik size (Peygamber, Kuran ,yaşlılık ve yakınların ölümü gibi) o uyarıcılar da gelmişti . Öyleyse bu azabı tadmaya bakın . Artık (sizin gibi kafir olan ) o zalimler için hiçbir yardımcı yoktur .(diye azarlayacaktır ) ( FATIR -36-37)
Yüce Rabbimiz bize Kitab-ı mübininde çok defa kafirlerin ahiretteki feci akibetlerinden sık sık bahsetmektedir .Yüce Kuranı biz okuduğumuza göre bizim bunlardan ders ,vaaz , öğüt çıkarmamız gerekir
وَلَقَدْ يَسَّرْنَا الْقُرْآنَ لِلذِّكْرِ فَهَلْ مِن مُّدَّكِرٍ
‘ Andolsun elbette ki ; Biz Kur’an’ı kendisiyle öğütlenilsin diye gerçekten çok kolay ettik ! Ama var mı hiç hakkıyla öğüt alan?! (kamer-17 )
Kafirler bu ayetleri dinleyip vaazlansalarda elbette İslamı tercih edeceklerdi .
Bilakis İslamı tercih etmemekleriyle beraber , İslama harp açmışlardır.Elinden gelen bütün çabaları sarf ettiler ki , kendileri kafir oldukları gibi bütün insanlığın Tek Hak din olan İslamiyetten vazgeçmelerini murad etmişlerdir.
bu durumu Rabbimiz açık şekilde izah ediyor ;
وَدُّوا لَوْ تَكْفُرُونَ كَما كَفَرُوا فَتَكُونُونَ سَواءً فَلا تَتَّخِذُوا مِنْهُمْ أَوْلِياءَ
O ( mürted olan)lar temenni ettiler ki ; kendileri kafir olduğu gibi ,keşke siz de kafir olsanız da hepiniz eşit olsanız . ( NİSA -89 )
Evet ayeti kerime gayat açık bir şekilde onların emellerinin müslümanları kendileri gibi küfür dairesine ilhak etmek . Müslümanlar ise bunların farkına varmadan onlara büyük bir özen ,taklit olma yolundalar .Gayri müslimleri medeni , çağdaş oldukları iddasında bulunarak , yaşam tarzlarını onlara uygun yapmaya çalışmaktadırlar. Halbuki bu tür düşünce ve ideal müslümanların ancak dünyasını ve ahiretini heder etmesine seben olacaktır .
Nitekim Mevla Teala hz. onların ( gayri müslim kafirlerin ) müslümanlara ve İslama ne kadar büyük bir buğz , kin , düşmanlık benimsediklerini ayeti celilerinde bize açıklıyor . Birkaç tanesini burada zikr edelim :
يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُواْ لاَ تَتَّخِذُواْ بِطَانَةً مِّن دُونِكُمْ لاَ يَأْلُونَكُمْ خَبَالاً وَدُّواْ مَا عَنِتُّمْ قَدْ بَدَتِ الْبَغْضَاء مِنْ أَفْوَاهِهِمْ وَمَا تُخْفِي صُدُورُهُمْ أَكْبَرُ قَدْ بَيَّنَّا لَكُمُ الآيَاتِ إِن كُنتُمْ تَعْقِلُونَ 118
Ey iman etmiş olan kimseler ! Kendi ( din kardeşleri)nizden başkası(nı, Yahudi ve Hristiyanlar gibi kafir fırkaları )nı (güveninize mazhar konumda ) bir sırdaş edinmeyin ! (çünkü ) onlar hiçbir (fitne ve ) fesat hususunda size hiçbir şeyi eksik yapmazlar
Onlar (din ve dünya hususunda daima ) sizin sıkıntınızı ( ve zarara uğramanızı ) istemişlerdir .
Gerçekten (size karşı büyük bir kin ve nefret taşıdıklarından , kendilerine hakim olamamış ve ) ağızlarından (dökülen sözlerinde ) aşırı öfke açığa çıkmıştır .
