Ak Parti’li Mehmet Ali Şahin’den sakal-ı şerifle ilgili talihsiz sözler
Sitemizde siyasilerden ve siyasetçilerden hiç bahsetmeme kararı almıştık. Siyasi meselelere hiç karışmayalım dedik. Ancak biz dini eğitim ile meşgul olanlar siyasilerden uzak dururken bu mevzularla alakası olmayan siyasiler kendilerini bulunduğu ortamın havasına kaptırarak dini konulara girerek yorum yapıyorlar. Yaptıkları yorum çoğu zaman yanlış oluyor çünkü bir araştırma yapmadan akıl yürüterek olaylara yaklaşıyorlar. Lafı uzatmadan konuya girelim..
Ak Parti’li Mehmet Ali Şahin Mehmet Ali Şahin, Karabük’ün Safranbolu İlçesi’ne bağlı Aşağı Güney Köyü’ndeki iftara babası Abdullah Şahin’le birlikte katılmış. Burada Peygamberimizin mubarek bedeninden ayrılan sakal-ı şerife gösterilen hürmeti eleştirerek: “Peygamberimiz vefatından sonra asırlar sonra, kendi sakalından olduğu iddia edilen o kıllara böyle bir saygı gösterileceğini bilseydi kesinlikle yasaklardı. İslam dininde böyle sembollere aşırı bir ilgi göstermek, kutsiyet atfetmek yoktur.” demiş.
Peygamberimizin mubarek sakalına “sembol” diyen Mehmet Ali Şahin, azıcık araştırsaydı belki de bu sözleri sarf etmeyecekti.
Biz bu konuyu daha önce izah etmiştik ve sizlerle paylaşmıştık.
Sakal-ı Şerif ve Peygamberimizin eşyaları ile bereketlenmek OKUMAK İÇİN TIKLAYIN
Yukarda linkini verdiğimiz yazıyı mutlaka okuyun. Bu konuda hiçbir tereddüt kalmasın aklınızda.
Mehmet Ali Şahin, Peygamberimizin yasaklayacağını söylüyor. Halbuki O hayatta iken de mubarek vücudundan ayrılan her şeyi kapışırlardı…
Hudeybiye anlaşması yapıldığı senede Kureyş, Urve bin Mes’udu Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’e gönderdiğinde, ashabının O’na yaptığı tazimlerden (çok acayip) şeyleri gördüğünde şöyle demiştir:
“Abdest alınca artan suyunu almak için koşuşurlardı, öyle ki neredeyse bunun için birbirleriyle vuruşacaklardı.
Tükürdüğü veya sümkürdüğünde, avuçlarıyla onu kaparlar ve yüzlerini ve bedenlerini onunla ovarlardı. O’ndan bir kıl düşse, hemen süratle onu kaparlardı.
Onlara bir iş ile emretse, sür’atle emri yapmaya koşarlardı. Bir söz söylese, yanında seslerini kısarlardı. O’na karşı tazimlerinden dolayı bakışlarını O’na yöneltmezlerdi.” (Buhari 1/67)
Kureyş’in yanına dönünce şöyle demiştir: “Ey Kureyş topluluğu! Ben, Kisra, Kayser ve Necaşi’ye saltanatları vaktinde gittim, Allah’a yemin olsun ki ben, bunlardan hiç birinde, Muhammed’in ashabı içindeki durumu (yani O’na gösterdikleri hürmet) gibisini görmedim.”
O nurdur, O’ndan ayrılan her parça da nurdur:
“Size Allah’tan bir nur ve apaçık bir Kitap geldi.” (Maide/15)
PEYGAMBERİMİZİ NASIL SEVMELİYİZ OKUMAK İÇİN TIKLAYIN
DİNDEN ELİNİZİ ÇEKSENİZ İYİ OLUR!
Şu memlekette herkes işi ve branşı ile alakalı çalışmalar yapıp, beyanatlar verse belki durum çok daha farklı olacak. Özellikle din konusu çok hassastır ve ihtisas sahibi olmayanların konuşması daha sakıncalıdır. Ama ne var ki, herkesin en rahat şekilde yorum yaptığı şey de dini meselelerdir. Bilsin bilmesin, okusun okumasın hiç düşünmeden ve araştırmadan fetva(!) verebiliyor insanlar.
Mehmet Ali bey gibi siyasilerden özellikle istirhamımız dini konulara girmesinler. Zaten yeterince konuşan var bu konuda.
www.ihvanlar.net