Sakal-ı Şerif ve Peygamberimizin eşyaları ile bereketlenmek
Değerli Gönül Dostları! Bu gün birçok Prof. etiketli adamlar tevhid ve şirkten dem vurmaya, Müslümanları şirkle, putçulukla suçlamaya başladı. Ama ne yazık kı daha putçuluğun ne demek olduğundan haberleri yok. Din adına şirk dedikleri şeyin Kur’an-ı Kerimde çok açık bir şekilde zikredildiğinden bile haberleri yok… Maalesef böyle cehalet söz konusu. Cahillerin din adına ahkam kestiği bir dönemdeyiz…
ŞİRKİN NE OLDUĞUNU BİLMEZLER
Şimdi bu tip insanlar kalkar ve Peygamber Efendimiz (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)in mubarek sakal-ı şerifiyle ve eşyaları ile bereketlenmenin şirk, putçuluk olduğunu iddia ederler.
Peygamberimizin sakalına hürmet, tazim ve bereketlenmek şirkmiş!
Dediğimiz gibi daha şirkin manasını bilmiyorlar…
Şirk, Allahu Teala’ya ortak koşmak, O’nun adına yapılan veya ayrı olarak yapılmış herhangi bir puta tapmak, Allah’a evlat isnadı yapmak, Allah’tan başka yaratıcı olduğuna (doğa, kainat gibi) inanmak gibi inanç meselesinden ibarettir. Yoksa bir şeyin mubarek olduğuna inanmak ve onunla bereketlenmek ne şirktir ne de putçuluktur.
BİR ŞEY MUBAREK İSE PUT MUDUR?
Kur’an-ı Kerimde mesela bir mubarek bir yerden bahsedilir:
“Mûsâ, ateşin yanına gelince o mübarek yerdeki vadinin sağ tarafındaki ağaçtan şöyle seslenildi: “Ey Mûsâ! Şüphesiz ben, evet, ben âlemlerin Rabbi olan Allah’ım.” (Kasas 30)
Mubarek bir geceden bahsedilir:
“Apaçık olan Kitab’a andolsun ki, biz onu mübârek bir gecede indirdik. Şüphesiz biz insanları uyarmaktayız.” (Duhan 2, 3)
Kur’an-ı Kerim de mubarektir:
“Bu Kur’an, âyetlerini düşünsünler ve akıl sahipleri öğüt alsınlar diye sana indirdiğimiz mübarek bir kitaptır.” (Sad 29)
Yukarıda zikredilen iki ayet-i kerimede bir yerin ve bir gecenin mubarek olduğundan, 3. ayette de Kur’an-ı Kerimin mubarek olduğundan bahsediliyor. Bakın başka bir ayette ise bir sandıktan nasıl bahsediliyor:
GÜVEN VEREN SANDIK
“Peygamberleri onlara, “Allah size Tâlût’u hükümdar olarak gönderdi” dedi. Onlar, “O bizim üzerimize nasıl hükümdar olabilir? Biz hükümdarlığa ondan daha lâyığız. Ona zenginlik de verilmemiştir” dediler. Peygamberleri şöyle dedi: “Şüphesiz Allah onu sizin üzerinize (hükümdar) seçti, onun bilgisini ve gücünü artırdı.” Allah mülkünü dilediğine verir. Allah lütfu geniş olandır, hakkıyla bilendir.
Peygamberleri onlara şöyle dedi: “Onun hükümdarlığının alameti size o sandığın gelmesidir. Onda Rabbinizden bir güven duygusu ve huzur ile Mûsâ ailesinin, Hârûn ailesinin geriye bıraktığından kalıntılar vardır. Onu melekler taşımaktadır. Eğer inanmış kimselerseniz bunda şüphesiz, sizin için kesin bir delil vardır.” (Bakara 247, 248)
Görüldüğü üzere Allahu Teala Musa ve Harun Peygamberlerin bazı eşyalarının içerisinde bulunduğu bir sandığı insanlar için güven ve huzur sebebi yapıyor…
Şimdi tevhid adına ahkam kesenlere bir soralım: Huzur ve güveni veren Allahu Teala neden sekineyi yani güven ve huzuru bu tabuta bağlamıştır?