Onların göğüslerininin gizlemekte olduğu ( düşmanlık ) ise (açıkladıklarından ) daha büyüktür .
Muhakkak Biz (Allah ve Rasulunun düşmanlarıyla dost olmanızı ifade eden )ayetleri size iyice açıklamışızdır. Eğer siz ( dostla düşman arasındaki farkı düşünüp ) anlamakta olduysanız ( gerekeni yaparsınız )! (Ali imran -118 )Bu ayetin sebebi nuzulü olarak İbni Abbas’ dan rivayete göre ; bazı Müslümanlar cahiliyyet devrinde aralarında bulunan komşuluk ve antlaşma yüzünden kimi Yahüdilerle ilişkilerini sürdüyorlardı. Bunun üzerine Allah’u Teala onlar hakkında bu ayet-i kerimeyi indirerek, kendi dinlerinden olmayan kimselerle gizlice dostluk yapmalarını yasakladı .
Ayeti Celileler üzerinde bugün müslümanlar uzunca durması gerekir .Günümüz müslümanlar gayri müslimlere ( yahudi – hristiyan ) karşı muhabbet beslemenin yanında maalesef , yaşantılarını benzetme yönünden çekinmemektedirler .Ehli gavur ise müslümana her konuda muhalefet göstermesine rağmen , zavallı uyuklayan müslümanlar ise hiç aldırış etmeden onların giyimlerini , kuşamlarını , her türlü yaşam biçimlerini kendilerine model almaktadırlar.
Bu kadarla da yetinilmeyip ,Avrupanın tamamen adaletten yoksun ve de bir takım beşer insanların toplanıpta safsatadan başka hiçbirşey olmayan teneke kanunlarını getirmişlerdir. Bu ne yoksunluktur ki , İlahi kanunları almayıpta , keferelerin kanunları alınmıştır .Avrupa bile bu halimize gülmekten kendilerini alamamaktadırlar.
Asırlardır İslami kanunlarla yönetilen devletlere bakıldığı zaman , İlahi adaletin dünyaya huzur ,sukunet ,hoşgörü ,barış getirildiği inkar edilemez .Bunlardan zamanında kafirler dahi ,dünyada hisselerin almışlardır ve de zülümden kurtulmuşlardır.Nice gayri müslim bunları aklı selim ile düşünmüs , sonunda hak din olan İslama girme ile müşerref olmuşlardır .
وَإِذَا خَلَوْاْ عَضُّواْ عَلَيْكُمُ الأَنَامِلَ مِنَ الْغَيْظِ قُلْ مُوتُواْ بِغَيْظِكُمْ
( gayri müslimler ) yalnız kaldıklarında ise , ( zararınıza bir şey yapamadıklarından hayıflanarak ) size karşı kızgınlık (ların) dan parmak uçlarını ısırırlar . (Ali imran – 119 )
Evet ayet-i kerimede görüldüğü gibi gayri müslimin müslümanlara karşı olan nefreti buğzu , o derecede ki; parmaklarını ısırırcasına nefretle doludurlar.İslamın tarihine bakıldığı zaman açıkca görülmektedilir ki , ordular düzenleyip haçlı ordusu adı altında İslam’a karşı cephe açmışlardır. Günümüzde İslam düşmanlığı devam etmektedir . Kafir topluluğu Allahın nurunu söndürmek için bütün imkanlarını sarf etmişlerdir .
