Atatürk’ün din hakkındaki sözleri
Tarihe baktığımız zaman iki farklı Atatürk görüyoruz. Bunlar Cumhuriyet’ten öncesi ve sonrası olarak ikiye ayrılıyor.
Öncesinde bir Şeyhü’l İslam edasıyla İslamı müdafaa eden Atatürk görmenize karşılık sonrasında İslamın ve dinin karşısına dikilmiş bir insan görüyorsunuz. Yazımızın değişmesi, giyim kuşamımızın batılılaştırılması, şapka kanunu, medreselerin kapatılması ve daha bir çok uygulama da bunun bir göstergesi oluyor.
Atatürk Cumhuriyeti kurduktan sonra gerçek düşüncelerini saklamıyor ve her platformda açıklıyordu. İşte o sözlerden bazıları:
Kuran: “Gökten indiği sanılan kitapların doğmaları”
…Fakat bu prensipleri, gökten indiği sanılan kitapların doğmalarıyla asla bir tutmamalıdır. M. Kemal (Kaynak: Söylev ve demeçler, cilt 1, s 389. (1 Kasım 1938’deki son meclis konuşması)
“Suçlu Allah’ın dinidir.”
Kralların ve padişahların istibdadına (baskılı yönetim), dinler mesnet olmuştur. M. Kemal (Kaynak: Atatürkün El Yazmaları, Medeni Bilgiler, s 30.)
“Kuran’ın yasalarını Muhammed yazmıştır.”
Muhammed’in koyduğu esasların toplu olduğu kitaba Kur’an denir. (Kaynak: Atatürkün emriyle liselerde okutulan tarih kitabı (1938), 2. cilt)
“Din, körü körüne bağlanmaktır.”
Gerçekte dinleri konusunda halkın hiçbir fikri yoktur, din dediği şey, bilinmeyen inanç dizgelerine ve gizle karışık emellere kör bağlılıktan başka birşey değildir. M. Kemal (Kaynak: Atatürkün El Yazmaları, Medeni Bilgiler, Afet İnan)
“Tanrı tarafından gönderildiğini söyleyen adamlar (!)”
Tarih bize öğretir ki, bütün dinler, milletlerin cehaletlerinin yardımıyla utanmaksızın Tanrı tarafından gönderildiğini söyleyen adamlar tarafından tesis olunmuştur. M. Kemal (Kaynak: Atatürkün El Yazmaları, Medeni Bilgiler, Afet İnan)
“İnsanları Allah değil “tabiat” üretti”
Natür (Tabiat) insanları üretti, onları kendisine taptırdı da… M. Kemal (Kaynak: Atatürkten Düşünceler, Derleyen: Prof. Enver Ziya)
“Duanın faydası yoktur.” M. Kemal
Ali Kılıç (İstiklal mahkemeleri savcısı, merhamet nedir bilmez)anlatıyor: “Meclise geldik. Bir de müezzin geldi. Müezzin ezan okudu. Meclis kapısından içeri girdiğimiz zaman atatürkün önüne sırmalı elbiseler giyinmiş bir imam dikildi. Atatürk ne istediğini sordu. İmam ellerini kaldırarak: “Dua etmeden girilmez!” dedi. Atatürk, “Bu yurt askerin süngüsü ile kurtarıldı ve bu meclis onun gayretiyle kuruldu. Yoksa senin duanla değil! Çekil oradan!” dedi ve imamı eliyle iterek meclise girdi.” (Kaynak: Kemal Arıburnu, Atatürkten Anekdotlar-Anılar)
Aynı M.Kemal yanına hocaları alıp dualarla meclisi açmıştı. Ama artık emeline ulaşmıştı. İktidarı ele almış ve içindekileri alenen dışa vurmaya başlamıştı.
“Arapların dini Türkleri mahvetti”
Türkler, Arapların dinini kabul etmeden evvel büyük bir milletti. Arap dinini kabul ettikten sonra Türk milletinin milli rabıtaları gevşedi; milli hisleri ve heyecanı uyuştu. Bu pek tabii idi. Çünkü Muhammed’in kurduğu dinin gayesi, bütün milliyetlerin fevkinde, bir arap milleti siyasetine müncer oluyordu. M. Kemal (Kaynak: Medeni bilgiler ve Atatürkün El Yazmaları, Afet İnan, Türk Tarih Kurumu Basımevi, Ankara 1969, s 364-365)
Hocaları toptan kaldırmadıkça hiçbir iş yapamayız. Bugünkü kudret ve prestijimizle bugün bu inkilabı yapmazsak, başka hiçbir zaman yapamayız.
