Salavat ve Peygamberimize Salavat getirmenin lüzumu

ihvanlar    O’ndan başka hİçbir Peygambere verilmeyen bir özellik, hiç bir ümmete verilmeyen bir rahmet kapısıdır Salavat…

      İmam-ı Tahavî şöyle demektedir: “İnsan Resulüllah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in adını andığı veya bir başkasından duyduğu her keresinde; salavat-ı şerife okumak kendisine vaciptir.”

    Salat ve salavat nedir? Peygamber Efendimiz’e ismi anıldığında salavat getirmek gerekir mi? Salavatın fazileti nedir?

   Salat: Tebrik, tezkiye, duâ manalarına gelir. Salât’ın çoğulu salavât gelir.

   Salat kelimesi Ayeti Kerimelerde bir çok yerde geçmektedir. Mesela zikir, tesbih ve duayı cem ettiği için namaza da “salat” denilmiştir.

Ancak konumuz Kur’an-ı Kerimin şu ayetinde geçen “Salat” ile alakalıdır:
   “Allah ve O’nun melekleri Peygamber’e salât ederler. Ey mü’minler, siz de Ona salât ediniz ve samimiyetle selam veriniz” (el-Ahzab, 33/56)

Ayet-i Kerimede geçen Salat ne demektir?
   Buradaki “salat” dua etmek, rahmetine bürünmek manalarına gelir. Ancak ayette 3 tane salattan bahsedilmektedir. 1- Allah’ın Salatı, 2- Meleklerin Salatı, 3- Müminlerin Salatı.. 

Allah (Celle Celaluhu) ve meleklerin Salatı
Allahu Teala’nın salatı: Merhameti, affı, rahmeti, bağışlaması
Meleklerin salatı ise: istiğfarıdır…

    “O, sizi karanlıklardan aydınlığa çıkarmak için size merhamet eden; melekleri de sizin için bağışlanma dileyendir. Allah mü’minlere çok merhamet edendir.” (Ahzab 43)

    Allahu Teala’nın salatı, kulunu affetmesi, rahmeti ile kuşatması, makamını yüceltmesidir. Mü’minlerin salatı da ona “Allah’ın salat etmesini” istemesidir.

   Kâ’b b. Ucre’den şöyle rivayet edilmiştir: Dedik ki, Yâ Rasulallah! Sana selâm vermeyi biliyoruz, sana salât nasıl olur? Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: “Ey Allah’ım! İbrahim’e salât ettiğin gibi, Muhammed’e ve âline de salât et…” deyin.. (Buhârî, Tefsir, 33/10)

   Allahu Teala, Resulüllah’a edilen salâtı karşılıksız bırakmamış, O’nun da bize salât etmesini istemiştir:
“Onlara salât (duâ) et. Çünkü senin salât’ın, duan onlar için sükûnettir” (Tevbe, 103)

SALAVAT BİZİM İÇİN BİR İBADETTİR
   Salat emri Müslümanların bir vazifesidir. Bu, Allahu Teala’nın mü’minler üzerine yüklediği bir vecibedir. Salavatın ömürde bir defa getirilmesi farzdır. Diğer salavatları ise nafile ibadettir. Ömründe hiç salavat getirmeyen bir Müslüman günahkar olur. 

Salavat-ı şerife mü’minler için bir rahmettir:
   Abdullah İbni Amr İbni Âs radıyallahu anhümâ Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’i şöyle buyururken dinlediğini söylemiştir:
   “Kim bana bir defa salâtü selâm getirirse, bu sebeple Allah Teâlâ da ona on misli merhamet eder. “ (Müslim, Salât 70. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Vitir 26; Tirmizî, Vitir 21; Nesâî, Ezân 37, Sehv, 55)

   İbni Mes’ûd radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Kıyâmet gününde insanların bana en yakın olanları, bana en çok salât ü selâm getirenleridir. “ (Tirmizî, Vitir 21)

   Allah ve melekleri, peygambere salât-ü selâm ettiğine göre, bizim salât-ü selâmımıza ne gerek var?
   Cevap: Biz diyoruz ki, peygambere yapılan salât, peygamberin o salata olan ihtiyacından dolayı değildir. Aksi halde, peygambere Allah salât-ü selâm edince, meleklerin de salâtına hacet kalmazdı. Bu ancak, ona duyulan saygıyı izhâr etmek içindir. Nitekim Cenâb-ı Hak da, hiç ihtiyacı olmadığı halde, bize, Kendisini zikretmemizi farz kılmıştır. Bu ancak, Cenâb-ı Hakk’ın bundan dolayı bize mükâfaat vermesi için ve de bize bir şefkat ve merhamet olsun diye, tarafımızdan peygambere duyulan saygıyı ortaya koymak içindir. İşte bundan dolayı Hz. Peygamber (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) “Kim bana tek bir defa salât-u selâm getirirse, Allah Teâlâ da ona on defa salât (merhamet) eder” (Darimi, rikak, 58 (2/317)