ْ قَاتِلُوهُمْ يُعَذِّبْهُمُ اللّهُ بِأَيْدِيكُمْ وَيُخْزِهِمْ وَيَنصُرْكُمْ
وَيَشْفِ صُدُورَ قَوْمٍ مُّؤْمِنِينَ عَلَيْهِمْ
“Onlarla savaşın ki, Allah sizin ellerinizle onları cezalandırsın; onları rezil etsin; sizi onlara galip kılsın ve mümin toplumun kalplerini ferahlatsın.” (Tevbe: 14)
07/10/01 tarihinde küfrün başı Amerika ve onun müttefiki İngiltere, Müslümanlara yönelik vahşi bir savaş başlattılar. Kâbil, Kandahar ve Celalâbad gibi Afganistan’ın büyük şehirlerine, Tomahawk isimli füzeler ve onlarca ton stratejik kitle imha bombalarıyla saldırıda bulunuldu. Bu füze ve bombalar Hind okyanusunda konuşlandırılan savaş uçakları, gemiler, deniz altı ve firkateynlerden fırlatıldı. Bu saldırılarda kullanılan uçaklar ise, cani ve hain yöneticilerin yardımıyla komşu Müslüman ülkelerden uçuş yaptılar.
İslam’ın ve Müslümanların düşmanı olan Amerika ve İngiltere bu saldırıları, çeyrek asırdan beri kasıp kavuran savaşlardan yıpranan fakir, savunmasız mazlum Afgan halkı üzerine düzenlediler. Afganistan hükümetinin Amerika ve İngiltere’ye karşı herhangi bir saldırganlık tutumunda bulunup, savaş ilan etmediği halde bu saldırılar düzenlenmiştir.
Herkesin gözü önünde savunmasız Müslüman Afgan halkına kitle imha silahlarıyla saldırarak ve İslam’la sözde terörizm adı altında savaştıkları halde, kafirlerin bu saldırıyı İslam’a ve Müslümanlara karşı olmadığını iddia etmeleri, dünya kamuoyu önünde acaba ne kadar inandırıcıdır!..
Savaş canisi Bush, 11/09/01 tarihinde Amerika’ya düzenlenen saldırıların ardından, Amerikan halkının intikam duygusunu tatmin etmek ve Amerikanın kaybettiği prestijini tekrar kazanması için Müslümanlara yönelik acımasız bu savaşı gerçekleştirmiştir. Zira anket sonuçları, Amerikan halkının %80’inden fazlası kendilerine yönelik yapılmış olan saldırılara karşılık olarak, askeri harekatın yapılmasını istediklerini göstermiştir. Ayrıca acımasızca sürdürülen bu savaşın diğer bir maksadı ise; Müslümanların İslam Devletine tekrar kavuşmalarını engellemek, Amerikanın ve Batının güdümünden kurtulan Taliban hükümetini devirmektir. Amerika açısından böylesi bir durum, kendi nüfuzuna tehlike arz etmektedir. Gelişen olaylar Pakistan, Özbekistan, İran ve diğer memleketlerdeki Müslüman halklarının kafirlerin tahakkümünden kurtulmasını beraberinde getirecektir.
Savaşın diğer canisi Tony Blair ise, İslam ve Müslümanlara karşı düşmanlık ve kin besleyişi bariz olarak su yüzüne çıkmıştır. Zira o, savaşı kızıştırıcı ve Müslümanlara yönelik katliamlar konusunda lideri olan Bush’tan daha ileridedir. Blair’in İslam’a ve Müslümanlara karşı bu tutumu açık bir düşmanlıktır. Yani, İslam ümmetini hiçe sayarak kin beslemektir. Hem de Müslümanların başlarında bulunan ajan ve hain yöneticilerin gözü önünde. Sanki bu yöneticilerin görevi, ümmetin varlığını ve devletini korumak değil!..
Küfrün başı Amerika, onun müttefiki İngiltere ve diğer kafir devletlerin Afganistan’a düzenlemiş oldukları bu savaş, yeni Haçlı seferleridir. Yalan söyleyerek ve gerçekleri saptırarak terörle mücadele adı altında yaptıkları bu Haçlı seferlerindeki amaçları ise; İslam’ı ve Müslümanları yok etmek, kendilerinin çıkarlarını gözeten Müslümanların başlarında bulunan hain ve ajan yöneticileri korumaktır. Zira bu hain yöneticiler, İslam âleminin doğusundan batısına kadar kafirlerin düzenledikleri bu saldırı için Müslümanlara ait bütün havaalanlarını ve ülke topraklarını kullandırmaktadırlar.
