İBNİ TEYMİYYE – SAPIKLARIN ATASI

   Miladi 1943 senesinde vefat eden Seyyid Abdülhakim Efendi buyuruyor ki: “Dinde reform sapıklığını ortaya ilk çıkaran İbni Teymiyye oldu. Bu sapıklık sonradan, cahiller ve İslam düşmanları tarafından küfre kadar götürüldü.”

   Yazıya başlamadan önce şöyle bir hatırlatma yapmak isteriz. İngiliz ajanı sayesinde Vehhabiliği kuran Muhammed b. Abdülvehhab’da İbni Teymiyye’nin ve talebesi İbnii Kayyım’ın kitaplarından etkilemiştir.

   Bu gün dinde reformdan bahsedenlerin üstadı İbni Teymiyye’dir. Günümüzün reformdan bahseden ve durmadan yeni şeyler ortaya atan Porfesör ve hoca geçinenleri buna göre değerlendirmenizi tavsiye ediyoruz.

   İbni Teymiyye’yi tanımak için fikirlerini ve o dönemdeki âlimlerin sözlerine kulak vereceğiz. Sizlerde bu bedbahtın ne derece tehlikeli olduğunun farkına varacaksınız.

İBNİ TEYMİYYE
   Bu şahıs miladi 1263’de Harran’da doğdu ve 1328’de Şam’da ümmeti şerrinde korumak için hepsedildiği kalede hastalanarak öldü.

   Ehlisünnet âlimlerini beğenmiyordu. Tasavvufu büsbütün inkar ediyordu. Muhyiddin-i Arabi, Sadreddin-i Konevi (Rahmetullahi aleyh) gibi İslamın göz bebeklerine kafir diyordu (haşa). Halbuki bir Müslümana kafir diyenin kendisinin kafir olacağını bilmeyecek akdar cahil değildi. Ne yazık ki, İslamiyeti kendi görüşüne, dar kafasına uydurmaya kalkışmış, aklı ermediği hakikatleri inkar ederek delalete düşmüştü.

   İbni Teymiyyeciler Abdülvehhab Şa’rani’yi yalan ve iftira oklarına hedef yapmışlardır. Çünkü o “Tabakat-ül Kübra” adlı kitabın ön sözünde şöyle der:
   “Veliyi ancak veliler tanır. Veli olmayanın ve velayetten haberi olmayanın, velayete inanması, onun inadcı ve cahil olduğunu gösterir. Şimdi İbni Teymiyye’nin tasavvufu inkar etmesi ve ariflere dil uzatması böyledir. Bunun gibi kimselerin kitabını okumamalı, yırtıcı hayvandan kaçar gibi onlardan sakınmalıdır”

MÜCTEHİDLERİ BEĞENMİYORDU
   İbni Teymiyye, ilk müslümanların, Kur’an-ı Kerime ve hadis-i şeriflere uyduklarını, sonradan gelen mezheb imamlarının, kendi görüşlerini de işe karıştırdıklarını söylüyor. Ehlisünnete çatıyordu. Hâlbuki ehlisünnet âlimleri hiçbir zaman nakilden ayrılmamışlardır. Naklin olduğu hiçbir yerde kendi görüşlerine uymamışlardır. Hele İmam-ı Azam’ın kendi görüşünü nakilden aşağı tuttuğu İslam âlimlerinin söz birliği ile sabittir.

   İbni Teymiyye bunu söylerken Kur’an-ı Kerimi hiçbir nakle dayanmadan kendi görüşüne tefsir ediyordu. Aynı bu gün “hadisi şerifleri inkâr” edip dini kendileri yorumlamak isteyenlerin olduğu gibi.

   Ortalığa fitne atmak için elinden geleni yapıyordu. Ehli sünnet âlimlerinin Kur’an-ı kerimi ve hadisi şerifleri yanlış anladıklarını, Ashab-ı Kiramın bile çok yerde yanıldığını, Kur’an-ı Kerimin doğru manasını kendisinin anlamış olduğunu savunuyordu.

   İslam âlimleri bu şarlatana kyıtsız kalmadılar ve görüşlerini kitaplarını inceleyerek reddiyeler yaptılar. Zatın son derece sapık olduğu anlaşıldı. Babasından miras kalan müderrislik kürsüsü elinden alındı. Fakat o yine rahat durmuyor, müşebbihe adı verilen bid’at fırkasının sözlerini ortaya çıkarıyor, Allah’u Teâlâ’ya madde ve cisim diyordu.