   Resulüllah’a tazim ve hürmet etmek, O’nu saygısızca ve aramızdan birisymiş gibi anmamak için Allahu Teala bu emri vermiştir. Başka bir ayet-i kerime bu konuyu özetler:
“Peygamber’i kendi aranızda birbirinizi çağırır gibi çağırmayın.” (Nur 63)

PEYGAMBERİMİZ SALAT-U SELAMA KARŞILIK VERİR
   Yine Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
   “Bir kimse bana salâtü selâm getirdiği zaman, onun selâmını almam için Allah Teâlâ ruhumu iade eder. “ (Ebû Dâvûd, Menâsik 96. Ayrıca bk. Ahmed İbni Hanbel, Müsned, II, 527)

   Evs İbni Evs radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem:
“Günlerinizin en faziletlisi cuma günüdür. Bu sebeple o gün bana çokça salâtü selâm getiriniz; zira sizin salâtü selâmlarınız bana sunulur” buyurunca, ashâb-ı kirâm:
– Yâ Resûlallah! Vefat ettiğin ve senden hiçbir eser kalmadığı zaman salâtü selâmlarımız sana nasıl sunulur? diye sordular.
Bunun üzerine Peygamber aleyhisselâm:
– “Allah Teâlâ peygamberlerin bedenlerini çürütmeyi toprağa haram kıldı” buyurdu. (Ebû Dâvûd, Salât 201, Vitir 26. Ayrıca bk. Nesâî, Cum`a 5; İbni Mâce, İkamet 79, Cenâiz 65)

İSMİ ANILDIĞI ZAMAN SALAVAT GETİRMEYEN…
   Hazreti Ali radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
   “Cimri, yanında ismim anıldığı halde bana salâtü selâm getirmeyen kimsedir. “ (Tirmizî, Daavât, 101. Ayrıca bk. Ahmed İbni Hanbel, Müsned, I, 201)

   Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
   “Yanında ismim anıldığı halde bana salâtü selâm getirmeyen kimse perişan olsun. “ (Tirmizî, Daavât 101)

   Peygamberimizin “perişan olsun” sözü ümmetine bir beddua değil, ayet-i kerimenin gereğini yerine getirmediği için başına gelecek halin beyanıdır.

CUMA GÜNÜ BİZZAT ALIR
   Evs İbni Evs radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
   “Günlerinizin en faziletlisi cuma günüdür. Bu sebeple o gün bana çokca salâtü selâm getiriniz; zira sizin salâtü selâmlarınız bana sunulur. “ (Ebû Dâvûd, Salât 201, Vitir 26. Ayrıca bk. Nesâî, Cum`a 5; İbni Mâce, İkâmet 79, Cenâiz 65)

SALAVATIN GETİRİLMEYECEĞİ YERLER
İbni Abidin’de bu konu şöyle ele alınıyor:
   “Kur’an okunurken veya hutbede Peygamber (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) in ismini işitmek dahi istisna edilir. Çünkü bunlarda susarak dinlemek vaciptir. Fetevayı Hindiyye’nin kerahiyet bahsinde şöyle denilmektedir: “Bir kimse Kur’an okurken Peygamber (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)in ismini işitse salâvat getirmesi vacip olmaz.Ama okumayı bitirdikten sonra salavat getirirse iyidir.”

DİĞER PEYGAMBERLERE ALEYHİSSELAM DENİLİR
   Diğer Peygamberler için “salat” emri olmadığı için Onlara hürmeten isimleri anıldıkları zaman Kur’an-ı Kerimde geçtiği üzere selam verilir… “Aleyhisselam” denilir..
Alemler içinde selam olsun Nuh’a. (Saffat/79)
İbrahim’e selam olsun. (Saffat/109)
Musa’ya ve Harun’a selam olsun. (Saffat/120)
İlyas’a selam olsun. (Saffat/130)
Gönderilmiş (peygamber)lere selam olsun. (Saffat/181)

   Siz yeni yeni türeyen babasının dahi sapık ilan ettiği kişilere aldanıp da Salavat emrinden geri kalmayın, Peygamber Efendimize aşkla, iştiyakla, muhabbetle Salavat getirin. Zikir, dua, salavat… Bunlar bizim kazanç kapılarımız. Şeytanın askerleri bu kazancınızdan sizi alıkoymak isterler. Onlara kulak verirseniz mahrum olursunuz.

www.ihvanlar.net

PAYLAŞ