Bu saldırı, Amerika ve İngiltere’nin Müslümanlara ilk düzenledikleri saldırı değildir. Zira daha önce Kuveyt’i ve Kuveyt halkını korumak adı altında, gerçekte ise Amerika, körfezde ki petrol servetini çalmaya devam etmek için İngiltere ve diğer kafir ülkelerle birlikte 1990’da Irak’a saldırı düzenlemiştir. Ayrıca onların her ikisi 1948’de Filistin’de Yahudi varlığını kurdurdular. Yahudi varlığına her türlü finans, silah ve nüfuz desteğini sundular ve hâlen sunmaya devam etmektedirler. Müslümanların başına, Müslümanlara sefil bir hayat yaşatacak, batılıların Müslümanların servetlerini çalmalarını sağlayacak, Müslümanların küfür tahakkümünden kurtulup tekrar yeryüzünde İslam hükmüne kavuşmalarını engelleyecek hain yöneticileri musallat etmişlerdir. Amerika ve İngiltere’nin bütün bunları yapmalarının nedeni, İslam ümmetine düşmanlık ve kin beslemelerindendir. Dolayısıyla bunların her ikisi de düşmandır. Savaş durumu onların bütün Müslümanlar arasında kaimdir. Onlara karşı takınılacak tavır şer-i hükümlerin gerektirdiği tavırdır. Bu hükümler, hem onlara hem de Müslümanlara karşı savaşan her ülke için geçerlidir.
وَقَاتِلُواْ فِي سَبِيلِ اللّهِ الَّذِينَ يُقَاتِلُونَكُمْ
“Allah uğrunda sizinle savaşanlarla savaşın.” (Bakara: 190)
Artık sizin, İslam ümmetine sahip çıkmanın zamanı geldi. Allah-u Teala şöyle buyurmaktadır:
“Ey iman edenler! Size ne oldu ki, “Allah yolunda savaşa çıkın!” denildiği zaman yere çakılıp kalıyorsunuz? Dünya hayatını ahirete tercih mi ediyorsunuz? Fakat dünya hayatının faydası ahiretin yanında pek azdır.” (Tevbe: 38)
Siz hiç küfrün başı olan Amerika ve onun müttefiki İngiltere’nin Afganistan’daki Müslümanların evlerini açık bir şekilde bombalayarak nasıl yok ettiklerini, İslam âlemindeki yönetim mafyası olan yöneticilerinde müminlere karşı kafirlerle nasıl dost olduklarını hiç mi duyup, görmediniz?
يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا لَا تَتَّخِذُوا عَدُوِّي وَعَدُوَّكُمْ أَوْلِيَاء
‘Ey iman edenler! Yahudiler ve hırıstiyanları dost edinmeyin,onlar ancak birbirlerinin dostu olurlar.Kim sizden onları dost edinirse onlardan olur’(Maide 51).
يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا لَا تَتَّخِذُوا عَدُوِّي وَعَدُوَّكُمْ أَوْلِيَاء
“Ey iman edenler!benim de düşmanım, sizin düşmanınız olan kimseleri dost edinmeyin”(Mümtehine 1).
Artık ümmetin, kafirleri dost edinip, Müslümanlara düşmanlık yapan, yönetim çeteleri şeklinde bulunan bu yöneticilerden kurtulmanın zamanı gelmiştir. Onlara, itaat etmeniz haramdır. Zira size düşen görev, İslam’a ve Müslümanlara vahşice savaş sürdüren Amerika, İngiltere ve onların müttefiklerine karşı koyarak, ümmetin ajan ve hain yöneticilerden kurtulması için çalışmak ve Afganistan Müslümanlarını desteklemektir.
