Şeytanlar Ramazan’da bağlanır mı?

Bu konuda Hz.Peygamber (S.A.V.) Efendimiz şöyle buyuruyor:

“Ramazan ayının ilk gecesi girince şeytanlar ve cinlerin azgınları zincire vurularak bağlanır. Cehennemin kapıları kapatılır, hiçbir kapısı açılmaz. Cennet kapıları ise sonuna kadar açılır, hiçbirisi kapalı tutulmaz.”1

Ramazanda kendisini cennete götürecek iyi işler yapan Mü’mine cennetin kapıları açılmış, cehenneme götürecek kötülüklerden sakındığı için de cehennem kapıları ona kapanmış demektir. Oruç sayesinde nefsine hâkim olup şeytana uymadığı için de şeytani etkisiz hale getirmiş olur.

Cehennemin malzemesi günah, müşterileri günahkârlar, reklâmcıları da şeytanlardır. Ramazanda topluma hâkim olan manevî hava sebebiyle genellikle günahlardan uzaklaşır. İnsanlar cehennemin pazarlama ve reklâm büroları yerine cennete açılan mabetlere yönelirler. Şeytani gürültüler yerine ilahi seslere kulak verirler. Kaba ve bayağı arzular yerine derunî zevklere talip olurlar, âdeta melekleşirler. Şeytanların kuşatmasını yararlar, cennete giden yolda büyük mesafeler kat ederler.

Ramazan ayı girince şeytanların zincire vurulduklarını âdeta görür gibi oluruz. Bunu neredeyse herkes fark eder ve anlar. İnsanlar her zamankinden daha fazla ibadete yönelirler. Oruçlar tutulur, Kur’an-ı Kerîm’lar okunur, camiler dolup taşar. Herkeste bir Ramazan heyecanı başlar. Günahlardan elini eteğini çekemeyen pek çok insan Ramazan ayının başlamasıyla tövbe istiğfar eder, Rabbine yönelir, Onun mağfiretine sığınır. Günah yuvaları birer birer müşteri kaybeder, bazısı da kapanır, bazısının kapısına da sahipleri kilit vurur: “Ramazan dolayısıyla kapılıyız” diye…

Nefsin ve şeytanın sesine kulak vermeyip bütün zorluklarına rağmen oruç tutarak, zekât ve sadaka vererek, uzun teravih namazları kılarak, uykusunu bölüp sahurlara kalkarak Cenab’ı Hak’kın rızasını kazanmaya, çalışan kullara karşı şeytanların elleri kolları bağlı kalmakta, kulların irade ve azimleri karşısında hezimete uğramaktadırlar. Resmi istatistiklere göre Ramazan ayında suçların gözle görülür şekilde azalması bunun en canlı delilidir.

Bütün bunlar olurken, şeytanlar yine boş durmazlar. Her ne kadar bağlansalar, zincirlenseler ve bir kenarda tutulsalar da, bir şekilde “işlerini” görürler, faaliyetlerini sürdürürler. Bununla birlikte imtihan sırrı devam eder. Yoksa bütünüyle şeytanlar işten el çektirilselerdi, sesleri kısılsaydı, etkinlik alanları tamamen bitseydi, bu sefer herkes ister istemez imana gelecek, Müslüman olacaktı. O zaman da dünyanın bir imtihan yeri olduğu ortadan kalkacaktı, Mü’min kâfir ayırımı kalmayacaktı.

Hadis-i şerifte geçen “merede” kelimesi, şeytanın bir sıfatıdır ve inatçılar, direnenler demektir. Demek ki, bütün şeytanlar değil, en inatçı şeytanlar bağlanmaktadır. Hadis-i Şerif’ten anlaşıldığına göre şeytan tamamen etkisiz hale getirilmiyor, büyükleri, en azılıları bağlansa bile diğerleri belli bir alanda icraatlarını devam ettiriyor. Eğer insan, onların icraat alanına girmezse bir şey olmaz. Şeytanlar ona yaklaşamaz. Mesela, barlar pavyonlar şeytanın kol gezdiği yerlerdir. İnsan buralara gider içki içer, eğlenir, kendinden geçer de, silahıyla bir adamı vurursa, “hani şeytanlar bağlanmıştı” diyemez. Şeytan, ölmüyor Ramazanda, sadece sınırları daraltılıyor, tesir gücü azaltılıyor, faaliyet alanı küçültülüyor. İnsan da bu arada dikkatli olmalı, onun sahasına girmemeli ve Ramazanda büyük bir ivme kazanarak, Ramazan sonrası şeytanların her yanda avını kurup beklediği zamanlar için manevi gerilim elde etmeye çalışmalıdır.

Ramazan-ı Şerif’te de hatalar işlendiği, günahlara girildiği ve büyük yanlışlıklar yapıldığı bir gerçektir. Fakat bu Kur’an-ı Kerîm ayında Mü’minlerin elde ettiği büyük kâr düşünüldüğünde ve şeytanın buna razı olmayacağı, adeta hırsından deliye döneceği ve insanları günahlara çekmek için bütün hilelerini kullanacağı göz önünde bulundurulduğunda hakikaten merede-i şeyâtînin elinin-kolunun bağlanmış olduğu anlaşılacaktır.

Her an şerrinden ALLAH Teâlâ’ya sığındığımız şeytana karşı sürdürdüğümüz savaş diğer bütün savaşlardan daha önemli ve daha zordur. Çünkü şeytana mağlup olanlar başka hiç bir savaşta galip gelemezler. İnsanoğlunun şeytanla savaşı, babamız Hz.Adem (A.S.) ve anamız Hz.Havva ile cennetle başladı ve şeytanın zaferiyle sonuçlandı. İnsanoğlunun bu mağlubiyetinin faturası çok ağır oldu. Şeytanın iğvasıyla çıkarıldığımız cennete tekrar dönebilmenin mücadelesini veriyoruz. Zaten savaş da bu eksende cereyan ediyor. Biz cennete girmenin savaşını veriyoruz, şeytan ise sokmamanın savaşını veriyor.

Şeytana karşı zafer kazanmanın en güzel mevsimi şüphesiz Ramazan ayıdır. Çünkü Ramazan şeytana ve şeytani arzulara karşı en güçlü siper, oruç ise en sağlam kalkandır.

dipnot

(1) Buhari, Savm:5; Müslim, Sıyâm:2

PAYLAŞ