Teravih Namazının Dindeki Yeri

   Teravih namazı 20 rekattır ve sünnet-i müekkededir. Ramazan ayında yatsı namazından sonra kılınır. Teravih konusunda bütün sahabenin icmaı vardır yani hiç bir itiraz olmadan sahabenin onayı ve uygulaması mevcuttur. Onlar da bunu Resulüllah’tan almışlardır.

   Peygamber Efendimiz ve halifelerinin kıldığı, teşvik ettiği, bütün ilmihal kitaplarında yeri olan teravih namazının olmadığını iddia edeler vardır. Bu yazıda onlara cevap vereceğiz…

RAMAZANIN GECELERİNİ İHYA ETMEK
   Peygamberimiz (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) buyuruyor ki:
   “Her kim inanarak ve karşılığını Allah’tan bekleyerek Ramazan’ı ihya ederse, geçmiş günahları bağışlanır” (Buharî, İman, 25, 27; Müslim, Musafi’in, 173, 176; İbn Mace, İkametu’s-Salâ, 173; Tirmizî, Savm, 83)

   Başka bir hadis-i şerifinde ise Ramazan’ın nasıl ihya edileceği bildirilmektedir:
   “Allah size Ramazan orucunu farz kılmıştır, ben de size gece namazını (teravihi) sünnet kıldım” Her kim inanarak ve sevabını Allah’tan bekleyerek Ramazan’ı oruçla, gecelerini namazla ihya ederse, anasından doğduğu gün gibi günahlarından temizlenmiş olur” (İbn Mâce, İkametu’s-Salâ, 173; İbn Hanbel, I, 191, 195). (İbn Mâce, İkametü’s, Salâ, 173; İbn Hanbel, I,191 vd.) buyurmaktadır.

   Bütün bunlardan anlaşılıyor ki Peygamber Efendimiz, Ramazan ayının gündüzünü oruç ile geçirdikten sonra gecesinde de namaz kılmamızı emrediyor.

 PEYGAMBER EFENDİMİZ DE KILMIŞ VE KILDIRMIŞTIR
  Peygamber Efendimiz (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Ramazan ayı gecelerinde nafile namaz kılmış ve cemaate de kıldırmıştır.

   Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Ramazanda mescitte gece bir namaz kıldı. Sahabenin çoğu da onunla birlikte o namazı kıldı. İkinci gece yine aynı namazı kıldı. Bu kez O’na tabi olarak aynı namazı kılan cemaat daha fazla oldu. Üçüncü gece mescit’e gitmedi. Orayı dolduran cemaat onu bekledi. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ancak sabah olunca mescide çıktı ve cemaata şöyle buyurdu:
   “Sizin cemaatle teravih namazını kılmaya ne kadar arzulu olduğunuzu görüyorum. Benim çıkıp, size namazı kıldırmama engel olan bir husus da yoktu. Ancak ben size, teravih namazının farz olmasından korktuğum için çıkmadım” (Buharî, Teheccud, 57).

   Ebû Zer (Radıyallahu anh)’dan nakledildiğine göre, Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Ramazan ayının sonuna doğru bazı gecelerde ahsabına, gecenin üçte birini geçinceye kadar teravih namazını kıldırmıştır (İbn Mâce, İkametu’s-Salâ, 173).

    Bu hadis-i şeriften de anlaşıldığı üzere Peygamberimiz (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) teravihi emrettiği gibi kendisi de kılmış ve kıldırmıştır.

CEMAATLE TERAVİH
   Yukarıdaki hadis-i şeriflerden de anlaşılacağı üzere Peygamber Efendimiz teravih namazına çok önem vermiş kılmış ve kıldırmıştır.

   Ebû Hureyre (Radıyallhu Anh)’nın naklettiği bir başka hadiste de Rasûlüllah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in Ramazan ayında, ashabtan bir grubu, Ubey b. Kab (Radıyallahu Anh)’ın arkasında cemaatle namaz kılarken gördü ve “Doğru yapıyorlar, yaptıkları şey ne güzeldir” diyerek tasvip ettikleri haber verilmiştir (Ebû Dâvud, İkâmetu’s-Salâ, 190).

