Rabıtanın tesir etmesi için 3 şart gereklidir

Malum olduğu üzere; rabıta-ı şerife, velilik gücüyle tasarruf yetkisine sahip olan kamil bir insana yapıldığı takdirde muteber olur ki, bunda üç şart vardır.

   1- Mürşidin, vaki hasebiyle (gerçekte) bu mertebede olması,
   2- İtikad hasebince (müridin inancında) da mürşidin böyle olmasıdır.

   Bunlardan sadece birinin bulunması kafi değildir. Zira birincisi yeterli olacak olsaydı (mürşidin mertebesi olup müridin itikadı olmasaydı) Peygamber (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ve velilerin varlıkları yeterli olurdu.

   Halbuki Ebu Cehil ve Ebu Leheb’in durumu, bunun böyle olmadığına şahittir. Ebul Hasen el-Harkani (Kuddise Sirrahu) “Ebu Cehil, Resulüllah’ı görmedi, o ancak Abdullah oğlu Muhammed’i gördü.”(Sallallahu aleyhi ve Sellem) Eğer Resulüllah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)i görecek olsaydı, elbete şekavetten kurtulup, saadete ererdi.” Buyurdu. Ve buna delil olarak: “Ve onların sana baktıklarını görürsün, oysa onlar görmezler.”(A’raf suresi 198’den) mealindeki ayeti celileyi okudu.

   Kafa gözü ile görmek, bu saadeti kazandırmaz. Bilakis kalp gözüyle ve tam bir ittiba ile görmek bu saadeti kazandırır. (İsmail Hakkı Bursevi Ruhul Beyan 2/24)

   İkinci durum yani kişinin inancı yeterli olsaydı, puta tapanların, yaptıklarını bir şey sanmalarından dolayı istifade etmeleri gerekirdi. Çünkü tapanın her ne kadar inancı sağlam olsa da tapılan boş olduğundan bir fayda sağlaması beklemez. Dolayısıyla bu iki unsuz birbirini destekler ve biri olmadan diğeri bir işe yaramaz.

   3- Malum ola ki; rabıtanın müride faydası ancak muhabbete mukarin (şeyhine karşı olan sevgisiyle birlikte) olması halinde tahakkuk eder. Zira sevgisiz olan rabıta fayda vermez, aksine zarar verir.

   Muhabbet ise mevhibe-i Haktır (sevgi, Allah’u Teala vergisidir). İktisabi değildir (çalışmakla kazanılmaz)
Bu yüzden sevgide tekellüf (zoraki ve yapmacık bir tavra sahip olmak) zındıklık olup, bu’d iras eder (manevi uzaklaşmaya sebebiyet verir)

Et rabıta şeyhe müdam
Ol taatında subh-u şam
Şeyhe hemen kıl iktida
Şeyhi tasavvur eyle dur
Daim anınla kıl huzur
Hubbinde şeyhin fani ol
İlm-i Ledünnin Kani ol
Hubbine eyle i’tisam
İhsanına ol müstehak
Ol vasıl-ı dergah-ı Hakkalbinde ani etme dur
Sırrından al şeyhin sebak
Aşkında sergerdanı ol
Dersin oku ondan verak

Yani: “Ey mürid! Şeyhine devamlı rabıta yap ve onun sevgisine sarıl. Sabah akşam ona itaat et ki, lütfuna mazhar olasın.
Şeyhine hakkıyla uy, sözünü tutup verdiği vazifelere devam et ki Allah’u Teala yolunda yükselerek Hakk’ın dergahına eresin.
Şeyhinin suretini devamlı düşün, onu kalbinden uzatma ki onunla huzura kavuşarak iç âleminden istifade edesin.
Şeyhin sevgisinde eriyip git, onun aşkına başını koy ki manevi ilmin madeni olasın ve ledün ilminin dersini yaprak, yaprak ondan okuyasın.”(Ali Kadri, Risale-i Behaiyye sh:35-36)

www.ihvanlar.net

PAYLAŞ