ALLAH BENİM GİBİ İNER! (Haşa)
   Bu bozuk inancında o kadar ileri gitmişti ki, bir gün Şam Camii’nin minberinde “Cenab-ı Hak, gökten yere benim şimdi indiğim gibi iner” diyerek minberden aşağı indiğini, İbni Battuta haber veriyor. Dört mezhebin âlimleri İbni Teymiyye’nin bu sözüne reddiyeler yazarak, müslümanların itikatlarının bozulmasını önlediler.

   Mısır Sultanı Nasır’ın yanında toplanmış olan âlimler ve devlet adamları, böyle bozuk sözleri yaydığı için, onu Kahire kalesi kuyusuna hapsettiler. Peygamberimiz hakkındaki sapık ifadeler sebebiyle de tekrar tekrar hapsedildi.

HANBELİYİM DEDİ, HANBELİ ALİM REDDİYE YAPTI
   İbni Teymiyye Hanbeli mezhebinden olduğunu söylerdi. Hâlbuki 4 mezhepten olmak için öncelikle Ehlisünnet olmak icap eder.

   Hanbelî âlimlerinden Mer’i, İbni Teymiyye ‘nin hal tercümesini yazmış “Kevakib” adlı kitabında onun mezhep imamlarını taklit etmediğini ve icma tanımayan yazılarını bildirmektedir.

   Kıyas yaptıkları için ehlisünnet âlimlerine saldırdığı halde, çok yerde ve hele “mecmu’at ür-risale” kitabında, kendisi de pek çok kıyas yapmıştır.

   “Ancak üç mescide ziyaret için gidilir” hadis-i şerifini “Ancak üç mescid ziyaret edilir” şekline çevirmiş, Resulüllah’ın kabrini ziyaret için bile gitmek günah olur demiştir. İbni Hacer-i Haytemi “Fetva-yı fıkhiyye” kitabında buna uzun uzun cevap vermiştir.

   CEHENNEMİN SONSUZLUĞUNU İNKÂR EDERDİ
   Ebül Hasen-i eş’ari hazretlerinin mezhebine ve bu derin âlimin, kaderi ve Allah’u Teâlâ’nın isimlerini açıklamasına ve azab yapılacağını bildiren ayetlere verdiği manalara çatmakta idi. Cehennem azabının kâfirlere de sonsuz olmayacağını söylerdi.

   Hükümetlere verilen her çeşit vergi, zekât yerine geçer derdi.

   Salahiyyede, el-Cebel Camiinde hazreti Ömer (Radıyallahu anh)ın çok hata yaptığını söylemiştir. Bir toplantıda hazreti Ali’nin üçyüz defa yanıldığını söylemiştir.

   Münavi’nin “Künüz” kitabında ve İmam-ı Ahmedin sahihinde ve “Mir’at kainat” kitabında yazılı olan bir hadis-i şerifte: Allah’u Teala, doğru sözü Ömerin dili üzerine koymuştur” buyruldu. Resulüllah “Ömer yanılmaz” dediği halde İbni Teymiyye çok yanıldığını iddia ederek bu haids-i şeriflere de karşı gelmiştir.

İBNİ TEYMİYYE’NİN KÂFİR OLDUĞUNU SÖYLEYENLER BİLE VAR
   İslam âlimlerinden bazısı, İbni Teymiyyenin Müslümanlıktan çıktığını, mürted olduğunu bildirmektedir. İbni Battuta, İbni hacer-i Mekki, Takıyüddin-i Subki ve oğlu Abdülvehhab, İzeddin bin Cem’a ve ebu Hayyan Zahiri Endülüsi gibi sözleri sened olan derin alimler, onu bid’at ehli, sapık saymışlardır.

ÖVÜYORDU ARAŞTIRINCA REDDİYE YAPTI
   İmam-ı subki de, ibni Teymiyyenin ilmini, zekasını çok övüyordu. Burhaneddin bin Müflh “Tabakat”ta diyor ki: “İmam-ı Subki Zehebiye yazdığı mektupta İbni Teymiyye’yi çok övmüştü. Fakat, İmam-ı Subki de “Erreddü-li-İbni Teymiyye kitabında onun ehli sünnetten ayrıldığını, delalete düştüğünü yazmaktadırlar.

TALEBELERİ İBNİ KAYYIM VE ZEHEBİ
   Fikirlerini aşıladığı birkaç kimse özellikle ibni kayyım ve Zehebi, onu aşırı övmektedirler. Mason Abduh da bu İbni Teymiyye’nin görüşleri ile zehirlenmiştir.