Elbette cevap veremezler…
Demek ki Allahu Teala dilediği bir yeri, geceyi, sandığı mubarek kıldığı gibi dilediği ile bereketlendiriyor, güven ve huzur sebebi kılıyor.
SAKAL-I ŞERİF VE PEYGAMBERİMİZİN EŞYALARI
Gelelim Peygamber Efendimizin mubarek sakal-ı şerifine ve eşyalarına…
Peygamberimizin eşyaları ve sakal-ı şerifiyle bereketlenilir, Allah’ın izniyle şifalar bulunur. Buna inanmanız şirk olmadığı gibi inanmamanız sorun teşkil edebilir. Bakınız Kur’an-ı Kerimden bir örnekle bu işi kökten çözeceğiz.
Bildiğiniz gibi Yusuf Aleyhisselam babasının gözlerinin görmesi için gömleğini göndermişti. İşte o ayeti kerimeler:
“Bu gömleğimi götürün de babamın yüzüne koyun ki, gözleri açılsın ve bütün ailenizi bana getirin” dedi.
Kervan (Mısır’dan) ayrılınca babaları, “Bana bunak demezseniz, şüphesiz ben Yûsuf’un kokusunu alıyorum” dedi.
Onlar da, “Allah’a yemin ederiz ki sen hâlâ eski şaşkınlığındasın” dediler.
Müjdeci gelip gömleği Yakub’un yüzüne koyunca gözleri açılıverdi. Yakup, “Ben size, Allah tarafından, sizin bilemeyeceğiniz şeyleri bilirim demedim mi?” dedi. (Yusuf Suresi 93, 94, 95, 96,)
Bunlar ayeti kerimedir. İnanmayanlar George Bush gibi kafirdirler. Hiçbir farkları olmaz.
GÖZÜ AÇAN GÖMLEK!
Yusuf Aleyhisselam neden Allah’a direk dua etmemiş de gömleğini göndermiş? Bir gömlek nasıl gözü açar? Ey ilahiyatçı çağdaş aydın hocalar kafanız basıyor mu? Bir gömlek nasıl gözü açabiliyor? Yoksa size göre Yusuf Aleyhisselam’da mı haşa PUTÇU, MÜŞRİK?
Ey gidi Müslümanlar! İlimsiz kalınca sizi “bu yok, bu şirk, bu putçuluk” diyerek kandırırlar. Halbuki bakınız ayet-i kerimede açık açık Yusuf Aleyhisselam’ın gömleği ile Yakup Aleyhisselam’ın gözlerinin açıldığı bildiriliyor.
Musa Aleyhisselam’ın ve kardeşinin eşyalarının bulunduğu sandık güven ve huzur veriyor, Yusuf Aleyhisselam’ın gömleği ise yine bir peygamber olan babasının gölerini açıyor… Peki, Onlar Peygamberimizden daha mı üstüdürler?
Elbette Hayır! Peygamberimiz alemlerin hürmetine yaratıldığı, alemlere rahmet olan bir insandır.
“Seni ancak âlemlere rahmet olarak gönderdik.” (Enbiya 107)
Zahir, Batın, fiil, kavl, amel ve itikad bakımından örnek alınacak tek kişidir O:
“Andolsun, Allah’ın Resülünde sizin için; Allah’a ve ahiret gününe kavuşmayı uman, Allah’ı çok zikreden kimseler için her (yönden uyulması gereken) güzel bir örnek vardır.” (Ahzab 21)
Allahu Teala’nın ömrüne yemin ettiği tek insandır O.