   Hadis-i Şeriften de anlaşılacağı üzere Peygamber Efendimiz kendisinin kıldırdığı gibi, cemaatle teravih namazı kılan sahabeyi görünce tasvip etmiş ve memnuniyetini dile getirmiştir.

   Peygamber Efendimiz “Ancak ben size, teravih namazının farz olmasından korktuğum için çıkmadım” buyurmuştu. Hazreti Ömer (Radıyallahu anh) de vahyin sona ermesi ile artık farz olmayacağından emin olduğu için halkı, teravih namazını cemaatle kılmaya teşvik etmiştir.

   Hazreti Ömer (Radıyallahu Anh) Mescid-i Nebevî’de halifeliğinin son zamanlarında teravih namazını yirmi rekât olarak kıldırdı. Sahabe efendilerimizden, Dört halife devrinde ve sonra da kimse teravihin cemaatle kılınmasına karşı çıkmadı.

   Hazreti Ömer (Radıyallahu anh)’ın teşvik ettiği ve sahabelerin de karşı çıkmadığı bu sünnete uyulması ise yine Peygamber efendimizin şu hadis-i şerifi ile sabittir: “Benden sonra benim sünnetimden ve raşit halifelerin sünnetinden ayrılmayın” (Tirmizî, İlim, 16; İbn Hanbel, IV, 126)

   İmam Ebû Hanife’ye Hazreti Ömer (Radıyallahu Anh)’ın bu hususta yaptığı uygulama sorulunca, şöyle demiştir: Teravih namazı hiç şüphesiz müekked bir sünnettir. Hazreti Ömer, bu namazın cemaatle ve yirmi rekat kılınmasını şahsi bir ictihadı ile yapmadığı gibi, bir bid’at olarak da emretmemiştir. O, kendisinin bildiği şer’î bir esasa ve Hazreti Muhammed (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in bir vasiyetine dayanarak böyle yapmıştır (et-Tahtavî, Haşiye, 334).

BİLİNMESİ GEREKENLER
   Teravih namazı 20 rekattır. Bu konuda Hazreti Ömer ve sahabelerin yani Ümmetin icması vardır. Cemaatle kılınması toplumsal buluşmanın sağlanması ve şeytanın vesveselerine, gevşekliğe, tembelliğe karşı bir çözüm olması açısından teşvik edilmiştir.

   Teravih namazı, Ramazan ayına mahsustur; vakti, tercih edilen görüşe göre, yatsı namazından sonradır, sabah namazının vaktine kadar devam eder. Vitir namazı teravih namazından sonra kılınır. Ancak teravih namazından önce kılınmasında da herhangi bir sakınca yoktur. Ancak teravih namazı yatsı namazından önce kılınmaz. Kılındığı takdirde, iâdesi gerekir. Bu namazın gece yarısından veya gecenin üçte birinden sonraya tehir edilmesi müstehaptır. En sağlam görüşe göre, teravihte cemaat olmak sünnet-i kifâyedir. Yani bir mescitte hiç kimse teravihi cemaatle kılmazsa, hepsi günahkâr olur. Teravih namazına, yarısında yetişen kimse, önce yatsı namazının farzını kılar ve daha sonra teravih namazını kılmak için imama uyar. Eksik kalan teravih rekatlarını, daha sonra kendisi tamamlar. Hatim ile teravih namazını kılmak sünnettir.

   Teravih namazını, her iki rekatta bir selâm vererek on selâm ile bitirmek daha faziletlidir. Dört rekatta bir selam vermek de caizdir.

   Teravih namazının kazası yoktur. Bilindiği gibi farz ve vacip namazlar kaza edilirler.

   Kişi öncelikle 5 vakit namazına sonra bu gibi nafile ibadetlere önem vermelidir…

www.ihvanlar.net

PAYLAŞ