Afganistan veya başka bir Müslümanların beldesine savaş açmak, yeryüzünde bütün Müslümanlara savaş açmak demektir. Kâbil, Şam, Bağdat, Kahire, Mekke veya Cakarta hangi İslam beldesi olursa olsun hiç fark etmez. Zira kafirlerin Müslümanların arasına koyduğu sınırlarının hiçbir kıymeti ve değeri yoktur. Bütün Müslümanların savaş ve sulh durumları birdir. Resulullah (S.A.S) Müslümanlar hakkında Medine vesikasına şunları yazdırmıştır:“Onlar insanlardan ayrı olan tek bir ümmettir,…mümindir, insanlardan ayrı olarak birbirlerinin dostudurlar,…müminlerin sulhu da birdir, bir mümin Allah yolunda bir savaşta diğer müminlerden ayrı olarak sulh yapmaz.”
1923 ‘te İsviçre ‘de Lozan müzakereleri sürerken , kapalı kapılar ardında , içlerinde Hahambaşı Hayim Naum’un bulunduğu bir heyet ; Türkiye’de mümkünse İslam’ı kaldırmak değilse reforme etmek, temelinden değiştirmek hususunda bir takım kararlar aldıkları, protokoller yaptıkları konusunda birçok rivayetler vardır .
Masonluğun ve Komunist cemiyetlerin Müslüman Devletleri için aldığı kararlar ;
1– Genç nesilleri değişik ahlaklarla ifsat etmeli,
Bu emellerine maalesef erişmiş bulunmaktadırlar.Gençlerimiz ahlaktan ,hayadan yoksun bir şekilde yetiştirilmekte. Namus kelimesi tedavülden kalkmış derecesine gelmiş , flört ismi altında nesil nefsi heva altında çökmüş derecesindedir .Karma eğitimin verdiği bozuk yaşam , gençlerimizin düşünceden dahi mahrup edip , mantar kafa haline sürüklemiştir .
2-Aile hayatını yıkmalı
İslami bir aile hayatı yaşanılmadığından dolayı ,aileler de huzur , muhabbet olmadığından sebeb aile hayatı çökertildi 3-Sanat bahanesiyle edebiyatı müstehcen , şehevi kalıba dökmeli
4-Mukeddesata hürmeti tahrip etmeli.Hürmetle anılan insanlar hakkında rezilane vakalar uydurarak onların itibarlarını kırmalıdır .
nitekim ; bu tür eyleme ulaşabilmek için filmler,piyesler,sinemalar düzenleyip, halkın bilinç altına din adamlarını, şeyhleri ,hocaları sahtekar ,düzenbaz, vatan haini olarak gösterildi.Dini kıyafetler giydirilip , bu kıyafeti giyen kimselere karşı önyargı olmasına sebeb olundu .
5-Son derece lüks hayatı , baş döndürücü modaları ,çılgınca olan israfı teşvik etmeli .
bu nu ise magazin hayatı eli altında değersiz ,kıymetsiz insanlarla teşvik etmişlerdir .
6– uyuşturucu yaygınlaştırılıp vucutlar onun zehriyle tahrip edilmeli
şu an ortaokul öğrencilerine kadar yaygınlaştırılmıştır .
7-İnsanların dikkatlerini, avam eğlenceleri ,oyunları haddi aşan spor eğlenceleriyle oyalamalı, bu gibi şeylerle halkı meşgul etmeli ,düşünmekten alıkoymalıdır .
Zavallı müslümanlar bu tür dünya ve ahiretine fayda vermeyen gereksiz , faydasız şeylerle ömür sermayelerini tüketmiş bulunmaktadırlar .
8-Milletler arasında ihtilafi ,kin, nefreti körükleyerek tahrip edilmelidir .
Irkçılık maalesef günümüzde müslümanlar arasında en büyük sorunların başında gelmektedir.