SAPIKLIĞI HERYERDE TESCİL EDİLDİ
    Son asrın derin alimlerinden Yusuf nebhani (Şevahidül-hak) kitabında ve Şam alimlerinden Ebu Hamid bin Merzuk, iki cilt kitabında, Osmanlı alimlerinin büyüklerinden şeyhül İslam Mustafa Sabri Efendi “El-ilm ve akl” adlı kitabında İbni Teymiyye’nin sapıttığını vesikaları ile isbat etmişlerdir.

SAVUNANLAR NASIL SAVUNUYOR?
   Bu reformisti savunanlar şöyle diyor: “Tasavvufcular aleyhindeki yazıları, onları darılttı. Talak hakkındaki fetvaları, fıkıh âlimlerini düşman etti. Sıfat-ı İlahiye hakkındaki fetvaları da kelam âlimlerini gücendirdi. Bu yüzden kelam, fıkıh ve tasavvuf âlimleri buna karşı birleşerek cezalandırdı”  diyerek kısaca savunuyorlar.

   Din âlimlerinin bir iki kelime için bir müslümana düşmanlık yapacağına, ona zulm edeceklerine, tuzağa düşereceklerine milleti inandıracaklarını sanıyorlar. Onu mazlum, İslam âlimlerini ise zalim yapıyorlar. Onun Ehlisünnete savaş açan bir sapık olduğunu gizliyorlar.

İBNİ TEYMİYYE HAKKINDA SÖYLENENLER
   İbni Hacer-i Askalani “Dürer-ül kamine” kitabında, Zehebiden alarak diyor ki: “İbni Teymiyye ilim üzerine konuşurken hiddetlenir, karşısındakini mağlup etmeye çalışırdır.”

   İmam-ı Suyuti “Kam’ul mu’arıd” kitabında buyuruyor ki: “İbni Teymiyye, hibirli idi. Kendini beğenirdi. Herkesten üstün görünmek, karşısındakini küçümsemek, büyüklerle alay etmek âdeti idi”.

   Şam alimlerinden Muhammed Ali Beğ, “hıttatüş-Şam” kitabında “İbni Teymiyyenin hedefi, Luther adındaki papazın hedeflerine benzer, fakat Hıristiyanlığın Müceddidi muvaffak oldu, İslam Müceddidi olamadı” diyerek onun planlarını alay ederek deşifre etmiştir.

   Pakistan’ın büyük alimlerinden Sailküt şehrinin imam ve hatibi, Mevlana Muhammed Ziyaullah’ın “Vehhabiliğin Hakikati” kitabı urdu dilinde olup, 1969’da basılmıştır. 93. Sahifesinde diyor ki: Hindistan büyük alimi, dünyanın tanıdığı yüzlerce kıymetli kitabın yazarı Mevlevi Abdülhay Lüknevi “Gaysül Gamam” kitabında “Sonra gelen Şevkaninin de, önce gelen ibni Teymiyyet-el harrani gibi ilmi çok aklı az idi. Tıpkı onun gibi idi. Hatta onan daha şağı idi.” Demektedir.

SADREDDİN KONEVİ HAKKINDA BAKIN NE DİYOR
   Bu gün Konya’da kabri bulunan ve Müslümanların uğrayıp Fatiha okumadan geçmediği Konevi hazretleri hakkında ibni Teymiyye diyor ki: “Muhyiddin-i Arabinin arkadaşı olan Sadreddin, akliyat ile kelam ilimlerinde, üstadından daha ileride olmakla beraber, ondan daha kafirdir, daha az bilgili, daha az imanlıdır. Bunların mezhepleri kafirlik olduğu için, daha hünerli olanları, daha çok kafir oluyor”

    Yavuz Sultan Selim han devri alimlerinden Muhammed Şeyh-i mekki hazretleri bile Süleymaniye Kütüphanesi kısmında bulunan “El-canib-ül-garbi” kitabında, Muhyiddin-i Arabi Hazretlerine yapılan saldırıları cevaplandırdıktan sonra İbni Teymiyye’nin “Cennet ve cehennemin sonsuluğunu inkarına” reddiye yapmıştır.

ÇOK TEHLİKELİ VE SAPIK
   Maalesef bu sapığın fikirlerini savunanlar, onu halen daha “müceddit” sayanlar vs. var. Bu kişilere çok dikkat ediniz. Nerede görev yapıyorsa yapsın ve kiminle olurlarsa olsunlar böyle sapıklara medhiye düzenlerin, onlardan alıntılar yapanların ilmi seviyeniz yok ise makale, video ve konuşmalarından uzak durunuz. İlmi çalışmalarına itibar etmeyiniz.

   Sonra bir kıvılcım sıçrayıverir de bütün itikadınızı, ibadet ve inanç sisteminizi zayi ederler.

www.ihvanlar.net

PAYLAŞ