“Hayatına (ömrüne) andolsun ki onlar gözleri dönmüş halde sarhoşlukları içinde bocalayıp duruyorlar dediler.” (Hicr 72)
Allah’u Teala’nın sevgisi kendisine ittibaya bağlanan tek insandır:
“De ki: “Eğer Allah’ı seviyorsanız bana uyun ki, Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın. Çünkü Allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.” (Al-i İmran 31)
Her şeyden daha çok sevmemiz emredilen kişidir O
“De ki: “Eğer babalarınız, oğullarınız, kardeşleriniz, eşleriniz, aşiretiniz, kazandığınız mallar, kesada uğramasından korktuğunuz bir ticâret ve beğendiğiniz meskenler size Allah’tan, peygamberinden ve onun yolunda cihattan daha sevgili ise, artık Allah’ın emri gelinceye kadar bekleyin! Allah fasık topluluğu doğru yola erdirmez.” (Tevbe 24)
Bu Yusuf Aleyhisselam’ın gömleğidir. Ya kainatın Efendisi, Alemlere rahmet olarak gönderilen Hazreti Muhammed Mustafa (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Efendimizin mübarek bedenine değmiş bir gömlek, O’nun mübarek bedenin ayrılmış bir parça nasıl Allah’ın izniyle nasıl şifa olmasın? Onunla nasıl bereketlenilmesin?
O bir nur değil mi?
“Size Allah’tan bir nur ve apaçık bir Kitap geldi.” (Maide/15)
SAHABE BEREKETLENMEK İÇİN YARIŞIRDI
Hudeybiye anlaşması yapıldığı senede Kureyş, Urve bin Mes’udu Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’e gönderdiğinde, ashabının O’na yaptığı tazimlerden (çok acayip) şeyleri gördüğünde şöyle demiştir:
“Abdest alınca artan suyunu almak için koşuşurlardı, öyle ki neredeyse bunun için birbirleriyle vuruşacaklardı.
Tükürdüğü veya sümkürdüğünde, avuçlarıyla onu kaparlar ve yüzlerini ve bedenlerini onunla ovarlardı. O’ndan bir kıl düşse, hemen süratle onu kaparlardı.
Onlara bir iş ile emretse, sür’atle emri yapmaya koşarlardı. Bir söz söylese, yanında seslerini kısarlardı. O’na karşı tazimlerinden dolayı bakışlarını O’na yöneltmezlerdi.”(Buhari 1/67)
Kureyş’in yanına dönünce şöyle demiştir: “Ey Kureyş topluluğu! Ben, Kisra, Kayser ve Necaşi’ye saltanatları vaktinde gittim, Allah’a yemin olsun ki ben, bunlardan hiç birinde, Muhammed’in ashabı içindeki durumu (yani O’na gösterdikleri hürmet) gibisini görmedim.”
RESULULLAHIN GÖZ AÇAN ENTARİSİ
Resulullah efendimiz aleyhisselam çarşıya çıkıp, bir entari satın aldı. Giderken gördü ki, bir a’ma oturmuş, “Allah rızası için ve Cennet elbiselerine kavuşmak için, bana kim bir gömlek verir” diyordu. Almış olduğu entariyi buna verdi. A’ma, entariyi eline alınca, misk gibi güzel koku duydu. Bunun, Resulullah efendimizin mübarek elinden geldiğini anladı. Çünkü, Resulullahın bir kere giydiği her şey, eskiyip dağılsa bile, parçaları da misk gibi güzel kokardı. A’ma dua ederek, “Ya Rabbi, bu gömlek hürmetine, benim gözlerimi aç” dedi. İki gözü hemen açıldı. (Zad-ül Mukvin)
SAKAL-I ŞERİF HAKKINDA
Buraya kadar Peygamberlerin ve özellikle Peygamberimizin eşyaları ile bereketlenileceğini ve bunların mubarek olduğunu anlıyoruz. Yusuf Aleyhisselam örneği ile de bunun bir şirk ve putçuluk olmadığını Kuranı Kerimden öğreniyoruz.
Peki, sakalı şerif hakkında Peygamberimizden gelen bir rivayet var mıdır?