M. Kemal (Kaynak: Kazım Karabekir, Paşaların Kavgası; Emre Yayınları, Aralık 1991, s 165.)
İnsanlar ilk devirlerinde pek acizdi. Kendilerini koruyamıyorlar, hiçbir hadisenin de sebebini bilmiyorlardı. Kendilerini koruyacak bir kuvvet aradılar. Nihayet insanlık vicdanında bir kuvvet yarattı. O da işte Allah’tır. Herşeyi ondan beklediler, ondan istediler. Hastalıktan, felaketten korunmayı hep Allah’larından istediler. Fakat modern çağlarda insan herşeyi Allah’tan beklemedi. Ancak toplumdan bekledi. Her şeyin koruyucusu insan cemiyetidir. Bizi koruyan, refah içinde yaşatan toplumdur.
M. Kemal (Kaynak: Enver Behnan Şapolyo, Atatürk ve Milli Mücadele Tarihi, 1932, s 305.)
Masum ve cahil insanları, yüzlerce Allah’a taptırmak veya Allah’ları muayyen gruplarda toplamak ve en nihayet bir Allah kabul ettirmek, siyasetin doğurduğu neticelerdir. M. Kemal (Kaynak: Türk Tarihinin Ana Hatları, 1930, Devlet Matbaası, s 220-221 )
İnsanlar, kurtçuklar gibi sulardan çıktılar en önce… İlk ceddimiz balıktır. İşler daha daha ilerledikçe o insanlar, primat zümresinden türediler. “Biz maymunlarız”; düşüncelerimiz insandır. M. Kemal (Kaynak: Ruşen Eşraf Ünaydın, Atatürk Tarih ve Dil Kurumları, s 53.)
Muhammed, iptida Allah’ın resuluyüm diyerek ortaya çıkmamıştır, bunu düşünmemiştir. Bu düşünce, senelerce mücadele ettikten ve fikirlerini neşreyledikten sonra kendisinde hasıl olmuştur. M. Kemal (Kaynak: Nokta Dergisi, 17 Kasım 1985)
Muhammed’in peygamberliğinin başlangıcına dair birçok eski rivayetler vardır. Bunlar artık efsanelere karışmıştır. Hakikatte peygamberin ilk söylediği Kuran ayetinin ne olduğu malum ve belki de mazbut değildir. Kuran sureleri Muhammed’e açık semada peyda olmuş bir şimşek gibi günün birinde, birdenbire bir taraftan inmiş değillerdi. Muhammed’in söylediği sureler uzun bir devirde dini düşüncelerinin ürünü olmuştur. Muhammed, bu surelere birçok çalıştıktan ve incelemeler yaptıktan sonra edebi şeklini vermiştir. M. Kemal (Kaynak: Afet İnan, Atatürkün El Yazmaları, 2000’e Doğru Dergisi, 8. Sayı, s 15-16.)
“Beyni sulanmış hafızlar”
Türk milleti, bir kelimesinin manasını bilmediği halde, Kuran’ı ezberlemekten beyni sulanmış hafızlara döndüler. M. Kemal (Kaynak: Medeni Bilgiler, Afet İnan, Türk Tarih Kurumu Basımevi, Ankara 1969, s 364-365.)
Dini ve namusu olanlar kazanamazlar, fakir kalmaya mahkumdurlar. Onun için önce din ve namus telakkisini kaldırmalıyız.(Kaynak:İstanbul, Tekin Yayınevi, 1990, s 83-84.)
Benim bir dinim yok ve bazen bütün dinlerin denizin dibini boylamasını istiyorum. Hükümetini ayakta tutmak için dini kullanmaya gerek duyanlar zayıf yöneticilerdir, adeta halkı bir kapana kıstırırlar. M. Kemal (Kaynak: Andrew Mango, Atatürk, s 447.)
www.ihvanlar.net