İskilipli Atıf Hoca’nın idam öncesi görüntüleri
Şapka Kanunu’ndan 18 ay önce yazdığı kitap sebebiyle darağacına gönderilen İskilipli Atıf Hoca’nın, idamdan önceki son fotoğrafları görenleri hüzünlendirdi.
Bir devlet nasıl olur da sarık ve şapkayı bahane ederek binlerce masumun canına kıyabilmişti?
Tarihte bir eşi daha var mıydı?
Meclis kayıtlarına göre binlerce kişi idam edilmiş. Hatta bazı köylerin erkeklerinin tümüyle idam edildiği görülmüştü. BURADAN OKUYABİLİRSİNİZ
Peki sebep neydi?
Sebep Milleti cahil ve sahipsiz bırakmaktı… O dönemde asılan insanları inceleseniz anlayacaksınız ki ya alimdir ya da insanların üzerinde tesirli bir siyasetçidir.
Alimleri idam etmenin iki sebebi vardı.
1.si İslamı yok etmek için yapılacak devrimlere karşı halkı galeyana getirebilecek insanları ortadan kaldırmak
2.si ise hakiki alimleri yok ederek halkı “hoca” görünümlü soytarıların eline mahkum etmek…
“Yazısı” elinden alınarak bir gecede cahil yapılan halk, gerçek alimlerin yok edilmesiyle de cehaletin karanlıklarına gömülüyordu. Anadolu insanı her ne kadar din hususunda sağlam olsa da gelecek neslin, önünde diz çökeceği, dini ilimleri tahsil edeceği ve en önemlisi halka gerçekleri anlatacak alimler yok edildiğinden halk bir anda sudan çıkmış balık gibi olmuştu.
Evet şuan içerisinde bulunduğumuz cehaletin kaynağı da budur. Din konusunda içi boşaltılan “su içmenin bile orucu bozup bozmadığını” soracak hale gelen halkımızın bu boşluğu, sistemin türettiği hoca görünümlü sapıklar tarafından doldurulmaya çalışılıyor.
Eğer o alimler asılmamış olsalardı biz bu halde olur muyduk? Bu devrimler yapılabilir miydi? Halk bu derece cahil kalır mıydı? Elbette hayır…
1925’TE ŞAPKA İDAMLARI!
İşte o yıl Türkiye’de İslam aleyhine yapılan bazı faaliyetler…
- 27 Ağustos 1925 M. Kemal ünlü şapka konuşmasını yaptı. “Bunu açık söylemek isterim. Bu serpuşun ismine şapka denir. Redingot gibi, smokin gibi, frak gibi, işte şapkamız”
- 30 Ağustos 1925 M. Kemal , “Efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, mensuplar memleketi olamaz. En doğru ve en hakiki tarikat, tarikat-ı medenniyedir” dedi.
- 1 Eylül 1925 M. Kemal, Kastamonu dönüşünde Ankara’da ellerde şapkalarla karşılandı.
- 2 Eylül 1925 Tekke ve zaviyelerin kapatılması ve memurların şapka giymesine karar verildi.
- 23 Eylül 1925 M. Kemal, ” Güzel bir serpuş olan şapkadan pek az bir müddette dervişler, mürit ve hocalar da memnun kalacaklardır.” dedi.
- 14 Kasım 1925 Sivas’ta bazı kişiler şapka inkılabına karşı duvarlara yazılar astı. İmamzade Mehmet Necati, bu nedenle idama mahkûm oldu.
- 24 Kasım 1925 Erzurum’da da şapka inkılabına karşı gösteriler yapıldı. Tutuklananlardan 13’ü idama mahkûm oldu ve Erzurum’da 1 ay sıkıyönetim ilan edildi.
- 25 Kasım 1925 Şapka giyilmesi hakkındaki kanun çıktı. Kanun kabul edilirken, Rize’de şapka ve diğer inkılaplara karşı gösteriler yapıldı. Göstericilerden 8’i idama mahkûm edildi.
- 28 Kasım 1925 25 Kasım’da kabul edilen şapka kanunu 28 Kasım’da yürürlüğe girdi.Başta memurlar olmak üzere herkes şapka giyecek.
- 30 Kasım 1925 Meclis’te tekke ve zaviyeler ile türbelerin kapatılmasına ilişkin kanun ve salahiyetsiz sarık ve ruhani kıyafet taşıyanların cezalandırılmasına ilişkin kanun kabul edildi.
www.ihvanlar.net