Allah’ın dengi ve benzeri yoktur

  Allah-u Teâlâ’nın dengi ve benzeri olmaktan münezzeh olduğu ve kemal sıfatlarıyla muttasıf olduğunun ispatı şu mealdeki ayeti kerime iledir:
  ”O’na benzeyecek hiçbir şey yoktur. O, semi ve basir’dir.” (Şura 11)
  
   Bu ayette Cenab-ı Hak:”O’na benzeyecek hiçbir şey yoktur” diyerek teşbihi (benzetmeyi) nefyetmiş (iptal etmiştir).”O, semi ve basir’dir” diyerek de sıfatlarının varlığını ispat etmiştir.
 
   Batınıyye ve Cehm b. Safvan’ın lideri olduğu cehmiyye gibi fırkalar, Allah ile yarattıkları arasında benzerliğe yer vermemek için, Allah Teala’yı ”mevcud, şey, hayy, alim, kadir” kelimeleriyle isimlendirmeyi bile caiz görmemişlerdir.
   Bu görüş yanlıştır. Zira böyle umumi bir vasıf ile benzerlik hasıl olmaz. Eğer olsaydı acz, kudretin – sukun hareketin – bal zehrin dengi sayılırdı. Yani bunlarda genel anlamda ortak bir yön olmasına rağmen birbirlerinin dengi değillerdir.
 
   Mutezile ise halik ile mahlûk arasında benzerliğe meydan vermemek gayesiyle Allah-u Teâlâ’yı ”ilim” ile vasıflandırmaktan kaçınmıştır.
   Bu görüşte yanlıştır. Çünkü bir insanın on kilo yükü kendisiyle taşıdığı kudret, diğer bir insanın yüz kilo ağırlığındaki yükü taşıyabildiği kudretle en hususi vasıflarında müşterek olduğu halde ona benzemez. Yani aradaki fark benzerliği ortadan kaldırır.
 
   Bize göre benzerlik, ancak bütün vasıflarda iştirak vaki olmakla teşekkül eder. Öyle ki iki şey, tek vasıfta bile iştiraki sağlayamazsa benzerlik hasıl olmaz. Bunun misali şudur:
   Biz ilmi insanlara nisbet ettiğimizde o ilim= vardır, arazdır, sıfattır, ilimdir, sonradan yaratılmıştır, varlığı caiz (varlığı da yokluğu da müsavi) olandır, zamanın her anı içinde yenilenendir.
  Şayet ilimi Allah’a nisbet edersek o ilim= mevcuddur, sıfattır, kadimdir, varlığı zaruridir, ezelden ebede devam edicidir….
   İşte bu ilim hiçbir suretle yaratıkların ilmine benzemez.
 
   Biz maturilere göre iki şeyin benzer olmasının ölçüsü biri için caiz olan vasıfların diğeri içinde caiz olmasıdır. Eş’arilerce denildi ki: benzerlerin ölçüsü, birbirlerinin yerini tutabilmeleridir. Şüphe yok ki bu hal Allah Teala’nın sıfatları ile mahlukatın sıfatları arasında mevcud değildir.
 
www.ihvanlar.net

PAYLAŞ