Özgür-Der Yılmaz Çakır’dan inkar semineri

   Artık moda olan inkarcılık furyasına bir yenisi daha eklendi. Kurumun ve kişinin ismini bilip tedbir almanız açısından burada zikretmek gerektiğini düşündük…

   Özgür-Der Eynesil Temsilciliğinin düzenlediği ‘Kurani Perspektifin İnşası’ seminerinde Haksöz Dergisi yazarı Yılmaz Çakır

   Eynesil’de Kader-Kadercilik, Kaza-İrade, Şefaat ve Vesile konularında hezeyanlarını sıraladı.

ŞEFAAT YOKMUŞ!

   Yılmaz Çakır Şefaat anlayışını İslam’ın ortaya çıkarmadığını, Mekke Müşrik toplumunun kurtuluş teolojisi çerçevesinde putlara şefaat yetkisi veren bir algıyı kucağında bulduğunu söyleyen Çakır, Allah’ın izin kavramı çerçevesinde aslında kimseye şefaat izni vermediği anlayışını ortaya koyarak tüm şefaat yetkisini kendisinde topladığını, Vahiyler ve peygamberler göndererek insanların kurtuluşu için yardımda bulunduğunu söyledi.

   Yılmaz Çakır, şefaat anlayışının yol açtığı temel sıkıntıların Allah ve tevhid anlayışı bağlamında ele alınabileceğini söyleyerek: Birinci olarak şefaat anlayışı, Tevhid anlayışımızı bozar. Allah-u Teala’nın hükümranlığı alanına kullarından birini sokması makul de masum da değildir. İkinci olarak, şefaat telakkisi Allah’ın adalet ve hakkaniyet vaadiyle ve hakikatiyle çelişir. Üçüncüsü, söz konusu yanlış algı kullardan bazılarını Allah’tan daha merhametli gibi sunma tehlikesi taşır. Dördüncü olarak da; Allah’ın bilme, tanıma vasfına halel getirir.
EL-CEVAP
   Öncelikle konuşmacının inkâr etmek için bile hiçbir delile tutunamadığını, konuşmasında felesefeden başka hiçbir şey göremiyoruz. İslam ise nakil dinidir. Naklin olduğu yerde akıl sükut eder.

   Vesile kavramına da değinen Çakır, “Ey inananlar, Allah’tan sakının, O’na vesile arayın ve O’nun yolunda cihad edin ki, kurtuluşa eresiniz” (Maide, 35) ayetinin bağlamı dışında anlamlandırıldığını uzak İlah anlayışından dolayı şah damarımızdan bile yakın olan Rabbimize ulaşmak için Mekkeli müşrikler gibi aracılar edinmemiz gerektiği anlayışını eleştirerek yapacağımız her türlü salihat bizi Rabbimiz katında mükâfatı kazananlardan edecektir dedi.
   Vesile, kendisiyle bir amaca ulaşmak için yapılan yakınlaştırıcı ameldir. Birçok müfessir vesileyi yakınlık diye yorumlamıştır. Diğer bir ifadeyle vesile, yaklaşma vasıtası, Allah katında yakınlık kazandırıcı, sevaba nail kılıcı hususlardır. O halde Allah katında yakınlık kazandırıcı her güzel iş, O’na bağlılığı pekiştiren her amel vesilenin konusuna dahildir dedi.

EL-CEVAP.
   Amelin Allah’a yaklaştıran bir vesile olduğunu kabul eden konuşmacı ayetin “vesile arayın” emrine sadece amel ile sınırlandırması ayet ile çelişmektedir. Kimi müfessirler bunu amel ile, kimisi de bir veli ile yorumlamıştır. “Arama” emri, şer’i alan içerisinde dairenin geniş olduğuna işarettir. 

 

 

   Konuşmacı devamla Kaza, kadare el atıyor. Kader inancının Hazreti Muaive Radıyallahu Anh’ten geldiğini, iman hususları içinde yer almadığını iddia ediyor.

BİLİN VE ŞUURLANIN
   Size bu konuları daha önce izah etmiştik. Ancak inkacılığın hangi kurum ve kuruluş adı altında kimler tarafından yapıldığını bilmeniz gerekiyor. Bunların ehli sünnetten saptığını bilirseniz böyle faaliyetlerden uzak durursunuz…

   Diğer bir konu adamlar inkar etmek için gece gündüz durmuyorlar, seminerler, konuşmalar, konferanslar düzenliyorlar. Bizim daha çok çalışıp insanları şuurlandırmamız gerekiyor.

www.ihvanlar.net

PAYLAŞ