Doğu Türkistan’da kafir Çin zulmü

ismailağa   Dünyanın her yerinde Müslüman kanı akıyor… Doğudan batıya, güneyden kuzeye nerede Müslüman bir devlet varsa orada kan akıyor. Tek bir ortak noktaları var: Kan akıtanların hepsi yahudi, hıristiyan, budist, putperest… Yani kafir…

   Diyaloğun koskoca bir safsata olduğunu inşaAllah böylelikle daha iyi anlıyorsunuzdur… Her yerde Müslüman kanı akıyor ve siz diyalogdan bahsediyorsunuz… Müslümanın uslu durmayan kafirle diyaloğu ancak cihad iledir…

DOĞU TÜRKİSTAN ÇİN’Lİ KAFİRLERİN ZULMÜ ALTINDA

   Canlı canlı maymun yiye yiye suretleri de maymuna benzeyen bu kafir millet Doğu Türkistan’da Müslüman kardeşlerimize zulüm ediyor. Sizler için bu konudaki haberlerden derleme yaptık:

Çin hükümeti Doğu Türkistanlı müslümanları öldürüyor

18 Haziran tarihinde Kaşgar Belediyesine bağlı 18. Okulun 2. Sınıfında okumakta olan 8 yaşındaki Doğu Türkistanlı Müslüman kız, Çin polisi tarafından tecavüze uğradı. Polis tecavüz ettikten sonra kız çocuğunu boğarak öldürdü. Daha sonra parçalara ayırıp bir sokağa terk etti. Polis halen görevine devam ediyor.

Olayın ardından ayaklanan Doğu Türkistanlı Müslümanlar, Çin polisiyle çatışmaya başladı. Bugün de dahil çıkan olaylarda 50’den fazla Doğu Türkistanlı hayatlarını kaybetti.

Çin Hükümeti’nin Doğu Türkistan’daki baskıları son yıllarda artmaya başlamıştı. Peçe takmak isteyen kadınlara 1500 yuan(470tl) ceza veriliyor ve 10 gün hapse atılıyor. Bu fiyat Doğu Türkistan’da bir aylık asgari maaştan daha fazla.

Olayların yaşadığı Turfan bölgesine Çin Hükümeti tarafından 6 milyon Çinli yerleştirilmiş. Gelen Çinliler Müslüman halkın dükkanlarına ve arazilerine el koymuşlar.

Doğu Türkistanlı Müslümanlar ile Çin polisi arasında çatışmalar devam ediyor.

Doğu Türkistan kasabalarında tanklar sokaklarda

Doğu Türkistan`ın Kaşgar kentine bağlı tüm kasaba ve yerleşim birimlerinde Komünist Çin rejimi tarafında tank ve panzerler yürütüldü. Çin yönetimi Doğu Türkistan sokaklarında terör estiriyor.

2009 yılındaki Urumçi katliamına benzer yeni bir katliamın yaşanmasından endişe ediliyor.

Uygurlu yüzlerce Müslüman`ın tutuklanarak Çin zindanlarına götürüldüğü ve kendilerinden haber alınamadığı bildirildi.

Doğu Türkistan`ın Urumçi ve Turpan kentinde başlayan olaylarda Doğu Türkistanlı 50 Müslüman katledilirken, çatışmaların Kaşgar ve Hoten şehirlerine de sıçradığı yüzlerce Müslüman`ın tutuklandığı ve çoğunun da yaralandığı öğrenildi.

Kaşgara bağlı tüm yerleşim merkezlerinde Devlet terörü estiren Komünist Çin rejimi, Doğu Türkistan`daki bütün cadde ve sokakların başına seyyar barikatlar kurmuş durumda.

Hemen hemen her noktaya yerleştirilen seyyar barikatların, katliamdan kaçan Uygurlu Müslümanları engellemeyi hedeflediği ifade edildi.

Bütün dükkan, şirket ve ticarethanelere ani baskınlar düzenleyen Çin, İslami DVD, VCD ve kitap gibi sesli-görüntülü materyalleri suç kapsamında değerlendiriyor.

Hastaneler ile taksi ve halk otobüsü gibi araçlara sakallı-peçeli insanların binmesi yasaklanmış durumda.

Tesettürlü ve sakallı birini aracına alan kişiler Çin yönetimi tarafından trafikten men ediliyorlar.

Bölgede Müslümanlara yönelik cadı avının kesintisiz bir şekilde sürdüğü öğrenildi.

Doğu Türkistanlıları ihbar edenlere 16 bin dolar ödül verilecek

Geçtiğimiz hafta Doğu Türkistan halkına uyguladığı orantısız şiddet sonucu 35 kişinin yaşamını yitirmesi ve Çin polisinin  küçük yaşdaki Türkistanlılara tecavüz ederek öldürmesiyle Çin’e karşı başlayan yoğun tepkiler sürüyor.