Halbuki Mevla Teala
Ancak müminler kardeştir ( hucurat 10 )
Müminin kardeşinin ancak mümin olacağını buyurmuştur.
Eğer biz bugün bu şuurda olmaz isek , kardeşliği gayri müslimde ararsak akıbetimizin ne olacağını Yüce Rabbimiz ayeti celilesinde açıklıyor ;
وَالَّذينَ كَفَرُواْ بَعْضُهُمْ أَوْلِيَاء بَعْضٍ إِلاَّ تَفْعَلُوهُ تَكُن فِتْنَةٌ فِي الأَرْضِ وَفَسَادٌ
Ama o kimseler ki kafir olmuşturlar ,( yardımlaşmada ve veraset intikalinde ) onların bazısı diğer bir kısmın dostlarıdır .Eğer sşz ( kafirlerle aranızdaki yakınlık bağlarını hiçe saymazsanız ve İslam nispetini her şeyden üstün tutarak Müslümanların kaynaşmasıyla ilgili Allahu Tealanın) o buyruğunu yapmazsanız , yeryüzünde İslamın zafiyeti ve kafirliğin yükselmesi gibi ) büyük bir fitne ve Müslüman kanlarının oluk gibi akmasıyla sonuçlanacak pek büyük bir bozgun ve fesat meydana gelecektir.
Ayeti kerime dikkatlice okunulduğu takdirde; müslümanlar, kafirler ile ilgili gerektiği şekilde, hayatlarını onlara benzeme hususunda kaçınılmazlar ise müslüman kanlarının oluk oluk akacağını belirtiyor .
Peygamberimiz (S.A.V ) bize bu durumu haber veriyor ;
لَتَتَّبِعُنَّ سَنَنَ مَنْ قَبْلَكُمْ شِبْرًا بِشِبْرٍ، وَذِرَاعًا بِذِرَاعٍ، حَتَّى لَوْ سَلَكُوا جُحْرَ ضَبٍّ لَسَلَكْتُمُوهُ» ، قُلْنَا يَا رَسُولَ اللَّهِ: اليَهُودَ، وَالنَّصَارَى قَالَ: «فَمَنْ
‘Sizden öncekilere elbette ve elbette karış karış , zira zira tabi olacaksını.Hatta onlar kertenkele deliğine girseler sizde girersiniz ! .Ya Rasulellah Bunlar Yahudi ve Hristiyan mıdır ? diye sorulduğunda ;
Peygamberimiz (S.A.V ) ya başka kimlerdir! (buhari)buyurdular.
لَيْسَ مِنَّا مَنْ تَشَبَّهَ بِغَيْرِنَا، لَا تَشَبَّهُوا بِاليَهُودِ وَلَا بِالنَّصَارَى
Bizden başkasına benzeyen bizden değildir .Yahudi ve Hristiyanlara benzemeyin ( tirmizi hasen hadis )
Peygamberimiz (S.A.V ) bir muharebe sonrasında fakir sahabe , ganimet malları içerisinde kafirin elbisesini giyip Peygamberimiz ‘e geldiğinde ; Efendimiz
ان هذه من لباس الكفار فلا تلبسها
‘ Bu elbise kafir elbisesidir ,bunu giyme ‘ buyurmuştur.
Her ne kadar günümüzde kafir elbisesi giyme hususunda dikkat edilmeyip önemsenmese de Allah ve Rasulu bu konuda farklılık olmasını , benzerlik olmamasını istemişlerdir .
