ALİMLER UYARIYOR: Bid’atçilerden uzak durun – İlişkiyi kesin
Peygamber Efendimiz (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyuruyor: “Her kim bizim bu işimizde ondan olmayan bir şeyi sonradan ortaya çıkartırsa, o red olunmuştur.” (Buhari, Müslim)
Akaid (inanç) konusunda günümüzde bir çok sapık görüşlü Prof. etiketli veya olmayan kişiler halkın zihnini bulandırmaya çalışıyor. Bu kişiler bazen yeni bir görüş gibi gözüken fikir ortaya atarlar, bazen de geçmişte ehli sünnet alimlerinin çürütüp çöpe attığı görüşleri farklı bir üslup ile tekrar ederler. Alimler halkı bu konuda uyarıyor, itikatta bid’at sahibi olan kişilerden uzak durulmasını ihtar ediyorlar…
Rafizilik, haricilik, kaderiyye’nin ve mürcie’nin görüşleri, Sonra da bu fırkaların her birisinden pek çok fırkalar dallanıp, budaklanmış ve nihayet yetmişiki fırkayı bulmuşlardır, Peygamberi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in haber verdiği gibi.
Ehli Sünnet ve’l-cemaatin bu heva ve bid’at ehline cevap vermek hususunda oldukça güzel gayretleri olmuştur. Onlara karşı daima tetikte bulunmuşlardır. Bid’at ehline karşı söyledikleri sözleri hayli çoktur. Bunlardan sizlere birkaç örnek verelim:
BİD’ATÇİ, HADİS EHLİNE BUĞZEDER
İmam Ahmed b. Sinan el-Kattan şöyle diyor:
“Dünyada ne kadar bid’atçi varsa, mutlaka hadis ehline buğzeder. Çünkü adam bid’at ortaya koydu mu kalbinden hadisin lezzeti sökülüp, alınır.” (Nevevi, et-Tezkire)
Ne kadar mühim bir tesbit değil mi? Bid’atçilere bakın nasıl da hadis alimlerine sövüyor, onları tenkit ediyor hatta tekfir ediyorlar…
BİD’ATÇİ, RİVAYET ALİMLERİNE DİL UZATIR
İmam Ebu Hatim el-Hanzali er-Razi diyor ki:
“Bid’at ehlinin alameti rivayet alimlerine dil uzatmaktır. Zındıkların alameti ise rivayet ilmiyle uğraşanlara Haşviye ismini vermeleridir. Onlar böylelikle rivayetleri iptal etmek istediler. Cehmiyye’nin alameti ise ehli sünnete müşebbihe adını vermeleridir. Kaderriyye’nin alameti ise ehl-i sünnete Cebriyeciler ismini vermeleridir. Mürcie’nin alameti, ehli sünnete muhalifler ve noksancılar adını vermeleridir. Rafızilerin alameti, ehli sünnete Nevasıb adını vermeleridir. Ehl-i sünnete ise ancak bir isim uygun düşebilir. Bütün bu isimlerin onlar hakkında kullanılmalarına imkan yoktur.” (er-Razi, Aslu’s-Sünneti Va’tikadu’d-Din)
Yukarda dikkat çekilen husus sapık fırkaların Ehli sünneti suçlamak için çeşitli yollara başvurmalarıdır. Bunlar hem temiz itikadı bozarlar, hem de temiz olan itikadı yani ehli sünneti bu akımların isimleri ile isimlendirirler.
KADERİ İNKAR EDENDEN KAÇ!
Emir’ulmü’minin Ömer b Hattab (Radıyallahu anh) şöyle demiştir:
“Kur’an-ı Kerimin müteşabihleri ile sizlerle tartışacak birtakım kimseler gelecektir. Siz de onları sünnetlerle susturunuz, çünkü sünnete tabi olan kimseler Allah’ın kitabını en bilen kimselerdir.”