Çinli üst düzey güvenlik yetkilisi Meng Jianzhu hafta sonu bölge başkenti Urumçi’ye giderek güvenlik güçlerine mahallelerde  “her türlü hava koşulunda” 24 saat devriye gezme emri vermişti.

Çin, Doğu Türkistan halkına karşı uyguladığı şiddete karşılık vermesinden endişe ettiği grupların herhangi bir saldırısını önceden haber verecek kişilere 16 bin dolar ödül vereceğini duyurdu.

Çin’in fakirleştirdiği ve insanlarını öldürdüğü halkı para ödülüyle yozlaştırmaya çalışması ise insanlık dışı olarak yorumlandı.

Doğu Türkistan’da Müslüman gençlere oruç yasağı

Müslümanlar Ramazan ayına hazırlanırken, Çin’in kuzeybatısında yaşayan halk yine Ramazan’da bazı kısıtlamalarla karşı karşıya kalacak. Çin her yıl, özellikle Ramazan ayında Müslümanların dini özgürlüklerini kısıtlayarak zulüm yapıyor. Bu yıl da Doğu Türkistan’da (Sincan Uygur Özerk Bölgesi) 18 yaş altı öğrencilerin oruç tutmasını yasakladı.

Dünya Uygur Kongresi sözcüsü Dilşat Raşit, Çin otoritelerinin ailelerden, çocuklarının oruç tutmayacağına yönelik söz ve garanti istediklerini açıkladı.

Çin makamlarının, tatil için Doğu Türkistan’a dönen Uygurlu Müslüman öğrencilere yönelik kısıtlamalarına göre, öğrenciler oruç tutamayacak ve dini aktivitelere katılamayacak. Kurallara uymayan öğrenciler cezalandırılacak.

Çin aileleri ispiyonculuğa sürüklüyor

Raşit, bölgedeki halkın 10’ar ev olmak üzere gruplara ayrıldığını ve bu kişilerden oruç tutanları ispiyonlamalarının istendiğini belirtti.

Çin’in ispiyon uygulamasına göre, eğer bu 10 evden tek bir çocuğun oruç tuttuğu ortaya çıkarsa, 10 aile birden ceza ödeyecek. Çin buna, “10 hane garanti sistemi” adını vermiş.

Hotan bölgesinde dini işlerle ilgilenen yetkililer de Uygurlu öğrencilere uygulanacak olan oruç yasağını doğruladı.

Geçen yıl da yasaklamışlardı

Geçen yıl da bölgede devlet memurları ve öğrencilerin Ramazan’da oruç tutması yasaklanmıştı.

Yasaklama genelgesinde, “Komünist Parti kadrolarının, devlet memurlarının (emekliler dahil) ve öğrencilerin Ramazan ayına özgü dini faaliyetlerde bulunması yasaklanmıştır” denildi.

Genelgede yasakların “Ramazan boyunca toplumsal istikrarın sağlanması amacıyla getirildiği” ileri sürüldü.

Camiye girmeyi yasakladılar

Geçen yıl Uygur halkına getirilen “Ramazan kısıtlamaları” kapsamında öğrencilerin Ramazan boyunca camiye gitmeleri de yasaklanırken, fitre ve zekât verilmesinin önü de kesildi.

‘Doğu Türkistan’da büyük bir katliam hazırlığı hissediyoruz’

İnsan Hak ve Hürriyetleri İnsani Yardım Vakfı (İHH) Genel Başkanı Bülent Yıldırım, Çin’in yüz binlerce asker ve birçok tankla Doğu Türkistan’ı çevirdiğini söyleyerek, büyük bir katliam hazırlığı hissettiklerini belirtti. Yıldırım, başta İslam ülkeleri olmak üzere bütün dünyanın olası katliamı önlemek için harekete geçmesi gerektiğini vurguladı.

Çin’in Doğu Türkistan’da gerçekleştirdiği katliamlara dikkat çekmek için İHH öncülüğündeki çeşitli sivil toplum kuruluşları basın toplantısı yaptı. Toplantıda konuşan sivil toplum kuruluşu temsilcileri, başta İslam ülkeleri olmak üzere dünyaya liderlerine çağrıda bulunarak Çin’in Doğu Türkistan’dakikatliamlarına son vermesi için harekete geçmelerini istedi.

İHH Genel Başkanı Bülent Yıldırım, yüz binlerce asker ve birçok tankın Doğu Türkistan’ın bütün şehirlerini şu anda çevirmiş durumda olduğu bilgisini verdi. Hükümete seslenen Yıldırım, “Öncelikle tarih boyuncaDoğu Türkistan’ın yanında yer almış Türkiye’ye, bir an önce bütün diplomatik ilişkileri devreye koyarak bu önümüzde olma ihtimali olan katliamı durdurma çabası içerisinde olma mecburiyetindeyiz.” şeklinde konuştu.