Buhari ve Müslim gibi sahih hadis kitaplarında bu konu yer almaktadır:
îbn Şîrîn şöyle demiştir: Abîde’ye şöyle dedim: “Elimizde Hazreti Peygamber’in (saç veya sakal) kıllarından var. Biz Enes (veya Enes’in ailesi) aracılığı ile bunu elde ettik”.
Abide şöyle dedi: “Benim elimde O’ndan şefe bir kılın bulunması benim için dünyadan ve dünyadakilerden daha sevimlidir.(Buhari Abdest bölümü)
“Enes’in bildirdiğine göre Resûlullah başını tıraş ettirince onun saçının kıllarından alan ilk kişi Ebû Talha oldu.”
Açıklama
Buhârî bu eseri nakletmekle, Ebû Talha’nın elde ettiği saç kılının onun ailesinde kaldığını, sonra da onların azatlılarına geçtiğini belirtmek istemiştir. Çünkü Muhammed’in babası Şîrîn, Enes İbn Mâlik’in azatlısı idi. Enes ise Ebû Talha’nın üvey oğlu idi.
Ebû Talha el-Ensârî , Enes’in annesi olan Ümmü Süleym’in kocası idi.
Bu hadisi Müslim, İbn Sîrîn’den şu lafızla rivayet etmiştir: Hazreti Peygamber, şeytan taşlayıp kurbanını kestikten sonra berber onun saçının sağ tarafını kesti. Sonra Hazreti Peygamber Ebû Talha’yı çağırarak saç kıllarından ona verdi. Sonra berber saçın sol tarafını kesti. Hazreti Peygamber sol tarafın kıllarından da Ebû Talha’ya vererek şöyle buyurdu: “Bunları insanlara dağıt.[ Müsiim, Hac, 56. (Çev.)]
Abdülkasım bin Me’mun hazretlerinin yanında, Peygamber efendimizin bir çanağı vardı. Bundan su verdiği hastalar şifa bulurlardı. Peygamber efendimiz abdest aldığı zaman, Eshab-ı kiram, Onun abdest suyuna dokunmak ve düşen bir kılını almak için yarışırlar ve bununla bereketlenirlerdi. O da bu hareketlerini kabul buyururdu. Hatta, mübarek başını tıraş ettiği zaman, bereketlenmek için, mübarek saçını, Eshabı arasında paylaştırmasını Ebu Talha hazretlerine emrederdi. (Buhari)
Görüldüğü üzere peygamber Efendimiz, sakallarının dağıtılmasını istemiştir. Nasipli sahabeler bu sakal-ı şerifleri ömür boyu saklamışlardır:
“Uzun zaman Resulullah efendimize hizmetle şereflenen Enes bin Malik, kendisi ile beraber bir sakal-ı şerifin defnolunmasını vasiyet etti. Allahü teâlânın huzuruna sakal-ı şerif ile birlikte çıkmak istedi. (Buhari)
PEYGAMBER DÜŞMANLARI!
Görüyorsunuz ki Peygamber düşmanlarının bütün iddiaları çürük ve içi boş. Bu halleri ile Müslümanları suçladıkları şirke kendileri düşmüş oluyorlar. Çünkü iddiaları ilahi kelam ile kendi aleyhlerine dönmüş durumdadır.
Peygamberimize hürmetsizlikte önde gelen vehhabi selefilerdir. Ellerinden gelse Medine’deki kabri şerifini bile yıkarlar. Ülkemizde de bu akımlardan etkilenmiş, kime ve neye hizmet ettiği belli olmayan insanlar vardır. Peygamber Efendimize bir kafirin yapamayacağı hürmetsizliği yaparlar. Ondan bahsederken yüzleri değişir ve bir kinin eseri görülür… Bunlar muhabbetsiz insanlardır. Anamız babamız sana feda olsun diyemezler çünkü şeytana kurban etmişlerdir.
Allahu Teala bu Peygamber düşmanlarının şerlerinden İslam ümmetini muhafaza eylesin…
Peygamber Efendimizin bize kadar ulaşan emanetlerine sahip çıkıp bereketlenmeyi ve kıymetini bilmeyi nasip eylesin…
www.ihvanlar.net