وَلا تَرْكَنُوا إِلَى الَّذِينَ ظَلَمُوا فَتَمَسَّكُمُ النَّارُ وَما لَكُمْ مِنْ دُونِ اللَّهِ مِنْ أَوْلِياءَ ثُمَّ لا تُنْصَرُونَ
o (şirk koşarak) zulüm işlemiş olan kimselere ( onlar gibi giyinip kuşanmak ve kendilerine değer vermek gibi basit gördüğünüz şeyler de olsa )en ufak bir meyil dahi göstermeyin, sonra (onları yakacak olan ) o ateş size de dokunur . Sizin için Allah’tan başka yardımcılar da yoktur ( ki sizi O’nun azabından koruyabilsin)! (hud 113)
Rabbimiz bu konuda açık bir şekilde biz müslümanları bu konuda uyarıyor , eğer dikkat edilmezse size yardımcı olmayacağını buyuruyor.Müslümanlara İlahi bir nusret gelmiyorsa şu bir gerçek ki bu ayetin emrini yerine getiremedik !!!
Bugün müslümanların kanları oluk oluk akmakta ise sebebi, gayri müslimlere olan yakın münasebet ve onları bir düşman olarak daha farkına varamamızdır.Atalarımız ne de güzel söylemişlerdir ; ‘ kafirden dost , domuzdan post olmaz ‘ .Peki bizden ne zaman razı olurlar ve bizi severler ? bunuda Rabbimiz beyan ediyor ;
وَلَن تَرْضَى عَنكَ الْيَهُودُ وَلاَ النَّصَارَى حَتَّى تَتَّبِعَ مِلَّتَهُمْ قُلْ إِنَّ هُدَى اللّهِ هُوَ الْهُدَى وَلَئِنِ اتَّبَعْتَ أَهْوَاءهُم بَعْدَ الَّذِي جَاءكَ مِنَ الْعِلْمِ مَا لَكَ مِنَ اللّهِ مِن وَلِيٍّ وَلاَ نَصِيرٍ
(Habibim ) Sen onların dinine tamamen uyuncaya kadar, ne Yahudiler ne de Hristiyanlar asla senden razı olacak değillerdir .De ki Allah ın hidayeti ve dosdoğru yolu olan İslam var ya şüphesiz ki iki cihan saadetine ulaştıracak istikameti gösteren hidayet ancak odur. Sizin davet ettiğiniz sapık yolların ise hidayetle hiçbir alakası yoktur. Andolsun ki eğer İslamın doğruluğuna dair sana gelmiş olan bunca ilimden sonra yine onların eğri büğrü görüşlerine ve kötü arzularına uyacak olursan , elbette Allah ‘tan başına gelecek belalara karşı senin için ne bir dost bulunur, ne de bir yardımcı ( bakara -120 )
Ayeti kerime i iyi bir analiz ettiğimiz takdirde şu sonuçlar çıkmaktadır ;
1- bizden razı olmaları onların tahrif olmuş olduğu dinlerine ( hükmü kaldırılmış ) girmekle olacaktır ki bu da imkansızdır.Anlaşılan şudur ki bizden onlar kıyamete kadar razı olmayacaklar ve İslama olan düşmanlıkları devam edecektir .
2-Rabbimiz Peygamberimize (S.A.V) hitaben, eğer onların arzularına uyacak olursan ,yani onların istediklerine uyarsan hiçbir yardımcı ve dostun olmayacağını buyuruyor.Günümüzde müslümanlar ise , gayri müslimlerin arzularına uyduklarından dolayı , İlahi yardım gelmemekle beraber ,aziz ve şerefin yerini zelillik , acizlik almıştır .
Bu durumdan necatın (kurtuluşun ) yolunu yine Fahri Kainat Efendimiz (S.A.V ) bize beyan ediyor ;
تَرَكْتُ فِيكُمْ أَمْرَيْنِ لَنْ تَضِلُّوا مَا تَمَسَّكْتُمْ بِهِمَا: كِتَابَ اللهِ وَسُنَّةَ نَبِيِّهِ
‘Size iki şey bıraktım bu iki şeye sarıldığınız müddetçe asla delalete düşmezsiniz ; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünneti (muvatta )
Yüce Rabbimizden niyazımız o dur ki ; Bu iki emanete sımsıkı sarılanlardan eylesin …
www.ihvanlar.net