Camileri kiliseye benzetmek istiyorlar
Milli gazete yazarlarından Mevlüt Özcan uyardı: “Camilerimiz kiliselere çevrilmeye çalışılıyor…”
Muhterem Müslümanlar!.. Son yıllarda camilerimize tabureler, sandalyeler ve koltuklar konulmaya başlandı. Bu sandalye işi ne zaman çıktı? Nereden çıktı? Kimler tarafından çıkarıldı? Bugün bu konuyu ele alacağız.
Dikkat edelim. Camilerimizi kiliselere benzetmek istiyorlar.
Camilerimizde öyle görüntüler yayılıyor ki, dışarıdan bakanlar cemaatin bir bölümünün harp gazisi ya da çeşitli dertlerden muzdarip hastalıklı kişilerden oluştuğunu sanabilirler.
Camilerde sandalyelerde oturarak namaz kılan gruplar oluşmaya başladı. Bunları görünce harpten çıkmış bir ülkenin gazileri ile dolu bir cami gibi bir his oluşuyor insanın gözünde.
Gidişata bakılırsa yakında camilerin büyük bölümü oturaklı sandalyeli masalı hale gelecek.
Muhterem Müslümanlar!..
Sandalye ve taburelerde namaz kılan kardeşlerimize baktığımızda % 95’inin namazlarını ayakta veya yere oturarak kılabileceklerine şahit oluyoruz. Demek ki, bu kardeşlerimiz namazlarını nasıl kılacaklarını bilmiyorlar. Onun için Din İşleri Yüksek Kurulu 10.08.2005 tarih 1104 sayılı görüşünde: “… Namaz kılarken secde edemeyen Müslümanların cami görevlileri tarafından öncelikle yere oturarak namazlarını ima ile kılmaları tavsiye edilecek, ima ile namaz kılma usulü kendilerine anlatılacaktır…”
Cami görevlisi hocalarımızı görevlerini yapmaya davet ediyoruz. Zaten görevlerini yapan hocalarımızın camilerinde sandalye, tabure ve koltuk belasını görmüyoruz.
Muhterem Müslümanlar!..
Hasta bir kimsenin sandalyede namaz kılması caiz değildir. Çünkü camiye kadar gelen kimse yere de oturabilir. Secde edemiyorsa, ayaklarını kıbleye doğru uzatarak ima ile namazını kılar. Bundan dolayı namazını sandalyede oturarak kılanın namazı kabul olmaz. Zira sandalyede oturmak için zaruret yoktur. Yere oturabilenin yere oturup namazını kılması lazımdır.
Tekerlekli sandalyesinde oturan felçli bir hasta yardımcısı yoksa tekerlekli sandalyesinde namazlarını kılabilir.
Muhterem Müslümanlar!..
Peygamberimiz zamanında ve daha sonraki devirlerde sağlamların da hastaların da sandalye üzerinde namaz kıldıkları vâki olmamıştır. Ayakta namaz kılamayanlar hep oturarak namazlarını kılmışlardır.
Bazıları Rasulüllah (s.a.v.) devrinde sandalye olmadığını ileri sürüyorlar. Hayır, bunlar yanılıyorlar. Var olduğunu Kur’ân’dan öğreniyoruz:
*İnsan sûresi, ayet: 13
*Kehf sûresi, ayet: 31
*Yâsin sûresi, ayet: 56
*Mutafifin sûresi, ayet: 23 ve 35
*Sad sûresi, ayet: 34’de bu beyan ediliyor.
Ashab-ı Kiram’dan İmran İbni Hüseyin diyor ki: Hastalığım sebebiyle namazı nasıl kılayım diye Peygamberimizden sordum. Buyurdular ki: “Ayakta kıl, gücün yetmezse oturarak, ona da gücün yetmezse yan üstü yatarak, ona da gücün yetmezse sırt üstü yatarak namazını ima ile kıl” buyurdular. (Buhari, Taksir 19. Ebu Dâvûd, Salât 179. Buluğu’l-Meram. c/1. Sf: 415-417. Büyük İslâm İlmihali: Sf: 224. İbnî Âbidin Tercemesi. c/3. Sf: 200. Haleb-i Sağır. Halebi Kebir. Merakul-Felâh. Tahtavi. Bedayi’us-Sarâi, Fethü’l-Kadır, Behr-i Râik. Mebsût-i Sarahsi. Mızraklı. Dürr-i Yeksta Şerhi. Nimet-i İslâm gibi eserlerde asla sandalye lafı geçmiyor.
Muhterem Müslümanlar!
Son yıllarda sessiz bir şekilde, ülkemizin (bir kaç istisnasıyla beraber) bütün camileri birden bire sandalye salgınına uğradı. Bu esrarı çözmek lazım.
Eskiden camilerimize sıralar, sandalyeler konsun derlerdi. Şimdi fiilen buraya doğru gidiliyor. Camilerimiz kiliseleştiriliyor. İsabetli olan sandalyeyi namaza hiç bir şekilde bulaştırmamaktır. Hele camilerimize katiyyen sokmamak ibadethanelerimizde kilise havası estirmemektir.
Müslümanlar! Camilerimizi kilise haline getirmek için bazı kesimler çalışma yapıyorlar. “Sandalye üzerinde namaz kılanlar” da bu çalışmaları kolaylaştırıyorlar. Bunun vebali çok büyüktür. Herkes aklını başına alsın.