‘İSLAM DÜNYASI TİCARİ İLİŞKİLERİNİ KULLANSIN’

Çin’in çok sert davranacağını söylediğini aktaran Yıldırım “İslam ülkeleri acilen toplanmalı, İslam Konferansı Örgütü toplantı çağrısı yapmalı. Şuanda İslam dünyasıyla Çin arasındaki ticari ilişkilerin boyutu 300 milyar dolara yakın. Eğer bu ilişkiler kullanılırsa Çin elbette ki bu katliamlardan vazgeçecektir. Müslüman dünyasının liderlerine çağrıda bulunuyorum. Elinizdeki gücü kullanmayı öğrenin. Siz sadece kendi sınırlarınızdaki halklardan sorumlu değilsiniz. Her lider dünyanın öbür ucundaki dindaşlarından ve aynı dinden olmasa bile masum insanlardan sorumludur. O nedenle İslam Konferansı bir araya gelip, bütün İslam dünyasının liderleri birlikte Çin’e bu konuda çağrıda bulunmalı, tepki koymalı. Şunu unutmasınlar; şuan İslam dünyasının ticari hacmi eğer Çin’in aleyhine kullanılırsa Çin çok büyük ticari krize girer. Eğer Doğu Türkistan halkı yalnız bırakılırsa dünyadaki İslam liderleri halklar nezdinde bir yara daha alacaktır.” diye konuştu.

Sadece İslam dünyasının değil dünyanın her tarafındaki insanların son gelişmeden tedirgin olduğunu belirten Yıldırım, “Eğer 5 Temmuz’da yaptığınız katliamın bir benzerini yaparsanız inanın sokaklar Çinaleyhine yapılan gösterilerle dolacak. Mallarınız boykot edilecek. Çağrılar yapılacak. O nedenle Çin’e daha temkinli olması gerektiğini hatırlatıyoruz. Doğu Türkistan halkının yalnız olmadığını bilin.” ifadelerini kullandı.

‘DÜNYAYI KAOSA GÖTÜREN İŞLERDEN BİRİ OLUR’

Dünya liderlerine de seslenen Bülent Yıldırım, “Her şeyinizi siyasi dengeye ve ekonomik yapıya göre endeksliyorsunuz. Eğer Çin’in yapacağı bu katliama sessiz kalırsanız dünya halkları bugün nasıl sokaklardaysa daha çok sokaklara çıkacak. Dünyaya kaosa götüren işlerden biri olur. Eğer bu katliamlar yapıldığı sürece ses çıkarmazsanız zannetmeyin ki o mazlum halk sadece bu acıları çekecek. Sizin saraylarınız, sizin beş yıldızlı otelleriniz, sizin büyük binalarınız da aynı acıyla karşılaşacak. Her taraflarınız kuşatılacak. Eğer Doğu Türkistan’daki kuşatma devam ederse bütün batının başkentleri de kuşatılacak.” dedi.

Doğu Türkistan Maarif ve Dayanışma Derneği Başkanı Hidayet Oğuzhan da 26 Haziran 2013 tarihinde Doğu Türkistan’ın Turfan şehrinde bir grup Doğu Türkistan genciyle Çin güvenlik güçleri arasında çatışma yaşandığını ve bir Doğu Türkistan gencinin şehit olduğunu aktardı. Çin medyasının olayı çarpıtarak olayı çarpıtarak dünyaya duyurduğunu ifade den Oğuzhan, olayın sebebi ve yaşananlar hakkında yeterli bilgi vermediğini belirtti.

Çin’in 64 yıldır Doğu Türkistan’da din, dil, kültür, yaşam tarzı ve hayatın tüm alanlarına yönelik baskıcı bir politika izlediğini vurgulayan Hidayet Oğuzhan, bu baskının son dönemde daha da artarak Müslüman Türk halkının nefes alamaz hale getirildiğini söyledi. Yerli halkın ev, işyeri, tarla ve bahçelerinin işgal edildiğini aktaran Oğuzhan kırsallara ve çöllere göçe zorlanan halkın yerine Çinli göçmenlerin yerleştirildiğini bildirdi.

5 Temmuz 2009’da Urumçi’de yaşanan soykırımın yıldönümünün yaklaştığını hatırlatan Oğuzhan, Doğu Türkistan halkının bir kez daha kanlı kıyımdan geçirilmesinden endişe ettiklerinin altını çizdi. Çin’in bölgeye askeri yığınak yaptığını ifade eden Oğuzhan kanlı bir faciayla karşılaşmamak için bu basın toplantısını yaptıklarını dile getirdi.

Basın toplantısına katılan birçok Doğu Türkistan sivil toplum kuruluşu temsilcisi de yaşanan olayları kamuoyuyla paylaştı. Dernek temsilcileri, dünyanın Doğu Türkistan halkının sesine kulak vermesini istedi.

PAYLAŞ