Mahmud Efendi Hazretleri: Oruç der ki:”Ya beni tutacaksın, ya benim cezamı alacaksın
Efendi Hazretlerimizin 45 Numaralı sohbetinden En’am suresi ile yapılan dersten bir bölüm. Okurken bile feyizleniyor insan. Çünkü Allah dostlarının sohbetlerinde ve eserlerinde bereket vardır…
Ayet:
‘’(Habibim) De ki: Göklerde ve yerde olan şeyler kimindir? De ki: Allah (u Teala n) ındır. O kendi zatı üzerine rahmeti yazmıştır. Elbette sizleri kıyamet gününe toplayacaktır. Bunda şüphe yoktur. O kimseler ki, nefislerine ziyankâr olmuşlardır. İşte onlar iman etmezler.’’
Bazıları diyorlar ki:”Hoca Efendi! Bizim akşama kadar oraya buraya gidip gelmekten, telefonlara bakmaktan, telsizlerle konuşmaktan, çalışmaktan koşuşturmaktan anamız ağlıyor, bir de sen başımıza İslamiyeti çıkarıyorsun.’’
Bazıları da:”Biz ilahi buyruklardan sıyrıldık, demokrasiyi kabul ettik’’ diyorlar. Yani ‘’Allah’tan gelen emirlerden kurtulduk, şeytanın emrine girdik’’ demek istiyorlar. Bunu iftiharla söylüyorlar, üstelik herkesi de şahit tutuyorlar. Bunların söylediklerini kâinat duyuyor.
Yarın ahirette Allahu Teala Hazretleri onlara soracak:”Sen böyle böyle söylemiştin. İlahi emirlerden kurtulduğunu sana kim söylemişti?’’ ilahi emirlerden kurtulmak için boğazından aşağı gidenleri, bütün içecekleri sen yaratmalısın; işitmek için kulakları, görmek için gözleri, yürümek için ayakları, tutmak için elleri, konuşmak için ağzı, bedeni ayakta tutmak için ruhu sen yaratmalısın.
Güneşi, ayı, yıldızları, sen yaratmalısın, teneffüs ettiğin havayı sen yaratmalısın, işte o zaman ilahi emirlerden kurtulursun. “Biz ilahi buyruktan kurtulduk, hoca efendi sen başının çaresine bak.” Demekle hiçbir şey olmaz. Unutmayalım ki, namaz, hac, oruç, zekât, aynen insanın ruhunu bedeninden ayırmaya gelen Azrail (Aleyhisselam) gibidir.
Kılınması gerektiği zaman da namaz der ki:”Ya beni kılacaksın, ya da benim cezamı alacaksın.’’ Farz olduğu zamanda hac der ki:’’Ya beni eda edeceksin veya benim cezamı alacaksın.’’
Ramazan geldiği vakit oruç der ki:”Ya beni tutacaksın, ya benim cezamı alacaksın.” Zekâtla mükellef kılındığı zaman da, zekât der ki:”Ya beni vereceksin veya benim cezamı alacaksın.’’ Bir hadisi şerifte:”Her kim vakti geçinceye kadar namazı terk ederse, cehennemde 80 sene azab olunacaktır.’’ Diye buyrulmuştur.
Şu insanoğlu cehennem de 80 sene yanmayı göze alıyor da, burada bol bol akan sularla abdest alıp, yumuşacık halılar üzerinde namaz kılmağa yanaşmıyor. Bu şimdi kurtuluş mudur? Elbette ki hayır! Ufak bir zahmetten kaçıp, büyük azaplara girmektir.
Hoca efendi! Kadın ve erkek ilişkileri illa nikâh ile mi olacakmış? İki tarafta bir birinden razı olduktan sonra bundan ne çıkar? Diyorlar. Bundan ne çıkacağını orada görecekler. Burada belli olmaz, orada belli olur.
Hoca efendi! ‘’Portakal suyu içmek ile şarap içmek arasında ne fark var? Diyorlar. Böyle söyleyenler cehennemden hiç çıkmayacak, ebediyen orada kalacaklar. (Haramı helal kabul ettiklerinden)
Bizim memleketimizde, evlerimizde kedilerimiz olur. Arada sırada bir fare yakalar, onunla oynar, bırakır, oynar bırakır, zavallı fare de kedi onu görmesin diye gözlerini yumar.
İşte şimdi millet bu fare gibi, gözünü yumuyor, Allah-u Teala kendisini görmez zannediyor. Biz gözümüzü yumuyoruz ama Allahu Teala konuşuyor, emrediyor, nehyediyor.
Ey tembel insan! Alçak himmetli insan! Gel, eline Kur’an-ı Kerimi al, ne gibi ameller yapman lazım hepsi orada yazıyor, gözünü o fare gibi yumma! Bizim asıl vazifemiz, Mevla tela’ya kulluk etmektir. Biz ise sade yeme içme ile meşgulü ve bu halimizden de memnunuz. Bu neye benzer biliyor musunuz?
Adamın biri ailesini bırakıp Almanya’ya gitmiş, orada kazandığı parayı yemiş, tabi simit de yiyor, döner de yiyor, kebap ta yiyor. Bir gün bu hayattan usanıyor geri dönmek istiyor, fakat para alacak kadar bile para biriktirememiş.
Ondan bundan para alıp memleketine öyle gidebiliyor, evine geldikten bir iki saat sonra, hanımına biraz para ver de sigara alayım diyor. Hanımı da her halde bizim efendinin bozuk parası yok, paraları hep büyük para diye düşünüyor.
Ertesi gün hanımı:”Efendi yiyecek alınacak, şeker alınacak, un alınacak, yağ et alınacak biraz para verir misin?’’ diyor. Adam:”Bende para yok’’ diye cevap veriyor. Tabii kadın kızgınlıkla kocasına soruyor:”Peki bunca sene orada ne yaptın?’’
Adam:”Hanım para kazandım, ama kendime baktım, yedim içtim, geldim yetmez mi?’’ diyor. İşte dünyada ibadet etmeyenlerin de hali böyledir. Allah’tan çok korkmalıyız!
Haşr suresinin şu ayetini hatırlayalım:
‘’O, öyle bir ilah ki, ehl-i kitap’tan küfreden şu kimseleri, ilk haşır için yurtlarından çıkardı. Siz onları çıkmaz zannederdiniz ve onlarda kalelerini Allah’tan gelecek olana mani olacak zannetmişlerdi.
Allah (u Teala) onlara hesap etmedikleri yönden geldi de kalplerine korku bıraktı. Hem de onlar evlerini kendi elleriyle ve müminlerin elleriyle harab ettiler. İbret alın ey basiret sahipleri!’’(Haşr suresi:2)
www.ihvanlar.net