Abdulalh b. Ömer’den gelen rivayete göre ona kader inkâr eden kimseler hakkında soru soran kimseye şöyle cevap vermiştir:
“Bunlarla karşılaştığın zaman onlara şunu bildir ki İbni Ömer onlardan uzaktır, onlar da ondan uzaktır. Ve bu sözlerini üç kere tekrarlamıştır.” (el-Lalekai, Şerhu usuli İ’tikadi Ebli’s-Sunneti ve’l-Cemaa; İbn Batta, el-İbane)
BİD’ATÇİYE GÜVENME
Büyük ilim adamı zahid el-Fudayl b. Iyad şöyle demiştir:
“Bid’at sahibi kimseye dinin hususunda sakın güvenme, işlerinde onunla istişare etme. Onun yanında oturma, bid’at sahibi kimsenin yanına oturan bir kimsenin yüce Allah kalbini kör eder” (el-Lalekai, Şerhu usuli İ’tikadi Ebli’s-Sunneti ve’l-Cemaa; İbn Batta, el-İbane)
İmam Abdullah el-Mubarek de şöyle demiştir:
“Allahım! Bid’at sahibi bir kimsenin bana iyilik yapmasına ve bunun sonucunda kalbimin ona sevgi beslemesine imkan verme” (el-Lalekai, Şerhu usuli İ’tikadi Ebli’s-Sunneti ve’l-Cemaa; İbn Batta, el-İbane)
BİD’ATÇİ SÜNNETE BAŞVURMAZ
Muhammed b. Sirin şöyle demektedir:
“Bir bid’at ortaya koyup da sünnete başvuran kimse yoktur.” (Müslim, Mukaddime’de rivayet etmiştir)
BİD’ATÇİYE KIZ VERMEYİN
İmam Malik b. Enes şöyle demiştir:
“Bid’at ehli kimse nikahlanamaz, bid’at ehli kimseye kız verilmez ve onlara selam da verilmez.” (İmam Malik, el-Müdevvenetu’l-Kübra)
BİD’ATÇİDEN YARDIM İSTEMEYİN!
Ehli sünnetin imamlarından Ahmed b. Hanbel de şöyle demektedir:
“Şüphesiz bid’at ve heva ehlinden Müslümanlara ait herhangi bir iş hakkında yardım istememek gerekir. Çünkü böyle bir şey yapmak, dine en büyük zarardır.” (Menakıbu’l İbni Ahmed)
BİD’ATÇİNİN ARKASINDA NAMAZ KILAMYIN
Kadı Ebu Yusuf şöyle diyor:
“Ben Cehmiyyecinin, Rafızinin ve kaderiyeci kimsenin arkasında namaz kılmam.”
BİD’ATÇİLERLE MÜCADELE EDİN!
İsmail es-Sabuni’nin kitabından bir paragrafla bitirelim:
“Bu kitapçıkta kaydettiğim ifadeler onların hepsinin benimsediği bir inanç idi. Bu hususta birbirlerine muhalefetleri yoktu. Hatta bunların hepsi üzerinde icma etmişler, bununla birlikte bid’at ehlini kahretmek, onları zelil etmek, hakir düşürmek, uzaklaştırmak, uzakta tutmak, onlardan ve onlarla arkadaşlıktan, oturup kalkmaktan uzaklaşmak, onlara uzak kalıp, onlardan uzaklaşmak ile yüce Allah’a yakınlaşmak gereği üzerinde de sözbirliği etmişlerdir.”
SONUÇ!
Ehli sünnet alimler, itikadi bid’ate sahip olan kişilerden uzak durma hususunda bu kadar hassastı ve Müslümanları uyarırlardı. Ahiretimizin selameti için bu uyarılara kulak verelim. Ehli sünnete muhalif görüşü olanlardan uzak duralım. Eğer ilmi yeterliliğiniz yoksa cevap vermek için bile dinlemeyin. Yahudi Hıristiyanların cennete gireceğini söyleyen, kaderi inkar eden, İsa a.s nüzulunu inkar eden, mezhepsizliği körükleyen, kabir azabını, cennet ve cehennemin ebediliğini vs. konuları inkar edenlerin arkasında namaz dahi kılmayın.
Oturma münkirle yeme sancı, pas alırsın paklamaz her kalaycı…
www.ihvanlar.net