Atatürk laik devletin temellerini sarhoşken atmış!

   Ayyaşlık sarhoşluk tartışmaları arasında sizlerle şok eden bir bilgiyi paylaşacağız. Mustafa Kemal’in 12 yıl yanında sofracı ve hizmetçiliğini yapan Cemal Granda’nın 1973’de Hürriyet Yayınlarından çıkan “Atatürk’ün Uşağı İdim” kitabında gerçekten çok ilginç ayrıntılar bulunuyor. Onlardan birisi de Mustafa Kemal’in devrimlerini sarhoşken yapmasıydı. Hatta hizmetçiye göre ayık kafayla bu devrimleri yapması imkansızdı. İşte kitaptan bazı satır başları:

İÇKİLİ GECE EĞLENCELERİ
   “Atatürk sabahları erken kalkmazdı. Geceleri çok geç, çoğunlukla şafak sökerken yattığı için gündüz saat on bir, on ikiye doğru kalkardı.” (sf. 30)

   “Gezintiden sonra sofra faslı başlıyor ve çok geç saatlere dek sürüyordu. İçkili olan akşam yemeklerinde yakın arkadaşları, kabine üyeleri de hazır bulunuyor, bir çok memleket meseleleri burada hallediliyordu. Sofrasına belirli mesleklerdeki eski dostları ve silah arkadaşlarından başka, bilim, sanat, ticaret, endüstri dünyasının tanınmış kişilerinin topluca çağırıldığı da olurdu. Bu hal, 1938 yılı Haziranına dek, yani hastalığı kendisine değişik bir yaşayışı zorunlu kılıncaya kadar sürüp gitti.” (Sf. 18)

HER GÜN YARIM KİLO ŞARAP İÇERDİ
   “O gece yemek sabahın beşine kadar sürmüştü. Çoğu geceler böyle olur, meclisin horozlar öterken dağıldığı görülürdü. Bu yüzden Atatürk de sabah saat beşten önce yatağına girmezdi. Atatürk her gece yarım kilo (şarap) içerdi. Mezesi de tuzlu leblebiydi.” (sf 21)

DİN DEVRİMİ GİBİ KONULARI ORTAYA ATARDI
   “Atatürk’ün sofrada günlük olayların dışında harf devrimi, din devrimi gibi yeni ve heyecanlı konular da ortaya attığı olurdu… Herkesi konuşturur… Son sözü her zaman kendisi söylerdi…

   “Sofra konuşmalarında konuyu hep kendisi açar, başkalarının konu ortaya atmasına meydan vermez, sorduğu soruların karşılıklarını büyük bir dikkatle dinlerdi. Başkalarının yaptığı prensiplere değil, ancak kendi prensiplerine uyardı. Bir gün yurdumuza gelen bir yabancı gazetecinin yaptığı görüşmede “Programınız nedir?” sorusuna “Programım benim hareketimden çıkar” karşılığını vermişti.” (Sf 31)

KARARLARI SARHOŞKEN VERİRDİ
   “İçkiyi içtikten sonra sanki vahiy geliyordu. İçmediği zaman sakin, saygılı, çekingen, kibar bir salon adamıydı. İltifat etmesini de çok iyi biliyordu. Yalana ve riyaya katlanamıyordu. Özel hayatındayken de çok sakin olan Atatürk’e üç kadeh içtikten sonra vahiy geliyordu. Peygamber gibi. Bütün kararları o zaman veriyordu. Hepsi de isabetli şeylerdi. Devrimlerin çoğunu ayık kafayla yapmaya kalksaydı, belki de başaramazdı.” (Sf. 255) (Cemal Granda: Atatürk’ün Uşağı İdim. Hürriyet Yay. İstanbul. 1973)

   Buradaki bütün ifadeler hizmetini gören ve efendisine saygı duyan bir kölenin yazdıklarından ibaret. Yani biz kafamızdan uydurmuyoruz.

   Dolayısıyla üzerinde yaşadığımız laik ülkenin temellerinin nasıl atıldığını görebiliyoruz. Adam ne diyor: ayık kafayla yapmaya kalksaydı, belki de başaramazdı Zaten bu cümle her şeyi özetliyor.

 www.ihvanlar.net

PAYLAŞ